Hamd alemlerin rabbi olan Allah’a(Celle Celaluhu) aittir. Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa (sav)’e olsun.
Günahkârları cezalandırmaya ve hepsini kahretmeye gücü yettiği halde; onlar hakkında yumuşak davranan ve cezalarını hemen vermeyip tehir edendir. Cenab-ı Hak bu manalarla El-Halim’dir. Kendine isyan edenleri hemen yakalamaz. Onlara tövbe etmeleri için mühlet verir, zaman tanır. Bütün günahkârları bir anda cezalandırmaya gücü yettiği halde onlara ceza vermez
“Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler’’ nahl 61
Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah’tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafurdur (çok bağışlayandır), halimdir (cezada aceleci değildir).” Bakara 235
Allah Teâlâ, günah ve isyankarlıklarının çokluğuna rağmen yaratıklarına gizli ve açık bol bol nimetler verir ve suçluları cezalandırmada acele etmez, sabırlı davranır.
Eğer Allah-u Teâlâ her günah işleyeni hemen yakalayıp ceza verseydi âlemde kimse kalmazdı. Lakin O, kullarına hilm ve ikramla muamele eder. Düşmanlarının rızkını bile ayaklarına gönderir. Has kullarına ikram ederken, Firavunların sofrasından da nimetlerini eksik etmez. Bütün bunları, insanların yaptığı hataları ve işledikleri günahları görürken ve onlara ceza vermeye gücü yeterken yapar.
O öyle bir Halim’dir ki, kusurların üzerine perde çeker. Günahkârları affeder. Tövbe edenleri bağışlar. Affı azabını, rahmeti gazabını geçmiştir. Asilerin sığınağı, korkanların umudu, günahkârların kurtarıcısıdır. Suçu sebebiyle suçluyu hemen azarlamaz. Her çirkin şeyin üzerini örter. Günahlar üzerindeki perdeyi yırtmaz. Affı büyük, mağfireti geniş, rahmeti bol ve halimiyeti güzeldir
Evvela bilmeliyiz ki, günahlarımıza hemen ceza verilmemesi, bilinmediğimizden ya da görünmediğimizden değildir. Günahlarımıza hemen ceza verilmemesi, Allah’ın Halim ismi şerifinin üzerimizdeki tecellisi sebebiyledir. Yoksa zannetmeyelim ki, -hâşâ- Allah bizi görmüyor, isyanımıza öfkelenmiyor; günahlarımız kaydedilmiyor, isyanımız cezasız kalacak…
Burada en güzel en önemli nokta ‘’gücü yettiği halde ‘’ kısmıdır. Bir sultana , bir krala , bir patrona bir büyüğe yapılan yanlış hata isyan eğer güçü yetiyorsa anında ceza ile azarlama ile karşılık görür. Gücü yettigi halde bağışlayan affeden cezayı hemen kesmeyen mühlet veren çok azdır olanlarda bu halini ne kadar devam ettirebilir. Öyle insanlar var ki 80-90 yıl şirk küfür isyan haram içinde yaşıyor her türlü kötülüğü yapabiliyor bir bakmışsın ki bir musibetten ibret almış bir doğa olayından ibret almış bir ayet kalbinin kirini pasını sökmüş iman etmiş 10 yıl yaşamış ölmüş kurtulmuş. Sorarım size kim kendisine isyana , küfre nankörlüğe yıllarca sabreder hep affeder hep bağışlar sanırım ki kimse . Bu sebeple mutlak halim Allah CC dır.
****Bir gün bir sultan bir alimi huzuruna çağırtarak ona kendı sarayında kalmasını dersler vermesini eğitim vermesini bu şekilde hizmet etmesini istedi
Alimde sultana sorular sordu. Beni senin sözünü dinlemez iken görsen ne yaparsın cevap uyarırım devam edersen cezalandırırım, alim başka başka hatalar yanlışlar sormaya devam etti sultan artık hiddetlenmeye başlamıştı. En son alim dedi ki ; beni eşinle yakalasan ne yaparsın dedi sultan artık ciddi bir şekilde hiddetlenerek seni hemen oracıkta parça parça ederim dedi. Sonrasında Alim ; ey sultan vallahi ben öyle bir padişaha hükümdara hizmet ediyorum ki hata yaptığımda kötülük yaptığımda isyan ettiğimde beni hemen cezalandırmaz beni hemen azarlamaz benim rızkımı daraltmaz bana mühlet verir çesitli vesileler ile af ve mağfiret yollarını bana acar daha sonra bütün hatalarımı görmezden gelerek silerek yok ederek beni bağışlar makamımı elimen almaz.
‘’Şimdi ben böyle bir efendiyi bırakıp da sana nasıl geleyim der’
Bizim Rabbimiz bize karşı cok sevkatli , merhametli ,yumuşak ve sakin . Peki biz Rabbimize karşı sadık, sevgi ve aşk dolu , gönelden itaat ediyormuyuz ? Ya Rabbimiz bizi hemen cezalandırsaydı ya tövbe kapısı kapalı olsaydı ya kullarına şevkatli olmasaydı biz helak olmazmıydık ? Bizi sürekli affeden bağışlayan fırsatlar veren İlahımıza yönelmemiz , itaat etmemiz rızasını gözetmemiz gerekmez mi ?
Son olarak muslumanda insanlara karsı tıpkı tüm peygamberler gibi Özellikle Efendimiz SAV gibi sabırlı ,yumuşak , şevkatli , merhametli olmalıdır ki bu bir çok gönlü feth eder.
Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Ali imran 159
“Firavun’a gidin. Çünkü o azmıştır.” “Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.” Taha 43-44
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et; onlarla en güzel yöntemle tartış. Kuşkusuz senin rabbin, yolundan sapanların kim olduğunu en iyi bilendir; O, doğru yolda bulunanları da çok iyi bilir. Nahl 125