EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NECM SURESİ 51. VE 60. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
51- Semûd’u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı.
52- Daha önce Nuh kavmini de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar.
53- Altı üstüne gelen (Lût kavminin) şehirlerini de O yerin dibine geçirdi.
54- Böylece ona (o topluma) sardırdığını sardırdı.(46)
55- Öyleyse,(47) Rabbinin hangi nimetlerinden kuşkuya düşmektesin?(48)
56- Bu önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.(49)
57- O yaklaşmakta olan yaklaştı(50)
58- Onu Allah’ın dışında ortaya çıkaracak başka (hiç bir güç yoktur.(51)
59- Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?(52)
60- (Alaylı) Gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.(53)
AÇIKLAMA
46. Burada Hz. Lût (a.s) ‘ın kavmi kastolunmaktadır. ‘Onları neler kapladı neler” ifadesi ile de, altında Lût kavminin gömülü kaldığı Lût gölü kastolunmaktadır.
47. Bazı müfessirlere göre bu ifadeler Hz. İbrahim ile Hz. Musa’nın sahifelerinin bir bölümüdür. Bazı müfessirler ise 54. ayetle birlikte söz konusu sayfalar hakkındaki açıklamaların sona erdiği ve yeni bir konunun başladığı görüşündedir.
Ancak siyak ve sibak dikkate alındığında ilk görüşün daha doğru olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü sonraki ibareden (Bu önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır) anlaşıldığına göre, Hz. İbrahim’in ve Hz. Musa’nın sayfaları önceki uyarıcılar olarak zikredilmiştir.
48. “tetemaru” münakaşa etmek, tartışmak ve şüphelenmek anlamlarına gelir. Bu ayet Kur’an’ı okuyan herkese hitap etmektedir. Şöyle denilmektedir:
“Önceki peygamberleri yalanlayan toplumların kötü sonlarını bilmenize rağmen, onların izlerini takip ediyorsunuz. Önceden helâk olan toplumlar da Allah’ın nimetleri hakkında şüpheye düştüler ve “bu nimetleri sadece Alah vermiyor, O’nun ortakları da var” diyerek peygamberlerle tartışmaya başladılar. Sonuçta peygamberlerin kendilerine getirdiği tevhid akidesini yalanladılar. Sizler o toplumların bu şüphe ve tartışmalar dolayısıyla helâk olduklarını ve sizlerin de akibetinizin aynı olacağını düşünemiyor musunuz?”
Burada Ad, Semud ve Nuh kavimlerinin Hz. İbrahim’den (a.s) önce yaşadıklarına ve Hz. Lût’un (a.s) onun çağdaşı olduğuna dikkat edilmelidir. Dolayısıyla bu tartışma, Hz. İbrahim’in sayfalarının bir bölümü olamaz.
49. Bu cümleyi müfessirler şu şekilde izah etmişlerdir.
a) Korkutucu (Nezir) Hz. Muhammed’dir (s.a) .
b) Kur’an’dır.
c) Önceki ayetlerde de zikri geçen kavimlerdir. Bize göre 3. şık daha makûldur.
50. Yani, “Ne acelesi var, nasıl olsa düşünecek çok zaman bulunuyor” diye zannetmeyin. Aslında sizlerden hiçkimse ne kadar zamanı olduğunu ölümün veya kıyametin ne zaman kendisine gelebileceğini bilmez. Dolayısıyla vaktin erken olduğu zannına kapılmayın. Şimdi aldığınız nefesten sonra yine nefes alıp alamayacağınızı bilemezsiniz.
51. Yani, kıyamet saati geldiğinde ne sizlerin, ne de tanrılarınızın gücü onu durdurmaya yetmeyecektir. Allah dışında hiç kimse onun gelişini durduramaz.
52. “Bu söz” ile Rasûlullah’a (s.a) nazil olan vahiy kastolunmaktadır. Yani “Onun tebliğ ettiği mesajda hayret edilecek ne var ki, şaşıyorsunuz?”
53. Cehalet ve dalâletinize ağlamanız, üzülmeniz gerekirken, sizler tam tersine hakla alay etmektesiniz.