sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA İSRA SURESİ 57. VE 60. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA İSRA SURESİ 57. VE 60. AYETLER ARASI
01.12.2020
577
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

57- Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O’nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.(65)
58- Hiç bir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azabla azablandıracağız;(66) bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır.
59- Bizi ayet (mucize) ler(67) göndermekten, öncekilerin onu yalanlamasından başka bir şey alıkoymadı. Semud’a dişi deveyi görünür (bir mucize) olarak gönderdik, fakat onlar bununla (onu boğazlamakla) zulmetmiş oldular.(68) Oysa biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.(69)
60- Ey Muhammed bir zaman sana: “Şüphesiz Rabbin insanları çepeçevre kuşatmıştır.” demiştik. (70) Sana gösterdiğimiz rüyayı (71) ve Kur’an’da lanetlenen ağacı (72) ancak insanlara bir fitne (sınama aracı) yaptık. (73) Biz onları arka arkaya korkutuyoruz, fakat (bu) onlarda büyük bir azgınlıktan başka bir şeyi artırmaya yaramıyor.

AÇIKLAMA

65. Metindeki kelimeler, burada adı geçen ilâh ve yardımcıların taştan yapılmış putlar değil, ya melekler ya da ölmüş azizler olduklarını göstermektedir. Bu ayette, insanların yardım dilediği hiç bir melek, aziz veya peygamberin hiç kimsenin yalvarmasına cevap verecek güçte olmadığı açıkça belirtilmektedir. Onlar kendileri Allah’tan merhamet umar, azabından korkar ve O’na yakınlaşmak için vesile ararlar.
66. Bu ayet, kafirlerin kendi memleketlerinin tehlike veya azaptan uzak olduğu konusundaki zanlarını ortadan kaldırmak amacındadır. Ayet her memleketin zaman eseri veya Allah’ın azabı ile helâk edileceğini bildirmektedir.
67. Burada “ayetler”, peygamberliğin delilleri olarak sunulan görülebilir mucizelerdir. Kureyşli müşrikler tekrar tekrar böyle mucizeler istiyorlardı.
68. Burada kafirler şöyle uyarılmaktadırlar: “Size doğru yolu göstermek için mucizeler göndermemesi Allah’ın rahmetindendir. Oysa siz böyle mucizelerin gönderilemeyeceğini sanıyorsunuz. Bilmelisiniz ki, size bir mucize gönderilmiyor, çünkü onun reddedilmesi kaçınılmaz olarak azaba neden olur ve o topluluk helâk edilir. Apaçık mucizeleri reddeden Semud gibi kavimlerin tamamen helâk edildiğini tarihten öğrenebilirsiniz.”
69. Yani, “Mucizeler iş olsun diye gösterilmez. Bunlar insanları Peygamber’in Allah’tan yardım gördüğü ve isyanları sonucunda karşılaşacakları azabın farkına varmaları konusunda uyarmak için gösterilir.”
70. Yani, “Peygamberliğin daha başlangıcında, Kureyşli müşrikler senin davetine karşı çıkmaya başladıklarından sana; şüphesiz biz onları çepeçevre kuşatmışızdır demiştik. Onlar senin davetini engellemek için ellerinden geleni yapabilirler, fakat bunda başarısızlığa uğrayacaklar ve senin davetin tüm düşmanlıklara karşı zafere ulaşacaktır. Bu davetin bir mucize şeklinde gerçekleştiğini görmüyorlar mı? Onların tüm engellemeleri etkisiz kalmış ve sana ufacık bir zarar vermeyi bile başaramamışlardır. İşte bu Hz. Peygamber’in (s.a) davetinin her şeye gücü yeten Allah tarafından desteklendiğinin apaçık bir delilidir.”
Allah’ın kafirleri çepeçevre kuşattığına ve Hz. Peygamber’e (s.a) davetinde yardımcı olduğuna değinen ayetler Mekke döneminin ilk zamanlarında nazil olan bir çok surede yer almaktadır. Mesela, Allah Büruc Suresi 17-20. ayetlerde şöyle buyurmaktadır: “Orduların haberi sana geldi mi? Firavun ve Semud ordularının? Hayır, küfretmekte olanlar bir yalanlama içindedirler. Allah ise onları, arkalarından çepeçevre kuşatmıştır.”
71. Burada Mi’rac (Göğe yükseliş) kastedilmektedir; çünkü burada “rüya” “düş görmek” anlamında değil bir şeyi fiziksel olarak çıplak gözle görmek anlamındadır. Eğer bu sadece bir “rüya” olsaydı ve Hz. Peygamber (s.a) kafirlere sadece bir rüya anlatmış olsaydı, bunun onlar için bir deneme aracı olmasının bir anlamı olmazdı. İnsanlar bir gün garip rüyalar görürler ve bunu diğer insanlara anlatırlar. Fakat bu rüyalar, hiç bir zaman rüya görenin yalan söylediği veya deli olduğu konusunda itham aracı olmazlar.
72. Duhan Suresi 43-44. ayetlerde anılan lanetli “Zakkum” ağacı cehennemin dibinde yetişir ve cehennemlikler ondan yemek zorunda kalacaklardır. Bu ağaca lanetli denmesinin sebebi cehennemliklerin onu Allah’tan bir rahmet olarak değil lanetlenmelerinin bir sembolu olarak yemeleridir. Lanetlenen insanlar bundan yiyecek ve daha çok acı çekeceklerdir, çünkü bu ağaçtan yenen kısım onların karnında kaynar suyun kaynaması gibi kaynayacaktır.
73. Yani, “Onların Gerçeğin bilgisini senin gibi doğru ve soylu bir insandan, ilk ağızdan öğrenmeleri ve ondan ders alıp doğru yolu bulmaları için sana Mi’rac’ta böyle mucizeler gösterdik. Fakat onlar seninle alay etmeye başladılar, oysa biz onları, senin aracılığınla kötü amellerin sonucu Zakkum’dan yemek zorunda kalacakları konusunda yine uyarmıştık. Bunun tersine onlar seninle alay etmeye başladılar ve şöyle dediler: “Şu adamın mantığına bir bakın: Bir taraftan cehennemde korkunç bir ateş yandığından bahsediyor, diğer taraftan orada ağaçlar yetiştiğini söylüyor.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.