EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZÜMER SURESİ 31. ve 37. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
31- Sonra şüphesiz sizler, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.
32- Allah’a karşı yalan söyleyenden ve kendisine geldiğinde doğruyu (Kur’an’ı) yalanlayandan daha zalim kimdir? Kâfirler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?
33- Doğruyu getiren ve doğrulayanlara gelince; işte onlar muttaki (takva sahibi) olanlardır.(52)
34- Rableri katında dileyecekleri her şey onlarındır.(53) İşte bu, ihsanda bulunanların ödülüdür.
35- Çünkü Allah, onların (dünyada) yaptıklarının en kötüsünü temizleyip-giderecek ve yapmakta olduklarının, en güzeliyle ecirlerini verecektir.(54)
36- Allah, kuluna kâfi değil mi? Seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar.(55) Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.
37- Allah, kimi de hidayete eriştirirse, onun için bir saptırıcı da yoktur. Allah, intikam sahibi,(56) güçlü ve üstün olan değil midir?
AÇIKLAMA
52. Yani, kıyamet gününde, Allah’ı inkar ettikleri, Allah’ın hak ve yetkilerinde, zat ve sıfatlarında başkalarını O’na ortak koşarak nefislerine zulmettikleri için cezalandırılacaklardır. Böyle yapmakla şirk suçunu işlemiş oldular ve ayrıca Hakka davet edildiklerinde, kendilerini Hakka davet eden kimseleri yalanladılar. Allah indinde ancak Hakka davet eden ve onu kabul edenler mükafat göreceklerdir.
53. Burada “cennette” değil, “Rabblerinin indinde” şeklinde bir ifade kullanılmış olması, oldukça dikkate değerdir. Çünkü her kul ölümden sonra Rabbinin yanına gider. İşte bu yüzden, Allah’ın salih kullarının sadece cennete girdikten sonra değil, ölümden hemen sonra da aynı muamele ile karşılacakları açıkça anlaşılıyor. Yani onlar, Berzah aleminde ve kıyamet gününde, sorgulamanın şiddetini, mahşer meydanındaki mahcubiyeti duymayacak, kusurlarına ve eksiklerine pek dikkat edilmeyecektir. Tüm bu acılardan azade, tüm istekleri yerine getirilecektir.
54. Rasûlullah’a (s.a.) iman eden kimseler arasında, daha önce cahiliyye döneminde çok ağır iki tip (iktisadî ve ahlâkî) cürüm işlemiş olan kimseler de bulunuyordu. Bu kimseler müslüman olduktan sonra, sadece şirk ve zulümden vazgeçmekle kalmamışlar, ayrıca salih ameller ile hayırlı işler de yapmışlardır. Dolayısıyla “Onların işlediği en çirkin suçlar bile, amel defterinden silinecek ve amel defterleri, yaptıkları salih ameller gözönünde bulundurularak yeniden düzenlenecektir” denilmiştir.
55. Mekkeli müşrikler, Hz. Peygamber’e (s.a) “Sen bizim tanrılarımızı inkar ediyorsun ama onlar büyük güç ve keramet sahibi oldukları için seni mahvedecekler” diyorlardı.
56. Yani, kişinin aciz putlara, onca izzet ve şeref atfedip, asıl kudret sahibi olan Allah’ı hiç hesaba katmadan, bu hakir varlıkları O’na ortak koşması, hidayetten mahrum olmanın bir delilidir.