sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 57. VE 62. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 57. VE 62. AYETLER ARASI
26.04.2021
665
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

57- Gerçekten, Rablerine olan haşyetlerinden dolayı saygıyla korkanlar.(51)
58- Rablerinin ayetlerine iman edenler,(52)
59- Rablerine ortak koşmayanlar,(53)
60- Ve onlar gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler;(54)
61- İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler.
62- Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz;(55) elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır(56) ve onlar hiç bir haksızlığa uğratılmazlar.(57)

AÇIKLAMA

51. Yani, Allah korkusundan yoksun, başıboş bir hayat yaşamıyor onlar. Allah korkusuyla ve O’nun tüm niyet ve hareketlerinde kendilerini gözlediğinin bilinciyle yaşıyorlar; bu yüzden de kötü niyet ve davranışlardan da geri duruyorlar.
52. Burada, “ayetler”den amaç, hem peygambere gelen vahy, hem de kişinin kendinde ve çevresini saran kâinattaki işaretlerdir. Kitab’ın ayetlerine inanmak, bu ayetleri tasdik etmek ve insanın kendisindeki ve kâinattaki ayetlere inanmak da, bu ayetlerin işaret ettiği gerçekleri tasdik etmek demektir.
53. Vahy’e iman her ne kadar kalplere tevhid doktrinini ekerse de, yine de müminler şirk’e karşı uyarılmaktadır. Çünkü, vahye inanmakla birlikte, insan şu veya bu şekilde, sözgelimi, peygamberlerin ve dindar kişilerin öğretilerini sınırların dışına taşırarak, Allah’tan başkalarına dua ve yakarışta bulunup kulluk yaparak her zaman şirke düşme eğilimindedir.
54. Bu ayet (60) şu anlamları içermektedir: “Onlar Rabblerine kulluk ederler, O’na itaat için ellerinden geleni yaparlar ve salih amellerde bulunurlar, yine de her an kalpleri korku doludur ve dindarlıklarıyla asla gurur duymazlar, kendilerini beğenmeye kalkışmazlar. Tüm salih amellerine rağmen, kalpleri hep huşu içindedir, Rabblerine hesap verecekleri korkusuyla titrerler ve Rabblerinin mahkemesinde ‘berat’ edip etmeyeceklerinden emin değillerdir.
Bu konuda Hz. Aişe kanalıyla Hz. Peygamber’den (s.a) bir hadis rivayet olunmuştur: “Hz. Aişe Rasûllullah’a (s.a) bu ayetle ilgili olmak üzere şöyle bir soru sorar: “Ya Rasûlallah! Allah’tan korktuğu halde bir kimse, hırsızlık, zina yapar mı, içki içer mi?” Bunun üzerine Rasûlallah, “Hayır, senin anladığın gibi değil ey Sıddık’ın kızı! Burada kastolunan kişinin namaz kıldığı, zekat verdiği, oruç tuttuğu halde, yine de Allah’tan korkmasıdır” demiştir.” Bu cevaptan anlaşıldığına göre, burada (mal) vermekten maksat, kişinin en geniş anlamıyla Allah’a itaat etmesidir.
Hz. Ömer (r.a) bu ayetin somut tefsirini hayatıyla ortaya koymuştur. Herkese örnek olacak şekilde Allah’a kulluk yapıyordu. Fakat, her şeye rağmen O’na hesap vermekten öylesine korkuyordu ki, ölümünden önce şöyle dediği rivayet olunmaktadır: “Ahirette mükâfat da görsem ceza da görsem, ikisini de nimet sayacağım.” Hz. Hasan Basrî aynı şeyi şu güzel sözüyle ifade etmektedir: “Mümin Allah’a itaat eder, ama yine de O’ndan korkar, münafıksa Allah’a isyan eder, ama buna rağmen O’ndan korkmaz.”
55. Bu temel ilkenin burada bu şekilde ortaya konuşu oldukça anlamlıdır. Önceki bölümde (57-61) gerçek başarıyı (kurtuluşu) hak etmiş kişilerin özellikleri anlatılmıştı. Bu ayette (62) ise bu seçkin özelliklerin gerçek başarıya ulaşmak isteyen herkes tarafından kazanılabileceği belirtilmekte ve sanki şöyle denmektedir: “Gerçek başarı için öngördüğümüz şartları yerine getirmek her çabalayanın kapasitesi içindedir; çünkü, “Biz.. yüklemeyiz-teklif etmeyiz. O halde, ey iman edenler, gerçek başarıya, kurtuluşa ermek istiyorsanız, bu başarıya ulaşmış olan içinizdeki müminleri örnek alın.”
56. Kur’an’a göre herkesin tek tek ‘amel defteri’ tutulmaktadır. Bu deftere kişinin söylediği her söz, yaptığı her iş, içinden geçirdiği her düşünce ve kalbinde beslediği her niyet kaydedilir. Ayrıca bkz. Kehf: 49 ve an: 46.
57. Yani, hiç kimse, ne yapmadığı bir şeyden dolayı suçlanıp cezalandırılacak, ne de yaptığı güzel bir amelin karşılığından mahrum bırakılacaktır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.