sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

GERÇEK İSLAM

A+
A-

GERÇEK İSLAM

 

Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (cc.)’a mahsustur.

Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetînce sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) ya, a’line, ashabına ve O’nun yolunu izlemeye çalışan ümmetinin üzerine olsun.

Aliilmran 85: Kim İslam’dan başka bir din ararsa ondan bu din asla kabul olunmaz ve o, ahirette en büyük hüsrana uğrayanlardır.

İslam dininden hiçbir şeyin noksan olmayıp tam manasıyla bütün beşeriyetin hayatını fert ve toplum olarak tanzimi için yeterli ve mükemmel bir nizamdır. O halde bu dinin (İslam’ın) hiçbir dine, beşeri sisteme, hiçbir hususta ihtiyacı yoktur.

Bu dinin mükemmelliğine dair Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:

Maide 3: Bugün dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak islamı (verip ondan) hoşnut oldum…

İslam dininin yeterli ve bütün meselelere çözüm getiren bir din olduğu hususunda daha birçok ayet vardır. Bu itibarla İslam’dan başka bir sistemin veya dinin hükümlerinin geçerli olabileceğine kail olan herkes Allah’ın dininden çıkmış olur. Allah’ın dininin hükümlerine şeriat denildiği veçhi ile, her kim İslam şeriatının hükümlerinin bu zamandan sonra geçerliliğinden şüphe ederse yine tevhidi bozarak küfre girmiş olur.

İslâm’ın, teslimiyet; boyun eğiş, itaat, emre, düzene, sisteme, ilkeye bağlılıktır.

“Yoksa onlar Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar. Oysa göklerde ve yerde bulunanların tümü ister-istemez O’na teslim olmuşlardır ve O’nun huzuruna döndürüleceklerdir.” (Ali imran 83)

İslâm’ın bu şekilde belirtilmesi ayrı bir anlam taşımaktadır. Açıktır ki, evrensel olan İslâm’ı; emre boyun eğiş, düzene uyma ve yasaya itaattir. Buradan da yüce Allah’ın yardımı her fırsatta İslâm’ın anlamını ve gerçeğini belirtmesiyle ortaya çıkmaktadır. Taki böylece hiç kimse İslâm’ı, dille söylenen bir söz, pratik etkileriyle Allah’ın yoluna teslimiyet ve hayat realitesinde bu yolu gerçekleştirme eylemleri anlamına gelmeyen ve sadece kalpte yer etmiş bir tasdikten ibaret sanmasın.

Bu, gerçekten önemli bir uyarıdır. İnce, sağlam ve kapsamlı açıklamaya geçmeden önce ona yer vermektedir:

“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa o din ondan kabul edilmez ve ahirette hüsrana uğrayanlardan olur.”

Bu birbirini izleyen ayetler varken İslâm’ın gerçeğini saptırmaya yol yoktur. Ayetleri eğip-bükerek ve onları anlamlarından saptırarak İslâm, Allah’ın tanımladığı şekilden başka bir tarzda tanıtılamaz. Bu, bütün evrenin boyun eğdiği İslâm’dır. Evren, Allah’ın belirlediği ve idare ettiği nizama boyun eğerek bu İslâm’a uymaktadır.

Öyleyse anlamını ve gereğini yerine getirmeden “Allah’tan başka ilah yoktur” şehadetine uymadan, kelime-i şehadeti söylemek asla İslâm olmayacaktır. Şehadetin anlamı ve gerçeği, ilahlığı ve hakimiyeti, “Bir”e indirgemek, kulluk ve yönelişte birliği sağlamaktır. “Muhammed, Allah’ın Elçisidir” şehadetinin anlamı ve gereği olmadan da İslâm olmaz. Bu şıkkın manası ve hakikati O’nun, ilahından hayat için getirdiği sisteme bağlılık, Allah’ın gönderdiği yasaya uymak, kullara getirdiği kitabı hakem kabul etmektir.

Öyleyse, ilahlık, gayb, kıyamet, Allah’ın kitapları ve peygamberlerinin gerçek olduğunu kalp ile tasdik etmenin yanında bu tasdiği kapsamlı uygulaması ve daha önce belirttiğimiz realiteye dayalı hakikat olmadan İslâm’dan söz edilemez.

İslâm’ın gerçek mahiyetini tanıdıktan sonra Allah’ın dilediği şekliyle İslâm’ı kabul etmeyenler ve içtenlikle onu benimsemeyenler, ahirette hüsrana uğrayanlardır.

Yazarın Diğer Yazıları
19.02.2025
10.01.2025
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.