EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 101. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
101- Biz bir ayeti, bir (başka) ayetin yeriyle değiştirdiğimiz zaman, -Allah neyi indirdiğini daha iyi bilmektedir- “Sen yalnızca iftira edicisin”(102) dediler. Hayır, onların çoğu bilmezler.
AÇIKLAMA
102. Bu ayet şu anlama da gelebilir: “Kur’an’da emirler parça parça indirildiği için bir emri açıklayan başka bir emir indirdiğimiz zaman.” örneğin; “içki yasağı ve zina ile ilgili emirler, yıllarca birbiri ardınca gelen emirlerden oluşmaktadır. Fakat biz bu tefsiri kabul etmekte tereddüt ediyoruz, çünkü Nahl Suresi Mekki bir suredir ve bildiğimiz kadarıyla Mekke’de emirlerin böyle derece derece gönderildiğini gösteren bir örnek yoktur. Bu nedenle biz diğer tefsiri kabul ediyoruz. Kur’an bir konuya farklı yerlerde ayrıntılar ekler ve aynı konuyu farklı yerlerde farklı örneklerle açıklar. Aynı şekilde Kur’an, aynı hikayeyi farklı yerlerde farklı kelimelerle anlatır ve değişik yerlerde farklı yön ve ayrıntılarını sunar. Aynı konuyu ispatlamak için bir yerde bir fikir, başka yerde başka bir fikir öne sürer. Bir yerde bir konuyu kısaca, başka bir yerde ayrıntılarıyla ele alır. Mekkelilerin Kur’an’ı Hz. Muhammed’in (s.a) uydurduğunu söylemelerinin nedeni budur. Müşrikler şöyle diyorlardı: “Eğer Kur’an Allah kelamı olsaydı belirli bir yerde belirli bir konunun tümüne değinirdi, çünkü Allah’ın bilgisi eksik değildir. O, bir konunun ayrıntılarını derece derece düşünmek ve aynı şeyi anlatmak için farklı yaklaşımlar kullanmak zorunda değildir. Bunun aksine insan bilgisi sınırlıdır. İnsan Kur’an’da da olduğu gibi merhale merhale düşünmek zorundadır. Bu da Kur’an’ı senin uydurduğunun bir delilidir.”