EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA RUM SURESİ 52. ve 57. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
52- Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın(76) ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.(77)
53- Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin.(78) Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman etmekte olanlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlardır.
54- Allah, sizi bir za’ftan yarattı, sonra (bu) za’fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra da bu kuvvetin ardından da bir za’f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratmaktadır.(79) O, bilendir, güç yetirendir.
55- Kıyamet-saatinin kopacağı gün,(80) suçlu-günahkârlar, tek bir saatin dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içerler.(81) İşte onlar böyle çevriliyorlardı.(82)
56- Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: “Andolsun, siz Allah’ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu da dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.”
57- Artık o gün, zulmetmekte olanların ne mazeretleri bir yarar sağlayacak ve ne de (Allah’tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecektir.(83)
AÇIKLAMA
76. Yani, vicdanları ölmüş, ahlâkî kişilikleri hayattan uzaklaşmış ve kendi nefislerine olan tapınmaları inatçılıkları ve gözü bağlılıkları, hakkı anlayıp kabul etme yeteneklerini yok etmiş olan kimseler.
77. “Sağırlar”: Her şeyi duydukları halde hiç birşeyi anlamayacak şekilde kalplerine ve zihinlerine kilit vuran kimseler. Hakkı tebliğ eden mesajın, kulaklarına girmesine bile engel olan ve tebliğ eden kişilerden sakınıp kaçan bu tür insanlara hiç kimse ne birşey işittirebilir, ne de birşey anlatabilir.
78. Yani, “Körlerin elinden tutup hayat boyunca onları doğru yola getirmek için çalışmak peygamberin görevi değildir. O sadece doğru yola rehberlik edebilir. Fakat zihinleri körelmiş ve peygamberin göstermeye çalıştığı yolu hiç görmeyen kimseleri doğru yola ulaştırmak peygamberlerin gücü dahilinde değildir.
79. Yani, “Çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerinin tümü Allah tarafından yaratılmıştır. Dilediğini güçlü, dilediğini de zayıf yaratmak O’nun elindedir. Dilediğine olgunluğa erişmeden, dilediğine de gençliğinin başlangıcında ölümü tattırabilir. O dilediğine uzun bir ömür ve sağlık verir, dilediğini de dopdolu bir gençlik hayatından sonra zelil ve eziyetli bir yaşlılık hayatına eriştirir. İnsan eğer isterse hayatını kendini beğenmişlik ve kibir içinde geçirebilir. Fakat Allah’ın yakalaması karşısında o kadar acizdir ki O’nun kendisine takdir ettiğini hiçbir şekilde değiştiremez.
80. Yani, “Size önceden bildirilen kıyamet günü geldiğinde.”
81. Yani, “Öldükten sonra mahşere (tekrar dirilişe) kadar. Ölümlerinden sonra binlerce yıl geçmiş bile olsa suçlular birkaç saat önce uyuduklarını ve ani bir felaketin onları uyandırdığını sanırlar.”
82. Yani, “Onlar dünyada iken de böyle yanlış tahminlerde bulunuyorlardı. Orada da gerçeği farkedememişler ve bu nedenle, ahiret, öldükten sonra dirilme ve Allah huzurunda hesap verme gibi şeylerin olmadığını iddia etmişlerdir.”
83. Şöyle bir meal de verilebilir: “… Onlardan, Rablerini hoşnut etmeleri de istenmez.” Çünkü onlar, tevbe edip, iman ve salih amele dönmek için verilen tüm fırsatları kaçırmışlar ve imtihan için tanınan süreyi bitirip, sonucun açıklanacağı saate ulaşmışlardır.