sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜZZEMMİL SURESİ 1. VE 6. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜZZEMMİL SURESİ 1. VE 6. AYETLER
14.04.2023
487
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

1- Ey örtüsüne bürünen,(1)
2- Az bir kısmı hariç olmak üzere, geceleyin kalk:(2)
3- (Gecenin) Yarısı kadar. Ya da ondan da biraz eksilt.
4- Veya üzerine ilave et. (3) Ve Kur’an’ı da belli bir düzen içinde (tertil üzere) oku.(4)
5- Gerçek şu ki, biz senin üzerine ‘oldukça ağır’ bir söz (vahy) bırakacağız. (5)
6- Doğrusu gece neşesi(6) (gece ibadeti, insanın iç dünyasında uyandırdığı) etki bakımından daha kuvvetli, (7) okumak bakımından da daha sağlamdır.(8)

AÇIKLAMA

1. Bu kelime ile, Allah Rasulü’ne “Kalk ve geceleri ibadetle geçir” emri verilmektedir. Bundan anlaşılıyor ki o an Rasulullah uyuyor idi. Veya uyumak için bir örtü çekerek uzanmıştı. O zaman Allah (c.c) O’na “Ey üstüne örtü çekerek uyuyan” diyerek hoş bir üslub ile seslenmişti. Bundan, “Şimdi artık rahat yatma zamanı geçmiştir. Büyük bir yük yüklendin, bu işin sorumluluğu başkadır” sonucunu çıkarmaktayız.

2. Bunun iki anlamı olabilir. Birincisi, “Geceyi namazla kıyamda geçirin ve çok az bir kısmında uyuyun.” İkincisi ise “Bütün geceyi namazla geçirmen emrolunmaktadır. Hem istirahat et ve hem de gecenin az bir kısmında ibadet et,” şeklindedir. Fakat, bir sonraki ayetlerden birinci anlamın daha uygun olduğu anlaşılmaktadır. İnsan Suresi 26. ayet de bunu teyid etmekte ve “Gecenin bir bölümünde O’na secde et ve geceleyin uzun uzadıya O’nu tesbih et” denilmektedir.

3. Bu gecenin ne kadarını ibadetle geçirecektir? Ayet, bu vaktin miktarını açıklamaktadır. Burada, gecenin yarısından biraz fazla veya biraz az ibadet etmesi konusunda Allah Rasulü serbest bırakılmıştır. Ama anlaşılmaktadır ki, burada gecenin yarısı tercih edilmektedir. Çünkü o, yarı ölçüt kılınarak bunun biraz azı veya çoğu hususu ona bırakılmıştır.

4. Yani, çok hızlı okumayın, yavaş yavaş ve kelime kelime okuyun. Her bir ayet üzerinde durun ki zihninizde ilahi kelâm’ın manası ve esprisi iyice yerleşsin ve muhtevası size tesir etsin. Bazen geçen, Allah’ın zatının ve sıfatlarının zikri de kalbinize kök salsın, O’nun büyüklüğünü, heybetini hissettirsin, Allah’ın Rahmeti’nin beyanı içinizde şükran cezbesi uyandırsın. O’nun gazab ve azabının zikri ise içinizde korku yaratsın. Eğer bir şey emrolunmuşsa veya bir şeyden menolunuyorsa bu emir ne içindir ve bu nehiy hangi şey içindir iyice anlaşılsın.
Velhasıl, Kur’an’ı okumak sadece kelimeleri telaffuz etmek değildir. Onun üzerinde tefekkür etmek gerekir. Hz. Enes’ten, Allah Rasulü’nün kıraatı sorulmuştu. O da cevaben dedi ki: Allah Rasulü kıraat ettiğinde kelimeleri uzatırdı. “Mesela, Allah, Rahman, Rahim kelimelerini med ile (çekerek) okurdu.” (Buhari) . Aynı soru Ümmü Seleme’den soruldu. O da şöyle cevap verdi: “Allah Rasulü tane tane ve ara vererek okur, her ayet üzerinde dururdu. Meselâ, Elhamdülillahi-Rabbil-Alemin der bir dururdu, sonra Errahmanirrahim der durur, sonra maliki yevmiddin derdi.” (Müsned-i Ahmed, Ebu Davud, Tirmizi) Ümmü Seleme başka bir rivayette de dedi ki: “Allah Rasulü kelime kelime, açık ve net okurdu.” (Tirmizi ve Nesei) . Hz. Huzeyfetü’l-Yemani diyor ki “Bir kere bir gece Rasulüllah’ın yanında namaza durdum. Azap ayeti gelince kıraatı kesip istiazede bulunur, rahmet ayeti gelince de kıraatı keser dua ederdi.” (Müslim ve Nesei) . Hz. Ebu Zer diyor ki: “Bir kere gece namazında Allah Rasulü, sabah oluncaya kadar ‘eğer onlara azab edersen, onlar senin kulların, şayet onları affedersen Sen aziz ve hakimsin’ (5/122) ayetini tekrarladı durdu.” (Müsned-i Ahmed, Buhari ve Nesei)

5. Yani, sana gece namazını kılman emri, “Sana yüklediğimiz bir ağır sözü taşıyabilmek için sende tahammül gücü geliştirsin” diye verilmiştir. Bu güç, eğer sen gecenin rahatını bırakır da aşağı yukarı yarısını ibadetle geçirirsen hasıl olacaktır. Kur’an için “çok ağır bir söz” denmesi, O’nun emirlerini uygulamanın, onun talimatına göre bir örnek oluşturmanın, onun davetini yaparken bütün dünyayı karşısına almanın, bu Kitabaa göre inanç, düşünce, ahlâk, edeb, kültür ve medeniyet düzeninde bir inkilab oluşturmanın güç bir misyon olduğu içindir. Ayrıca bu kelâmın nüzulune tahammül etmek çok güç bir işti.
Bu konuda Zeyd bin Sabit diyor ki “Bir defasında Allah Rasulü’ne vahiy geldiğinde O’nun dizi benim dizime dayanmaktaydı. O esnada dizlerimin üzerinde o kadar yük hissettim ki nerdeyse dizlerim kırılacak sandım.” Hz. Aişe buyurmuştu ki, “Şiddetli soğuk ve kış bir günde Allah Rasulü’ne vahiy geldiğinde ellerinden ter damladığını gördüm.” (Buhari, Müslim, Muvatta, Tirmizi, Nesei.) Başka bir rivayette yine Hz. Aişe diyor ki, “Allah Rasulü’ne vahiy geldiğinde o deve üzerindeydi. Vahiy bitene kadar devenin göğsü yerde kaldı, çökmüş vaziyette. Vahiy bitmeden kıpırdayamadı.” (Müsned-i Ahmed, Hakim, İbn Cerir)

6. Metinde geçen “Gece Neşîesi-Naşietel-leyl” hakkında müfessirler ve dilciler arasında dört değişik görüş vardır. Birincisi, “Naşia”dan murad “gece kalkan kimse”. İkinci görüş; bundan kastolunan “gecenin vaktidir.” Üçüncü görüş; “geceleyin kalkmaktır.” Dördüncüler ise, “sadece gece kalkmak değil, biraz uyuduktan sonra kalkmaktır.” anlamını verdiler. Hz. Aişe ve Mücahid bu dördüncü görüşte olanlardandır.

7. Metinde “tesirce daha kuvvetlidir- ” ibaresi geçmektedir. Bunun manası çok geniştir, bir cümle ile açıklamak mümkün değildir. Bir manası şudur; gece ibadet için kalkmak ve uzunca bir kıyam etmek insan mizacının tersidir,bu saatte insan istirahat ister. Bu yüzden bu eylem nefsi kontrol altına almak için çok etkili bir çabadır. Bu şekilde eğer bir kimse nefsi ve bedeni üzerinde hakimiyet sağlar ve onları Allah yolunda kullanmaya muktedir olursa, o kimse Hak dininin tebliğini dünyaya galip kılmak için daha başarılı olacaktır. İkinci anlamı ise, kalp ve dil arasında bir harmoni oluşturmak için çok etkili bir vasıta olduğu şeklindedir. Çünkü gecenin bu saatlerinde kul ile Allah arasına başka bir şey giremez. Bu halde insan diliyle ne söylüyorsa kalbinin sesiyle de onu söyler. Kalp ve dilde bir ahenk meydana gelir. Bir diğer anlamı da insanın zahir ve batınında ahenk meydana getirmek için çok tesirli bir vasıta olduğu şeklindedir. Çünkü gece yalnızlığında eğer bir kimse istirahatını terkederek ibadet için kalkarsa bu muhakkak ihlasındandır. Çünkü bunda gösteriş yapmanın bir unsuru yoktur. Bir diğer dördüncü mana da şöyle verilebilir; Bu gece ibadeti insan için gündüz ibadetinden daha ağırdır. Dolayısıyla bu ibadete devam eden kimsede sebat oluşturur. O kişi Allah’ın yolunda daha bir bilinçle ve kesin iradeyle gider ve her türlü zorluğa karşı direnç gösterir.

8. Burada “” geçmektedir. Lugat manası bir sözü daha doğru yapmak ve düzeltmektir. Fakat burada kastolunan o zaman insanın Kur’an-ı Kerim’e daha sakin ve ihtiram ile kalbi ona yönelik olarak ve daha iyi anlayarak okumasıdır. İbn Abbas bunu şöyle izah etmiştir: “… ecdaren yefkahu fil-Kur’an” yani insanın Kur’an üzerinde daha derin düşünmeye uygun olduğu vakit. (Ebu Davud) .

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.