EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA RA’D SURESİ 14. VE 15. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
14- Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O’na (olan) dır.(23) Onların Allah’tan başka çağırdıkları ise, onlara hiç bir şeyle cevap vermezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. Küfre sapanların duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.
15- Göklerde ve yerde her ne varsa- isteyerek de olsa, istemiyerek de olsa- Allah’a secde eder.(24) Sabah akşam gölgeleri de (O’na secde eder) .(25)
AÇIKLAMA
23. “Gerçek çağrı O’nunkidir.” Çünkü yardımda bulunacak ve zorlukları bertaraf edecek olan güce ve yetkiye sahiptir.
24. “Göklerde ve yerde her ne (her kim) varsa Allah’a secde eder” ibaresi, her mahlukun her halukarda O’nun fiziki kanunlarına boyun eğip, itaat etmek zorunda oluşu anlamınadır. Bir mümin ile bir kafirin teslimiyeti arasındaki yegane fark, ilkinin kalbi bir şevk ile itaat etmesi, ikincisinin ise bunu arzusu hilafına zorla yapmasıdır; zira bu kanunlara karşı gelmek gücünü aşmaktadır ne de olsa…
25. “Gölgelerin secde etmesi” de onların sabahları Batı’ya doğru akşamları Doğu’ya doğru mütamadiyyen düşüyor olmalarıdır. Bu da onların belli bir kanuna boyun eğdiklerini gösterir.