sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NİSA SURESİ 78. VE 86. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NİSA SURESİ 78. VE 86. AYETLER ARASI
16.10.2019
670
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

78- Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: “Bu Allah’tandır” derler; onlara bir kötülük dokunsa: “Bu sendendir” (109) derler. De ki: “Tümü Allah’tandır.” Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamağa çalışmıyorlar?
79- Sana iyilikten her ne gelirse Allah’tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter.
80- Kim peygambere itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiştir. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik.(110)
81- “Tamam-kabul” derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
82- Onlar halâ Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilâflar) bulacaklardı.(111)

AÇIKLAMA

109. Onlar, Hz. Peygamber’e (s.a) karşı takındıkları tavır hakkında uyarılıyorlar. Ne zaman başarı ve zafer elde etseler, bunu hemen Allah’a bağlıyor ve Allah’ın onlara Hz. Peygamber’i (s.a) aracılığı ile lütfettiğini unutuyorlardı. Fakat ne zaman kendi hata ve zayıflıkları nedeniyle bir yenilgi ve başarısızlıkla karşılaşsalar Hz. Peygamber’i (s.a) suçluyor ve sorumluluğu kendi üstlerinden atıyorlardı.
110. “Yaptıkları işlerden onlar kendileri sorumludurlar, sen onlardan mesul değilsin. Sana verilen tek görev Allah’ın emir ve direktiflerini onlara iletmektir. Sen de bunu gereği üzere yapıyorsun. Onları hak yolu kabul etmeye zorlamak senin görevin değildir. Senin aracılığınla onlara ulaştırılan Hakk’a tâbi olmazlarsa, sen onların isyanından sorumlu tutulmayacaksın.”
111. Bu ayetlerde uyarılan zayıf inançlıların ve münafıkların hatalı tutumlarının asıl nedeni, onların Kur’an’ın Allah’tan gelmediği konusunda şüpheler taşımalarıydı. Onlar Kur’an’ın Allah tarafından Hz. Peygamber’e (s.a) vahyedildiği ve onun içindeki emirlerin Allah’tan geldiği konusunda şüphe duyuyorlardı. Bu nedenle onlara Kur’an’ı yakından tetkik etmeleri, şüphelerinin gerçek olup olmadığını araştırmaları tavsiye ediliyor. Kur’an’ın kendisi onun Allah tarafından gönderildiğine şahittir. Çünkü ne kadar akıllı olursa olsun hiç kimse 23 yılsonunda içinde hiçbir çelişki ve tutarsızlık bulunmayan, birçok konuya ve birçok duruma hitap edebilen bir kitap meydana getiremez.

83- Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan sonuç-çıkarabilenler, onu bilirlerdi.(112) Allah’ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz.
84- Artık sen Allah yolunda savaş, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü’minleri de hazırlayıp-teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin ağır-baskılarını geri püskürtür. Allah, ‘kahredici baskısıyla’ daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.
85- Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine de bir hisse vardır: kim de kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine, bir pay vardır.(113) Allah her şeyin üzerinde koruyucudur.
86- Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin.(114) Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.

AÇIKLAMA

112. Bu kritik dönemde her yönden çeşitli söylentiler geliyordu. Bazen Medine ve çevresinde alarma geçilmesine neden olan asılsız ve abartılmış haberler de geliyordu. Bazen de Müslümanların gevşeyip tetikde durmaktan vazgeçmeleri için düşman kampının çok sakin olduğu haberi yayılıyordu. Bu tür söylentileri sadece heyecan ve macerayı seven kişiler ciddiye alıyordu. Böyle kimseler İslâm ve Küfür arasındaki çatışmayı önemli bir mesele olarak kabul etmiyorlar ve bu tür asılsız söylentilerle uğraşmanın ciddi sonuçlar doğurabileceğini düşünmüyorlardı. Ne zaman bir söylenti duysalar sebep olacakları büyük zararları düşünmeksizin bunu hemen yayıyorlardı.
Bu ayette bu tür kimselere yaptıkları işin ciddiyeti anlatılıyor ve böyle yapmamaları konusunda uyarılar yapılıyor. Onlara duydukları herhangi bir haberi hemen yetkili kişilere iletmeleri söyleniyor.
113. İnsanlar farklı davranışlarda bulunurlar ve farklı sonuçlara neden olurlar. Bazıları insanları, Allah yolunda çalışmaya, O’nun Kelimesi’ni yüceltmeye davet ederler ve bunun mükâfatını alırlar. Bazıları ise Allah’ın Kelimesi’ni yüceltmekten alıkoymaya çalışırlar. Bu nedenle de cezaya müstehak (lâyık) olurlar.
114. Müslümanlar özellikle kâfirlere karşı nazik ve medenî davranmaları konusunda uyarılıyorlar. Çünkü o dönemde iki topluluk arasındaki ilişki, düşmanlık tohumları üzerine kurulmuştu. Gerginliğin bu denli fazla olduğu bir dönemde Müslümanlar, gayri insanî ve vahşice davranışlarda bulunmamaları konusunda uyarılıyorlar. Yani davetçiler kendilerine saygı ile selam veren kimselere karşı aynı şekilde saygılı ve nazikçe karşılık vermelidirler. Hatta onlar karşılarındaki kimselerden çok daha saygılı ve insanca davranmalıdırlar.
Sert davranış ve sözlerin hiç kimseye faydası olmaz. Fakat bu tür davranış ve sözler özellikle, kendilerini insanları Hak yola çağırmaya adayan ve insanları doğru yola ulaştırmaya uğraşan İslâm tebliğcilerinin görevine uygun düşmez. Bu tür davranışlar insanın nefsine hoş görünür ve onu tatmin edebilir, fakat aynı zamanda Müslümanın yüklendiği göreve büyük zararlar verir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.