EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA HACC SURESİ 42. VE 48. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
42- Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan(87) önce Nuh, Âd, Semud kavmi de yalanlamıştı.
43- İbrahim’in kavmi ve Lut’un kavmi de:
44- Medyen halkı da (yalanlamıştı peygamberlerini) . Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o küfre sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim.(88) Nasılmış benim (her şeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkilabım(89) (veya inkârım) .
45- (Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları(90) (terkedilmiş bulunmakta) , yüksek sarayları (çın çın ötmektedir) .
46- Yer yüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve kendisiyle işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü gerçek şu ki, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir.(91)
47- Onlar senden, azabın çarçabuk getirilmesini istiyorlar;(92) Allah, va’dine kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.(93)
48- Nice ülkeler vardır ki, (halkı) zulmediyorken ben ona bir süre tanıdım, sonra yakalayıverdim; dönüş yalnızca banadır.
AÇIKLAMA
87. “Mekkeli müşrikler”
88. Peygamberlerini reddeden bazı kavimlerin misalleri, Mekkeli müşriklere, kendilerine azaptan önce bir müddet mühlet verildiğini vurgulamak için anlatılmıştır. O halde, “Ey Mekkeliler, cezalandırılmanızdaki gecikme sizi yanıltmasın. Size verilen süre sona erdiğinde, eğer verilen süre içinde gidişatınızı düzeltmemişseniz, önceki topluluklar gibi siz de cezalandırılacaksınız.”
89. Nekîr kelimesi Arapça’da çok geniş bir anlama sahiptir ve şu iki anlamı da ifade eder:
1) Karşısındakinin kötü davranışından duyulan hoşnutsuzluk.
2) İnsanı tanınamayacak kadar değiştiren şiddetli bir ceza. Bu durumda cümle şu anlama gelir: “Bak! Bu kötü hallerinde onları yakaladığım zaman cezam ne kadar korkunçmuş!”
90. Arapça’da “kuyu” “yerleşim bölgesi” ile hemen hemen eş anlamlıdır. O halde: “Nice kullanılmaz olmuş kuyu” cümlesi, “Nice memleket helak olmuştur” anlamına gelir.
91. “…. kalpler kör olur” sözleri, gerçek anlamda değil, mecazi anlamda kullanılmıştır. Kalp, tüm duygular, hisler, zihnî ve ahlakî niteliklerin merkezi olarak kabul edildiğinden, bu sözler kendi inatçılıklarının onları duymaktan ve akıllı hareket etmekten alıkoyduğunu ima etmek üzere kullanılmışlardır.
92. Burada kafirlerin sık sık tekrarladıkları bir meydan okuyuşa değinilmektedir: “Peki, eğer sen gerçekten peygambersen, bizi tehdit ettiğin azap neden gelmiyor, zira biz senin Allah’ın Peygamberi olduğun iddiasını kabul etmiyoruz?”
93. Yani, “Allah’ın karar ve iradesi sizin zamanınıza ve takviminize göre değildir. Yaptığınız kötü amellerin sonuçları da hemen işlediğiniz anda ortaya çıkmaz. O halde, zalimce ve günahkar bir tavır içine girdiklerinden beri bir on yıl veya bir yüz yıl geçtiği için ceza ve azap tehdidinin asılsız olduğunu düşünenler yanılgı içindedirler.