sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞURA SURESİ 49. ve 53. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞURA SURESİ 49. ve 53. AYETLER
08.06.2022
520
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

49- Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır.(76) Dilediğini yaratır. Dilediğine dişiler armağan eder, dilediğine de erkek armağan eder.
50- Veya onları erkekler ve dişiler olarak çift (ikiz) verir.(77) Dilediğini de kısır bırakır. Gerçekten O, bilendir, güç yetirendir.
51- Kendisiyle Allah’ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir;(78) ancak bir vahy ile(79) ya da perde arkasından(80) veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka.(81) Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.(82)
52- Böylece sana da biz kendi emrimizden bir ruh vahyettik. (83) Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun.(84) Ancak biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun.
53- Göklerde ve yerde bulunanların tümü kendisine ait olan Allah’ın yoluna. Haberiniz olsun; işler Allah’a döner.(85)

AÇIKLAMA

76. Müşrikler kabul etsin veya etmesinler, kainatın gerçek Rabbi ve Hükümranının Allah olduğu ve kainatın yönetiminin zâlim ve zorbaların eline bırakılmadığı gerçeği asla değişmez. Ayrıca nebi, veli veya sahte ilahlardan hiçbirinin Allah’ın hükümranlığında ortaklığı yoktur ve kainatın yegane hükümdarı Allah’tır. O’na isyan edenlerden hiçbiri kendi güçleri ile ayakta dahi kalamaz…. Oysa, diğer insanlar tarafından ortak koşulan bu sahte ilahların o insanları Allah’dan kurtarmaya yetecek hiçbir güçleri yoktur.

77. Allah dilemedikçe, bir kimsenin, ne kadar güç ve keramet sahibi olursa olsun, değil başkalarına, kendisine bile istediği gibi bir evlat edinemeyeceği gerçeği, Allah’ın kudretinin çok açık bir ispatıdır. Kısır olan bir insana Allah dilemedikçe ne ilaç, ne de muska yarar sağlar. Kendi çabalarıyla hiç kimse diledikleri gibi, kız veya erkek bir çocuk meydana getiremez. Bu konuda herkes acizdir. Hatta hiç kimse ana rahmindeki çocuğun cinsiyetini dahi bilemez. İşte tüm bunlara rağmen kendisini Allah’tan müstağni gören ve O’na ortaklar koşan kimse bu basiretsizliğinin cezasını çeker.

78. Burada hitap son bulurken surenin açılış konusuna yeniden değinilmektedir. Konuyu iyice kavrayabilmek için surenin ilk ayetini ve açıklama notunu tekrardan okuyunuz.
79. Burada “vahiy” ile ilka, ilham, kalbe doğmak ve rüya kastolunmaktadır. Tıpkı Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. Yusuf’a (a.s) rüyada gösterildiği gibi (Bkz. Yusuf: 4-100, Saffat: 102.)
80. Yani, sesi duymakla birlikte konuşan şahıs görülmemektedir. Örneğin Hz. Musa (a.s) Tur Dağı’nda bir ağaçtan Allah’ın sesini duymuş ama O’nu görmemiştir. (Bkz. Taha: 11-46, Neml: 8-12, Kasas: 30-35) .

81. Tüm semavi kitaplar bu şekilde vahyolunmuştur. Ancak bazı kimseler bu cümleyi yanlış tevil etmişler ve ifadeyi, “Allah bir peygamber gönderir ve o (peygamber) Allah’ın izniyle herkese vahyeder” şeklinde anlamışlardır. Oysa doğrusu, “Allah bir Rasûl (Cibril) gönderir ve izniyle ona (peygambere) vahyeder.” şeklindedir. Tevilin ne kadar yanlış yapıldığı açıkça ortadadır. Nitekim peygamberlerin halka tebliği Kur’an’da vahiy şeklinde ifade edilmiştir. Ayrıca Arapça’da bir insanın bir diğer insanla konuşması “vahiy” ile ifadelendirilmez. Vahiy, lugatta “gizli ve hızlı işaret” anlamına gelir.

82. Yani, O, bir kul ile karşılıklı konuşmanın fevkindedir ve bundan münezzehtir. Kullarına birşey demek istiyorsa, bu O’nun için hiç de güç olmaz.
83. “Kezalike” (böylece) ifadesi, daha önce zikredilen vahyin geliş biçimiyle ilgili üç yöntemi nitelemektedir. “Ruh” kelimesi ile de peygamberlere vahyedilen mesaja işaret olunuyor. Bu, Kur’an ve hadisle de sabittir zaten.

Hz. Peygambere (s.a.) her üç yolla da vahiy gönderilmiştir:a) Hz. Aişe (r.a) , başlangıçta Rasulullah’a vahyin, sadık rüya şeklinde geldiğini rivayet etmektedir. (Buhari, Müslim) Vahyin bu şekilde gelişi daha sonra da sürdü. Çünkü Rasulullah’a birçok talimatın rüyalar şeklinde verildiğini hadislerden öğreniyoruz. Nitekim Kur’an’da Fetih Suresi’nin 27. ayetinde bu husus açıkça zikredilmiştir. Ayrıca birçok hadisde Rasulullah’ın, “Filan hususda Allah bana emretti” veya “Filan şeyden men edildim” gibi ifadeler kullandığı rivayet edilmektedir. Bu rivayetlerin çoğu Hadis-i Kudsi’dir.

b) Miraç esnasında ikinci tip vahiy gönderilmiştir. Bunun, çeşitli hadislerden, Allah ile Hz. Peygamber (s.a.) arasındaki bir tür diyalog olduğu anlaşılmaktadır. Tıpkı Hz. Musa ile Allah’ın, Tur Dağı’nın eteklerinde konuştuğu gibi.

c) Allah’ın Hz. Peygamber’e (s.a.) Cibril (a.s) vasıtasıyla vahiy gönderdiğine bizzat Kur’an’ın kendisi şehadet etmektedir. (Bkz. Bakara: 97, Şuara: 192-195)
84. Yani, Risaletten önce Hz. Peygamber (s.a.) , ne kitabın kendisine nazil olacağını beklemiştir, ne de böyle bir şeyi tasavvur etmiştir. Elbette semavi kitaplar ve muhtevaları hakkında da bir bilgiye sahip değildi. Kendisi Allah’a iman etmiş olmasına rağmen, insanların Allah hakkında, melekler, peygamberler, kitaplar ve ahiret hakkında nasıl bir akideye sahip olmaları gerektiğini şuurla ve ayrıntılarıyla bilmiyordu. Mekkeli kafirler de Hz. Peygamber’in (s.a.) semavi kitaplar ile ilgili bir şey konuşmadığını biliyorlardı. Çünkü Hz. Muhammed’in peygamberlik davası gütmek gibi önceden karar verdiği bir düşüncesi, niyeti olsaydı 40 sene susmaz, ortamı hazırlamak için bu konularda sürekli konuşurdu. Fakat o, 40 senenin sonunda bu konular hakkında birdenbire ayrıntılarıyla konuşmaya ve tebliğ etmeye başlamıştır. (Bkz. İzah için Kasas an: 108)

85. Bu son uyarı kafirlere yapılmıştır. “Dikkat edin, Hz. Peygamber (s.a.) size tebliğ etmiştir ve sizler de onu işittiniz. Bu iş burada bitmeyecek ve sonunda Allah’ın huzuruna geleceksiniz. Kimin sonunun nasıl olacağı, orada verilecek nihaî kararda belli olacaktır.”
ŞURA SURESİNİN SONU

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.