sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 96. VE 98. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 96. VE 98. AYETLER ARASI
04.06.2020
601
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

96- Gerçek şu ki, Rabbinin kelimesi(97) üzerlerinde hak olanlar, onlar inanmazlar.
97- Onlara her ayet getirilse bile.. Acıklı azabı görünceye kadar.
98- Ama (azab geldiği sırada) iman edip imanı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışında-(98) bir ülke olsaydı ya! Onlar iman ettikleri zaman dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık(99) ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık.(100)

AÇIKLAMA

97. Allah’ın kendileri üzerinde tahakkuk ettirdiği kelimesi şuydu: Allah hakikatı kabul etmeyenlerin, inatçılık ve dikkafalılık ederek önyargıyla Hakka karşı duranların, bu dünyanın sarhoşluğu içinde ahiret duyarlılığını kaybedenlerin imanını garanti etmez.
98. Her ne kadar Hz. Yunus (a.s) (M.Ö. 860-784) bir İsrail peygamberiyse de, Asurlulara yol göstermek üzere Irak’a gönderilmişti. Bu yüzden “Yunus kavmi” olarak anılan topluluk Asurlulardı. Aynı zamanda Ninova, bu çok eski ve ünlü kent, onların başkentiydi. Geniş sınırları Tigris’in (Dicle) ile sol kıyısı üzerinde şimdiki Musul kentine tekabül etmektedir. Yörenin tepelerinden biri hala “Yunus Nebi” adını taşır. Kent halkının nasıl müreffeh bir hayat yaşadığını kestirebilmek için Ninova çevresinin 60 mil dolaylarında olduğunu söylemek yeterlidir.
99. Burada, ilahi ilkeye bir istisna olarak, konulmuş olan azabın Yunus kavmi üzerinden neden kaldırıldığı meselesine dikkat çekilir. “Azap gerçekleştiğinde bir kavmin iman etmesi kendisine fayda vermez” kuralının bir istisnası olan hadise hakkında Kur’an’da ayrıntılı bilgi verilmez. Ancak bu kıssa hakkında üç yerde (Bkz. Enbiya: 87-88, Saffat: l39-148, Kalem: 48-50) değinmede bulunulur. Her ne kadar (Kitab-ı Mukaddes’in) Yunus Kitabı’nda (The Book of Jonah) bir takım ayrıntılar zikredilmekteyse de bunlara dayanılamaz. Zira ne Yunus Nebi tarafından düzenlenmiştir ne de vahiy kitabıdır, bilinmeyen bir kimse tarafından yazılmış ve Kitab-ı Mukaddes’e sokulmuştur. Bunun da ötesinde, bu kitap gerçek olarak kabul edilmesi mümkün olmayan, açıkça saçma şeyleri ihtiva etmektedir. Bununla birlikte bu konuyu Kur’an’ın imaları ve Yunus Kitabı’nın ayrıntıları ışığında derinlemesine mutalaa edersek muhtelif müfessirlerin getirdiği açıklamaların doğru olduğunu görürüz. Hz. Yunus (a.s) , kavmini azab ile korkuttuktan sonra ilahi izin olmaksızın görev yerini terketmişti. Bu yüzden Allah, gelmekte olan azabın belirtilerini görüp tövbe eden Asurluları bağışlamıştı. Bu olay, Kur’an’da belirtildiği gibi yine ilahi yasalarla ilgi içindedir. Allah mesajı bütünüyle ikmal edinceye kadar bir kavmi azaba düçar etmez. Hz. Yunus (a.s) , belirlenen süre boyunca tebliğe devam etmediğinden ve kendi kafasından görev yerini terkettiğinden dolayı Allah’ın adaleti cezayı gerektirmedi, çünkü bu kavim için geçerli olacak kanuni şartlar olgunlaşmamış olmaktaydı. Bu yüzden ceza infaz edilmedi. (Daha fazla açıklama için bkz. Saffat. an: 85) .
l00. Asurlular vahye inandıklarında yepyeni bir hayat tarzı edindiler. Fakat bir süre sonra düşünce ve davranışta batıl yollar benimsediler. Nebi Nahum (M.Ö. 720-698) onları inzar etti, tebliğde bulundu fakat hiçbir etkisi olmadı. Sonra Nebi Zephaniah onlara son bir uyarıda bulunmaya çalıştı: “Allah… Asurya’yı helak edecek ve Ninova’yı harabe haline getirecek”. Fakat bu da boşunaydı. Sonunda yani M.Ö. 612 dolaylarında Allah Med’leri onlar üzerine hükümran kıldı.
Med kralı, Babillerin de yardımıyla Asur ülkesini işgal etti, ordularını yenilgiye uğrattı ve Ninova surlarını kuşattı. Asurlular bir süre sıkı direndiler fakat Dicle’deki taşmalar sonucu kentin surları çöktü işgalciler içeriye dalarak her tarafı kül yığını haline getirdiler. Bu arada Asur kralı da sarayını ateşe verip yanarak can verdi. Böylece Asur İmparatorluğu ve kültürü tamamen tarihe karıştı. Son arkeolojik kazılar bu yangının yaygın izlerini açığa çıkarmaktadır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.