EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SEBE SURESİ 9. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
9- Onlar, gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında olanı görmüyorlar mı? Eğer biz dilersek, onları yerin-dibine geçirir ya da gökten üzerlerine parçalar düşürürüz.(12) Hiç şüphe yok, bunda ‘gönülden (Allah’a) yönelen’ her kul için bir ayet vardır.(13)
AÇIKLAMA
12. Bu da onların ithamlarına verilen ikinci cevaptır. Bunun iyice kavranabilmesi için, kafir Kureyşlilerin ahireti inkar etmelerine neden olan belli başlı üç sebep göz önünde bulundurulmalıdır: 1) Onlar Allah önünde hesap verme gibi bir şeyi kabul etmek istemiyorlardı, çünkü buna inandıklarında yeryüzünde diledikleri gibi davranma ve hareket etme özgürlüğüne sahip olamayacaklardı. 2) Onlar kıyametin kopmasının, kainatın bu günkü halinin tamamen harap olmasının ve yeni bir düzenin kurulmasının imkânsız olduğunu düşünüyorlardı. 3) Yüzlerce, binlerce yıl önce ölmüş ve kemikleri bile çürümüş, paramparça olmuş bir insanın tekrar aynı ruh ve beden ile diriltilmesinin imkansız olduğunu düşünüyorlardı. Burada verilen cevap, bu üç sorunu da kapsamakta ve sert bir uyarıyı da içermektedir. Bu kısa cümlelerde anlatılmak istenen konu ayrıntısıyla şöyledir:
1) Eğer göklere ve yere biz kez olsun açık gözlerle baksaydınız, onun oyun ve eğlence olmadığını ve tesadüfen meydana gelmediğini anlardınız. Kainattaki her varlık kendisinin her şeye kadir olan bir tek Allah tarafından bir hikmete mebni olarak yaratılmış olduğunu gösterir. Böyle ustaca tanzim edilmiş bir düzende bir kimsenin kendisine akıl, doğruyu yanlıştan ayırma kabiliyeti ve yetki verildiği halde, başıboş ve sorumsuzca bir hayat sürmesine izin verileceğini düşünmesi saçmalıktır.
2) Tabii düzeni araştırıcı gözlerle inceleyen herkes, öldükten sonra dirilmenin zor bir olay olmadığının farkına varacaktır. Kıyamet, yerin ve göğün kendisine bağlı olduğu düzen bozulur bozulmaz hemen meydana gelebilir. Bu düzenin kendisi, bu dünyayı yaratan ve bugün idare eden varlığın başka bir dünyayı da yaratmaya kadir olduğuna şahitlik eder. Eğer yeni bir dünya yaratmak O’nun için zor olsaydı, bugün bu yaşanan dünya varolmazdı.
3) Bütün kâinatın yaratıcısı hakkında O’nun ölüleri diriltemeyeceği gibi bir fikre ve yargıya kapılmanız çok garip. Ölen insanların vücutları elbette çürüyecek ve darmadağın olacaktır, fakat yine de bu kainatın sınırları içinde kalacak ve onun sınırları dışında bir yere gitmeyecektir. Sudan, karadan veya havadan nerede olursa olsun herşeyi bir araya toplamak bu yeryüzünü ve gökleri yaratan Allah için hiç de zor değildir. Bugün sizin vücudunuzu oluşturan parçaları o toplayıp bir araya getirdi ve onları bu havadan, bu su ve topraktan oluşturdu. Bu unsurları bir araya getirip birleştirmek bugün mümkün olduğuna göre, gelecekte niçin mümkün olmasın?
Bu üç delilin yanısıra bu bölüm gizli bir uyarıyı da içermektedir: “Allah’ın mülkü sizi her taraftan kuşatmıştır. Nereye giderseniz gidin, aynı kainat sizi çevreleyip kuşatmaya devam edecektir. Allah’a karşı sığınacak bir yer bulamazsınız ve Allah size dilediği yerde, yerin altından veya gökten bir azap göndermeye kadirdir. Sizin şimdi huzur ve güven yurdu olarak kabul ettiğiniz yeryüzünün altında hangi güçlerin faaliyette olduğunu ve bu güçlerin ne zaman zelzele meydana getirip yeryüzünü sizin mezarınız kılacağını bilemezsiniz. Altında sanki kendi evinizin tavanıymış gibi huzur ve gönül rahatlığı içinde yürüdüğünüz gökyüzünden üzerinize ne zaman bir felaket -yıldırım, korkunç bir yağmur veya başka bir afet- ineceğini de bilemezsiniz. Böyle bir durumda, Allah’tan korkmayışınız, ahiret konusunda düşünmekten gafil oluşunuz ve size iyiliğiniz için öğüt veren kimse hakkında ileri geri konuşmanız ve kibir içinde oluşunuz, kendi felaketinizi üzerinize davet ettiğinizden başka bir anlama gelmez.”
13. Yani, “Önyargılı, inatçı ve dikbaşlı olmayan, bilakis samimiyetle Allah’tan gelen hidayeti araştıran herkes, yerlere ve göklere bakarak birçok ibret alabilir. Fakat gönlü Allah’tan yüz çevirmiş olan bir kimse kainattaki herşeyi görür, ama onlarda Hakka işaret eden hiçbir şey-ayet göremez.”