sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 128. ve 138. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 128. ve 138. AYETLER
19.07.2021
708
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

128- “Siz, her yüksekçe yere bir anıt inşa edip (yararsız bir şeyle) oyalanıp eğleniyor musunuz?”(90)
129- “Ölümsüz kılınmak umuduyla sanat yapıları mı ediniyorsunuz?”(91)
130- “Tutup yakaladığınız zaman da zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?”(92)
131- “Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin.”
132- “Bilmekte olduğunuz şeylerle size yardım edenden korkup-sakının,”
133- “Size hayvanlar, çocuklar (vererek) yardım etti.”
134- “Bahçeler ve pınarlar da.”
135- “Doğrusu, ben sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım.”
136- Dediler ki: “Bizim için farketmez; öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da.”
137- “Bu, geçmiştekilerin geleneksel tutumundan başkası değildir.”(93)
138- “Ve biz azab görecek de değiliz.”

AÇIKLAMA

90. Yani, “İhtişam ve şanınızın göstergesi anıtlar olmaktan başka bir yarar ve amaç taşımadıkları halde, sırf servet ve gücünüzü göstermek için büyük büyük binalar dikersiniz.”
91. Yani, “Oturmak için de binalar dikiyorsunuz da, onları büyük, güzel ve sağlam yapmak için dünyada sonsuzca kalacakmışçasına servetinizi, her türlü fizikî-zihnî yeteneğinizi harcıyorsunuz. Hayatta, konfor ve zevkten başka hiç bir amacınız olmadığı gibi, bu dünya hayatının ötesinde dikkatinizi çeken bir şey de yok.”

Bu bağlamda, mimaride israfın, bir halk içinde rastgele ortaya çıkmayıp maddi amaçlar ve bencil kazançlar uğrunda servet yığma ve çılgınlığın sonucu olduğu belirtilmelidir. Bir ulus bu noktaya geldiği zaman, tüm sosyal sistemleri bozulur ve çöküntüye uğrar. Hz. Hud’un (a.s) , kavmini mimarideki israf ve lüksten dolayı eleştirmesi, yalnızca yüksek köşk ve anıtlara değil, ayrıca, ülkenin her yerinde tefessüh alametleri anıt ve köşkler şeklinde görülen köhnemiş medeniyetlerine ve sosyal sistemlerine de yönelikti.

92. Yani, “Sürekli artan hayat standardınızın taleblerini karşılamak için, küçük evlerle yetinmiyor ve köşkler, kaşaneler inşa ediyorsunuz: Yine bunlarla da tatmin olmuyor, sırf gösteriş ve debdebe uğruna, lüzumsuz yere koca koca binalar dikiyorsunuz. Ama insanlıktan öylesine soyulmuşsunuz ki, kalblerinizde yoksullara karşı hiç bir merhamet ve adalet duygusu taşımadığınız gibi, ülkenizin içinde veya çevresinde yaşayan düşük sosyal katmanlara mensup herkesi zalimce eziyorsunuz ve barbarlığınızdan kimse kurtulamıyor.”
93. Burada iki anlam sözkonusu olabilir:

1) “Biz yeni şeyler yapmıyoruz; atalarımız zamanında yüzyıllardan beri yapılagelen şeyleri yapıyoruz. Onlar da aynı inanç, aynı hayat tarzı, aynı ahlâk ve aynı tür ilişkiler içinde idiler: Böyleyken hiç bir felaket gelip kendilerine dokunmadı. Bu hayat tarzında bir kötülük olmuş olsaydı, senin bizi tehdit ettiğin felaketle karşılaşmamız gerekirdi.”

2) “Senin va’z ettiğin, tebliğ ettiğin şeyleri, daha önceden dindar manyaklar ve güya ahlâkçılar da va’z ve tebliğ ettiler. Fakat dünyanın gidişatını değiştiremediler. İnsanlar senin gibi öğütçüleri dinlemeyi reddetti diye, hiç bir zaman dünyanın başına bir felaket gelmemiştir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.