sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 1. VE 2. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 1. VE 2. AYETLER
14.04.2021
871
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

1- Mü’minler gerçekten felah bulmuştur;(1)
2- Onlar(2) namazlarında huşû içinde olanlardır,(3)

AÇIKLAMA

1. Kurtulan ‘Müminler’ Hz. Muhammed’in (s.a) mesajını kabul edip, Onu rehber edinerek gösterdiği yolda gidenlerdir.
Bu açıklama, yapıldığı ortam gözönüne alınmadan önce tam olarak kavranamaz. Bir yanda, zengin ve refah içinde yüzen Mekke şefleri, hayatın lezzetlerinden alabildiğine yararlanan ve işleri hep yolunda giden İslâm düşmanları, öte yanda ise çoğunluğu doğuştan yoksul veya İslâm’a olan acımasız düşmanlığın sonucu yoksullaşmış müslümanlar vardı. Dolayısıyla, surenin başlangıcı olan “Muhakkak müminler kurtuldu; gerçek başarıya ulaştı” ifadesiyle Kâfirlere başarı ve başarısızlığın gerçek ölçüsünün onların kafalarındaki gibi olmadığı anlatılıyordu. Onların başarı sandıkları şey yanlış değerlendirmelere dayanmasının yanısıra, geçici ve mahiyeti gereği sınırlıydı da; sonunda varacağı nokta ise tam bir başarısızlıktı. Bunun aksine, kaybedenler olarak gördükleri Hz. Muhammed’in (s.a) izleyicileri ise gerçekten başarılı olanlardı. Çünkü Allah’ın Rasûlü’nün hidayet çağrısını kabul etmekle müminler kendilerini dünyada ve ahirette gerçek başarı ve sonsuz mutluluğa götürecek bir alışverişte bulunurlarken, karşısındakiler mesajı reddetmekle gerçek kaybedenler oldukları gibi, hem dünyada hem de ahirette inkarlarının karşılığını göreceklerdir.
Sure’nin ve Allah’ın suredeki hitabının işlediği ana tema baştan sona işte budur.
2. 2-9’uncu ayetlerde anılan müminlerin soylu nitelikleri yukarıdaki vurguyu kanıtlayan delillerdir. Bir başka deyişle, bu ayetlerde anılan niteliklere sahip olanların dünyada ve ahirette kurtuluşa erecekleri ifade olunmaktadır.
3. “Hâşi’ûn”, bedenin olduğu kadar kalbin de bir durumu olan huşû’dan gelir. Kalbin huşûsu, korkmak ve güçlü bir şahsın karşısında heybet hissine kapılmaktır. Bedenin huşûsu ise, böyle bir şahsın huzurunda baş eğmek, bakışları aşağı çevirip sesi alçaltmaktır. Namazda hem kalbin, hem de bedenin huşû içinde olması istenir ve namazın özü de budur. Rivayet olunduğuna göre, Hz. Peygamber (s.a) namaz kılarken sakalıyla da oynayan bir adamı görünce, “Kalbinde huşû olsaydı, bedeni onu gösterirdi” buyurmuşlardır.
Yukarıdaki hadiste ifade olunduğu üzere, huşû her ne kadar kalbin durumuysa da, şüphesiz beden onu ortaya kor. Şeriat hem kalpte huşûnun sağlanmasına, hem de kalbin ‘oynak’ durumuna rağmen namazdaki fizîkî hareketlerin yerine getirilmesine yardımcı olmak açısından bazı kurallar koymuştur. Sözgelimi, namazdayken ne sağa dönülür ne sola; baş yukarı kaldırılmaz, göz her ne kadar sağa sola kayarsa da mümkün olduğunca secde yerine bakmak gerekir; yine namazdayken yer değiştirilmez, iki yana eğilinmez, elbiseyle oynanmaz ve üzerindeki toz toprak silkilmez. Aynı şekilde, secdeye varılırken oturulacak veya secde edilecek yer temizlenmez. Kazık gibi dimdik durmak, Kur’an ayetlerini “lâhn” üzere ve şarkı söyler gibi okumak, üst üste geğirmek ve esnemek de doğru değildir. Namazı hızlı hızlı kılmak da tasvip edilmemiştir. Namazın her bir rüknü yavaş yavaş ve huzur içinde yerine getirilmeli ve bir rükn tamamlanmadan diğerine geçilmemelidir. Şu kadar ki, namazda kişiye zarar verecek bir şeyden korkulursa bu bir elle giderilebilir, fakat eli tekrar tekrar kımıldatmak ve her iki eli birden kullanmak yasaklanmıştır.
Bu tür bedensel davranış kurallarının yanısıra, namaz esnasında ilgisiz şeyler düşünmekten de kaçınmak gerekir. İnsanın tabiî zayıflığı nedeniyle kendiliğinden zihne bir takım düşünceler gelirse, böylesi durumlarda zihnin ve kalbin bütünüyle Allah’a yönelmesi ve zihnin dille tam bir uyum içinde olması için elden gelen yapılmalı, ilgisiz düşüncelerin farkına varıldığında hemen dikkatler namaza yöneltilmelidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.