EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NEML SURESİ 42. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
42- Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona: “Senin tahtın böyle mi?” denildi. Dedi ki: “Tıpkı kendisi.(52) Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz müslüman olmuştuk.”(53)
AÇIKLAMA
52. Bu aynı zamanda, Hz. Süleyman’ın (a.s) Melike için bir taht yaptırmak istemesi şeklinde olayı yansıtan kimselerin düşüncelerini de çürütür. Bu maksatla onun, teklif sahiplerini çağırdığı, içlerinden en güçlü ve kuvvetli bir sanatkara, birkaç saat içinde kendisine bir taht yapmasını teklif ettiği, fakat sadece usta bir zanatkarın hemen bir taht yapabileceğini söylediği şeklindeki spekülasyonları da çürütür. Hz. Süleyman’ın (a.s) , tahtın kendi huzuruna getirilmesini emretmesi (ayet:38) , alınıp getirildiği zaman hizmetçilerinden onun, rastgele Melike’nin önüne konmasını istemesi (ayet:41) Melike vardığı zaman da ona, tahtının,kendisine gösterilen tahta benzeyip-benzemediğinin sorulması ve onun da, “tıpkı tahtımın aynısı” diye cevap vermesi, yukarıdaki tahmine dayanan görüşleri çürütür. Belli ki, olayların böyle bir ifade ile anlatılması karşısında saçma sapan yorumların artık yeri olmaz. Yine de hâlâ geriye kalmış herhangi bir şüphe varsa, onu da daha sonra gelen cümle yeteri kadar açıklamaktadır.
53. Yani, “Biz bu mucizeyi görmeden önce bile, hakkında duyduklarımızdan, Hz, Süleyman’ın (a.s) bir ülkenin sadece bir idarecisi değil, aynı zaman da O’nun, Allah’ın (c.c) bir peygamberi olduğuna da inanmıştık.” Artık tahtı görüp “taa kendisidir” dedikten sonra, Hz. Süleyman’ın (a.s) bir taht yaptırdığı ve onu Melike’nin önüne koydurduğu varsayılıyorsa, o zaman, bu cümlenin eklenmesinin ne gibi bir anlamı olabilir? Kraliçeninkine tıpatıp benzer bir tahtın yaptırılması için hiçbir çabanın gösterilmemiş olduğunu farzetsek bile, bunda güneşe tapan bir Melike’ye, “Biz bunu zaten önceden bilmiş ve müslüman olmuştuk” dedirtecek ne gibi bir özel mükemmellik olabilirdi?