GÜNÜN AYET VE HADİSİ

GÜNÜN AYETİ
اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ مُتَبَّرٌ مَا هُمْ ف۪يهِ وَبَاطِلٌ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ 
Şüphesiz bunların içinde bulundukları (din) yıkılmıştır, yapmakta oldukları da bâtıl-dır. 
(A’râf – 139)
GÜNÜN HADİSİ
498. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün –veya bir gece– evinden dışarı çıkmıştı. Baktı ki, Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhümâ oradalar. Onlara:
– “Bu saatte sizi evinizden dışarı çıkaran sebep nedir?” diye sordu. Onlar:
– Açlık, yâ Resûlallah, dediler!. Peygamberimiz:
“Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, sizi evinizden çıkaran sebep beni de evimden çıkardı; haydi kalkınız” buyurdu. İkisi de kalkıp, Resûl–i Ekrem’le birlikte ensârdan birinin evine geldiler. Fakat o zât da evinde değildi. Ama hanımı Resûlullah’ı görünce:
– Hoş geldiniz, buyurunuz, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Falan nerede?” diye sordu. Kadın:
– Bize tatlı su getirmek için gitti, dedi. Tam o sırada evin sahibi olan Medine’li sahâbî geldi, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ve iki arkadaşına baktıktan sonra:
– Allah’a hamdolsun, bugün, hiç kimse misafir yönünden benden daha bahtiyar değildir, dedi. Hemen gidip onlara içinde koruğu, olgunu ve yaşı bulunan bir hurma salkımı getirdi:
– Buyurun, yiyiniz, dedi ve eline bıçak aldı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:
– “Sağılan hayvanlara sakın dokunma”, dedi. Ev sahibi onlar için bir koyun kesti. Onlar da koyunun etinden ve hurmadan yediler; tatlı sudan içtiler. Hepsi yemeğe doyup suya kanınca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Bekir ve Ömer radıyallahu anhümâ’ya şöyle dedi:
– “Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, kıyamet gününde bu nimetlerden sorguya çekileceksiniz. Sizi evinizden açlık çıkardı, sonra evinize dönmeden şu nimetlere kavuştunuz” buyurdu.[15]
* 494 numaralı hadiste belirtildiği gibi kendisi aile efradı içinde özel olarak kızartılmış kuzu görmediği fakat çok nadir olarak başka dostları ve ashabı yanında yediği gerçektir. Açlıklarını kimseye söylemeyen ve gezinti için çıktıklarında birbirinden haberdar olan üç arkadaş üç sevgili ahlakları birbirine benzeyen bu kişiler şahsi ihtiyaç ve hallerini başkalarından gizlemeyi tercih ediyorlar. Misafire ikrama büyük değer veren dinimizin bu hususiyetini ev sahibi olan Ebul Heysem Malik ibn-i Tayyihan’da görmekteyiz. Fakat sonunda verilen tüm nimetlerden sorumluyuz ve sorguya çekileceğiz. (Bkz. Tekasür: 102/1-8) [16]
(Riyazu-ssalihin)
Yorumlar