EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA HACC SURESİ 28. VE 29. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
28- Kendileri için bir takım yararlara şahid olsunlar(48) ve kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (kurban adarken) Allah’ın adını ansınlar.(49) Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun.(50)
29- Sonra kirlerini(51) gidersinler, adaklarını yerine getirsinler,(52) Beyt-i Atik’i tavaf etsinler.(53)
AÇIKLAMA
48. “Faydalar” hem dini hem de dünyevi faydalardır. Hz. İbrahim (a.s) ile Hz. Muhammed (s.a) arasında geçen 2500 yıl boyunca, kabile hayatı sürmelerine rağmen Arapların bir tek merkezi yere bağlı kalmalarının asıl nedeni Kabe’ydi ve Araplar her yıl Arabistan’ın çeşitli bölgelerinden hacc için Kabe’ye gelmeye 2500 yıl boyunca devam etmişlerdi. Bu da onların dillerini, kültürlerini ve Arap kimliklerini korumalarını sağlamıştı. Bundan başka yolculuk edebileceği dört ay gibi bir barış zamanları da vardı. Bu nedenle hacc menasiki, ülkenin ekonomik hayatını olumlu yönde doğrudan etkiliyordu. Ayrıntılar için bkz. Al-i İmran: 97 ve an: 80-81; Maide: 97 ve bununla ilgili an: 113.
49. Burada “hayvan”la; En’am: 142-144’de açıkça değinildiği gibi, deve, inek, koyun ve keçi kasdedilmektedir. “… üzerinde Allah’ın adını ansınlar” sözü ile hayvanı Allah için ve Allah adına kesmeleri gerektiği ifade edilmektedir. Hayvanlar kesilirken müslümanların hayvanları sadece Allah için O’nun adına boğazladıklarını ve kurban ettiklerini göstermek üzere Allah’ın adı anılmalıdır. Böylece müslümanlar, hayvanlarını Allah’ın adını anmaksızın veya Allah’tan başka adlar anarak boğazlayan kafirlerden ayrılmış olacaklardır.
“Bilinen günler” ifadesinin gerçek anlamı hakkında farklı görüşler vardır. “Bilinen günler”in ne olduğu konusundaki bazı görüşler şunlardır:
1) Zil-Hicce’nin ilk on günü. Bu görüş İbn Abbas, Hasan Basri, İbrahim Nahâi, Katade ve daha bir çok sahabe ve tabiun tarafından desteklenmektedir. İmam Ebu Hanife, İmam Şafii ve İmam Ahmed b. Hanbel de bu görüştedir.
2) Zil-Hicce’nin onuncu günü ve bunu takip eden üç gün. Bu görüş İbn Abbas, İbn Ömer, İbrahim Nahai, Hasan Basri ve A’ta tarafından desteklenmektedir. İmam Şafii ve İmam Ahmed’de bu görüşü desteklediklerine işaret eden birer sözleri rivayet edilmiştir.
3) Zil-Hicce’nin onuncu günü ve bunu takip eden iki gün. Bu görüş Hz. Ömer, Hz. Ali, İbn Ömer, İbn Abbas, Enes b. Malik, Ebu Hureyre, Said b. Müseyyeb ve Said b. Cübeyr tarafından desteklenmektedir. Süfyan-ı Sevri, İmam Malik ve fakihlerden İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed de bu görüşü benimsemişlerdir. Hanefiler ve Malikiler de genellikle bu görüştedirler.
50. Fiilin emir kipinde kullanılması onların etinden yemenin ve fakirlere vermenin zorunlu olduğu gibi bir yanlış anlamaya neden olmuştur. İmam Şafii ve İmam Malik, onun etinden yemenin iyi, fakirlere vermeninse vacip olduğu görüşündedirler. İmam Ebu Hanife’ye göre ikisine de izin verilmiştir, fakat bunlar vacip değildir. Onların etinden yemek hayırlıdır, çünkü cahiliye döneminde insanlar kendi kestikleri kurbanın etinden yemeyi yasak sayarlardı. Yine bu etlerden yardım amacıyla fakirlere vermekte de fayda vardır. İbn Cerîr, Hasan Basri, A’ta, Mücahid ve İbrahim Nahâi ‘den emir kipinin her zaman emir ve zorunluluk ifade etmeyeceğini gösteren örnekler rivayet eder. Mesela Maide: 2 ve Cuma: 10. O halde “… onun etinden yoksulu, fakiri de doyurun.” ifadesi bu etten zenginlere verilemeyeceği anlamına gelmez. Çünkü Peygamber’in (s.a) ashabı, kurban etinden zengin olsun, fakir olsun dostlarına, komşularına, akrabalarına verirlerdi. İbn Ömer’e göre kurban etinin üçte biri evde kalmalı, üçte biri komşulara dağıtılmalı, üçte biri de fakirlere verilmelidir.
51. Bu, zorunlu hacc vazifelerini yaptıktan sonra ihramın çıkartılması, artık haccın kısıtlamaları sona erdiği için yıkanılması gerektiği anlamına gelir. Fakat hacı, ziyaret veya ifade tavafını yapmadan önce yine de cinsel ilişkide bulunamaz.
52. Yani, kişinin bu ziyaretinde yapmayı nezrettiği adak.
53. Kabe için kullanılan “Atik” kelimesi çok geniş bir anlama sahiptir.
1) Eski
2) Bir kimsenin sahibiyetinden ve egemenliğinden uzak.
3) Şerefli ve hürmet edilen.
Bence buradaki tavafla, Zilhicce’nin onuncu günü, haccın son menasiki olan ihramdan çıkma işleminden sonra yapılan bir tavaf-ı ziyaret veya tavaf-ı ifade adı verilen tavaf kasdedilmektedir.