sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

GÜNÜN AYET VE HADİSİ

GÜNÜN AYET VE HADİSİ
A+
A-

اِنَّ الَّذٖينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهٖ ثَمَناً قَلٖيلاًۙ اُو۬لٰٓئِكَ مَا يَأْكُلُونَ فٖي بُطُونِهِمْ اِلَّا النَّارَ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَلَا يُزَكّٖيهِمْۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ

Allah’ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir şey karşılığında satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları arındırmayacak! Onlar için elem verici bir azap vardır.

(Bakara Suresi 174. Ayet)

GÜNÜN HADİSİ

81-….Bize el-Musennâ, Ebû Cemre’den tahdîs etti ki, İbnu Abbâs (R) şöyle demiştir: Peygamber’in Allah tarafından peygam­ber gönderildiği haberi Ebû Zerr’e ulaşınca, Ebû Zerr, kardeşi Uneys’e:

— Haydi devene bin de şu Mekke vadisine git ve benim için, ken­disinin bir peygamber olduğunu ve kendisine gökten haber geldiğini söyleyen şu adamın haberini iyice öğren, O’nun sözlerinden işit, sonra bana gel, dedi.

Kardeşi Uneys gitti, nihayet Mekke vadisine vardı ve Peygam­ber’in sözlerinden işitti, sonra da Ebû Zerr’in yanına dönüp geldi. Ve:

— Ben o zâtı gördüm: Ahlâk güzelliklerini emrediyor ve birta­kım güzel sözler söylüyor ki, bunlar şiir değildir, dedi.

Ebû Zerr bunun üzerine kardeşine:

— Sen arzu ettiğim nevi’den bana şifâ verecek bir haber getir­medin, dedi.

Akabinde azık hazırladı, bir de içinde su bulunan eski bir kırba

yüklendi. Nihayet Mekke’ye varıp Ka’be mescidine geldi. Peygam-ber’i aramağa koyuldu. Kendisi Peygamber’i tanımıyor, O’nu baş­kasından sormak da istemiyordu. Nihayet gecenin bir kısmı kendisine erişince Ebû Zerr’i Alî gördü ve onun yabancı bir kimse olduğunu tamdı. Ebû Zerr onu görünce, onun ardından yürüdü. Yolda gider­ken, bu iki arkadaştan herhangibiri diğerine hiçbirşey sormadı. Böy­lece sabah oldu. Sonra Ebû Zerr su kırbasını ve azığını yine Ka’be mescidine taşıdı. Ve bu gün de böyle devam etti. Peygamber kendisi­ni görmüyordu. Nihayet akşam oldu, Ebû Zerr (yine Ka’be mescidi­nin bir kenarındaki) yatağına döndü. Bu sırada kendisine yine Alî uğradı da:

— Bu adam için yerini öğrenip orada ikaamet etme zamanı gel­medi mi (yânî hâlâ bir yer bulup yerleşemedi mi)? dedi.

Akabinde Alî, Ebû Zerr’i beraberinde götürdü. Yine yolda iki arkadaştan biri diğerine hiçbirşey sormuyordu.

Nihayet böylece üçüncü olunca, Alî yine evvelki gelişi üzerine dönüp onun yanına geldi ve Ebû Zerr, onun beraberinde ikaamet et­ti. Sonra Alî, Ebû Zerr’e:

— Seni buraya getiren sebebi bana söylemez misin? dedi. Ebû Zerr:

— Eğer bana muhakkak doğru yolu göstereceğini taahhüd eder ve kesin söz verirsen bunu sana bildiririm, dedi.

Alî onun istediği taahhüdü ve yemînli sözü yaptı. Ebû Zerr de ona gelme maksadım haber verdi. Alî de ona:

— Hiç şübhesiz bu zât haktır, doğrudur, o Allah’ın Rasûlü’dür. Sabaha eriştiğin zaman sen benim ardımca gei. Şayet ben yolda sana zarar vereceğinden korktuğum birşey görürsem, sanki ben su dökü-yormuş gibi dikilip dururum (sen durma git). Eğer ben yürüyüp gi­dersem, sen ardımca beni ta’kîb et, nihayet benim gireceğim yere, sen de girersin, dedi.

Ebû Zerr onun dediklerini yaptı. Alî’nin arkasına uyarak gitti. Nihayet Alî, Peygamber’in huzuruna girdi. Ebû Zerr de onun bera­berinde huzura girdi. Peygamber’in sözlerinden işitti ve olduğu yer­de müslümân oldu. Peygamber ona:

— “Sen şimdi kendi kavminin yanına dön, benim peygamberli­ğimi onlara haber ver. Benim emrim sana gelinceye kadar orada kal” buyurdu.

Ebû Zerr:

— Nefsim elinde olan Allah’a yemîn ederim ki, ben muhakkak bu şehâdet kelimesini müşriklerin ortasında haykıracağım, dedi.

Akabinde Ebû Zerr, huzurdan çıktı, Ka’be mescidine geldi ve en yüksek sesiyle:

— Eşhedu en lâ ilahe UWllah ve erme Muhammeden Rasûlullah

(= Şehâdet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur ve Muhammed O’nun Rasûlü’dür)/ diye bağırdı.

Bu bağırmadan sonra Kureyş cemâati ayağa kalkıp Ebû Zerr’i dövdüler ve onu yere yatırdılar. Bu sırada Abbâs gelip onun üzerine kapandı da:

— Size yazıklar olsun! Bunun Gıfâr kabilesinden bir kimse ol­duğunu ve Şâm ticâret yolunuzun onlardan geçtiğini bilmiyor mu­sunuz? dedi.

Ve Ebû Zerr’i müşriklerin topluluğundan kurtardı. Sonra Ebû Zerr, ertesi günü de mescide döndü ve dün yaptığı gibi yüksek sesle şehâdet kelimesini söyledi. Müşrikler yine ona doğru fırlayıp onu döv­düler. Abbâs yine onun üzerine kapandı (ve onu kurtardı).

33- Saîd İbnu Zeyd(R)’İn İslâm’a Girişi Babı

( KİTABU MENAKIBİ’L-ENSAR – BUHARİ – 81. HADİS)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.