sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

GEÇMİŞTEN DERS ALMAYANIN GELECEKTEN NASİBİ OLMAZ

A+
A-

Hamd Âlemlerin Rabbi olan, bizleri yaratan, itaat ile bizlere rahmet eden, rahman, rahim, din gününün sahibi olan Allah (Celle Celaluhu)’a mahsustur.

Salat ve Selam bizlere itaatin nasıl olacağını öğreten ve kendisine tabi olup izinden gidilmediği müddetçe kurtuluşun mümkün olamayacağı, yaşayan kuran, âlemlere rahmet olarak gönderilen, Hatemul Enbiya Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) e ve O’nun tertemiz ehli beytine ve ashabına ve tüm müminlerin üzerine olsun. İnşallah.

Allah (c.c) gönderdiği peygamber ile bizleri doğru yola irşad etmeyi istemiştir. Ve yaptığı her işte örnek alacağımız bir takım olaylarla kutlu Nebisinin yoluna iletmiştir. Örnekliklerine değineceğimiz birçok konu olmasına rağmen bu yazımda katlandığı zorlukların bir kısmını ve bu zorluklara gösterdiği tavrı belirteceğim inşallah.

Âişe (R.anha)’dan rivayet edildiğine göre bir gün Peygamber aleyhisselâm’a:

– Uhud Gazvesi’nin yapıldığı günden daha zor bir gün yaşadın mı? Diye sordu.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:

Ben Taiflilere İslam’ı tebliğ ettiğim zaman davetimi kabul etmediler işkence ettiler ben de üzgün bir halde Mekke’ye yüzümün doğusuna gittim durdum. Henüz ne yapacağıma karar vermemişken kendimi birden Karnes Selami mevkiinde buldum ve ancak kendime gelebildim basımı kaldırıp gökyüzüne baktığım zaman bir bulutun beni gölgelendirdiğini gördüm tekrar baktım bir de ne göreyim bulutun içinde Cebrail var hemen bana seslendi:

– Allah Teâlâ kavminin sana ne söylediğini ve seni himâye etmeyi nasıl reddettiğini duymuştur. Onlara dilediğini yapması için de sana Dağlar Meleği’ni göndermiştir, dedi.

Bunun üzerine Dağlar Meleği bana seslenerek selâm verdi. Sonra da:

– Ey Muhammed! Kavminin sana ne dediğini Cenâb-ı Hak işitti. Ben Dağlar Meleği’yim. Ne emredersen yapmam için Allah Teâlâ beni sana gönderdi. Ne yapmamı istiyorsun? Eğer dilersen şu iki dağı onların başına geçireyim, dedi. O zaman Resulullah şöyle buyurdu: 

– Hayır, ben Cenâb-ı Hakk’ın onların soylarından sadece Allah’a ibadet edecek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim, dedim.” (Buhârî, Bed’ü’l-halk 7; Müslim, Cihâd 111)

Resulullah kendisinden önceki peygamberlerin sünnetullahın gereği olan; çile, işkence, savaş ve sonunda zafer olduğunu bildiğinden dolayı bu işkencecilere beddua etmemiş onların imana ve hidayete erdirilmelerini istemiştir. Çünkü kuranı Kerim’de firavunun karşısında Hazreti Musa, Nemrut karşısında Hazreti İbrahim ve kıssaları geçen bütün peygamberler Allah‘ın yardımı ile galip gelmişlerdir.

Fakat şu anda yaşantılarımıza baktığımız zaman muhammet ümmeti olduğumuzu iddia eden bizler onun davasında iki laf işitmeye ne kadar tahammül edebiliyoruz? Veya hadi tahammül ettik diyelim peki bu olay ne kadar Allah ile bizim aramızda kalabiliyor?

Allah(c.c) Resulü(s.a.v) hem taifte birçok yara aldı hemde Uhud’da birçok zorluklarla imtihan edildi ve daha niceleri… Yara almasına rağmen mübarek yüzünden kanlar akmasına rağmen onların hidayet bulmaları için dua etti! Soruyorum tekrar sana kaç kere yapıldı bunlar? Kaç kere yüzün yarıldı? Kaç kere dişlerin kırıldı? Hiç dediğini duyar gibiyim. Peki sen bunlarla uğraşmamana rağmen bunlarla karşılaşmamana rağmen kaç kere Resulullah’ın verdiği tepkiyi verdin?!…

Yaratılan her insan mutlaka imtihana tabi tutulacak sadakatli olup olmadığını Allah mutlaka deneyecektir.

“İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, “İman ettik” demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?

 Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.”(Ankebut 2-3) 

Biz böyle zannediyoruz sanki denenmeden Allah bizi bırakacak sınamadan bizleri cennetine alacak. Böyle bir şey yok; olmamıştır ve olmayacaktır..

Müslümanlar önderlerini çok iyi tanımak zorundadırlar zorluklar ile karşılaştıklarında insanlar ile sınandıklarında önderlerinin verdiği tepkiyi vermek zorundadırlar ki gerçekten Muhammed(s.a.v)’in ümmeti olabilsinler. Ey Müslüman! Allah(c.c)’ın Resulü(s.a.v) gece gündüz demeden her fırsatta insanları Allah(Celle Celaluhu)’a kulluğa davet etmişken bu uğurda karşılaşacağı tüm zorluklara dayanmışken bizler acaba hangi fedakârlıkları yapıp Allah(Celle Celaluhu)’ın dini için gayret ediyoruz?

Allah(c.c)ın Resulü(s.a.v) cennetlik ve kâinatın efendisi işkencelere rağmen gayesinden taviz vermiyor. Günahkâr bizler ise dünyalık için çalışmaya gayret ediyoruz da ahireti ihmal ediyoruz! Halimiz ne olacak ahiretimizden nasıl emin oluyoruz ki dünyamızda rahat ve huzurlu olduğumuzu iddia ediyoruz? Ne zamana kadar sürecek bu hal?!..

Bir ders daha alalım istiyorum;

Enes (ra) anlatır:

“Bir gün Hz. Peygamber’in mübarek huzuruna geldiğimde Hz. Peygamber’in karnını bir kuşakla çok fazla sıktırarak bağlamış olduğunu gördüm. Sebebini sorduğumda oradakilerden biri, ‘Fazla acıktığı için’ dedi.” (Müslim, 2/193)

Ebû Talha -radıyallâhu anh- anlatıyor; “Resûl-i Efendimiz’e açlıktan şikâyet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkes karnına bir taş bağlamıştı. Resûlullâh da karnını açtı. Baktık ki onda iki taş vardı.” (Tirmizî, Zühd, 39)

Açlığından çok kere karnına taşlar bağladığını okuduk, duyduk, öğrendik belki de. Peki, ne kadar hissettik, kalbimiz titredi. Gözyaşı döktük?. Şu yazıları kalbimize alırsak belki bir şeyler değişecektir…

Kolay olsaydı kazanmak Allah (c.c)‘ın en değerlisini 

En sevdiğini Muhammed’i (s.a.v) ister miydi üzmeyi 

Karşılığında bedel ödemeyen kimseyi yapmayacakları Muhammed (s.a.v)ümmeti 

Bedel ister bu dava, emek ister 

Ter ister, yaş ister, kan ister 

Sen de istersen dökmeyi bunları Allah yolunda işte o zaman olacaksın ancak Muhammet ümmeti !!!

Önderimizin yolunu davasını gayesini hakkıyla anlayıp yolunu yol, davasını dava, gayesini gaye edinenlere selam olsun.

Tevfik Allah(Celle Celaluhu)’tandır

Selam ve Dua ile

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.