sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

GÜNÜN AYET VE HADİSİ

GÜNÜN AYET VE HADİSİ
25.01.2021
582
A+
A-

GÜNÜN AYETİ

 

وَلَا تَجْعَلُوا اللّٰهَ عُرْضَةً لِاَيْمَانِكُمْ اَنْ تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ

 

“Yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah’ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir.

(Bakara Suresi 224. Ayet)

 

GÜNÜN HADİSİ

 

101-…….ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Avf ibn Mâlik ibni’l-Tufeyl tahdîs etti. O, el-Hâris’in oğlu, aynı zamanda Peygamberin zevcesi Âişe’nin ana-bir erkek kardeşinin oğludur. (O şöyle dedi:) Âişe’ye bir satış veya Âişe’nin bir kimseye vermiş olduğu bir atası hak­kında Abdullah ibnu’z-Zubeyr’in “Vallahi Âişe bu satıştan ya kat’î olarak vazgeçer yâhud da ben onu bundan muhakkak men’ ederim” dediği haberi ulaştırıldı. Bunun üzerine Âişe:

— Abdullah bu sözü söyledi mi? dedi. Oradakiler:

— Evet söyledi, dediler. Âişe:

— Zubeyr’in oğluna ebediyyen konuşmamam Allah için benim üzerime bir nezr olsun! dedi.

Ayrılık epey uzayınca İbnu’z-Zubeyr, Muhacirler’in kendisine Âişe yanında şefaat etmelerini istedi. Neticede Âişe:

— Hayır vallahi, ben onun hakkında ebeden şefaat kabul etmem ve nezrimden de döneklik yapmam, dedi.

İbnu’z-Zubeyr üzerine bu ayrılık uzayınca, İbnu’z-Zubeyr, Zuhre oğulları’ndan olan el-Misver ibn Mahrame ve Abdurrahmân ibnu’l-Esved ibn Abdi Yeğûs ile konuştu ve onlara:

— İkinizden Allah adiyle istiyorum: Beni muhakkak Âişe’nin hu­zuruna girdireceksiniz! Muhakkak olan şu ki, Âişe’nin benden kesi­lip ayrılmaya nezretmesi, ona halâl olmaz! dedi.

Bunun üzerine Misver ile Abdurrahmân (r.a.) bürünerek Ab­dullah’ı götürüp Âişe’nin huzuruna girmek üzere izin istediler. Ve:

— es-Selâmu aleyke ve rahmetullâhi ve berekâtuhû! Huzuruna girebilir miyiz? dediler.

Âişe:

— Giriniz! diye izin verdi. Onlar:

— Hepimiz mi girelim? diye sordular. Âişe:

— Evet, hepiniz giriniz! dedi.

Âişe onların beraberinde İbnu’z-Zubeyr olduğunu bilmiyordu. Onlar içeri girince İbnu’z-Zubeyr de perdenin arkasına girdi, Âişe’-ye sarıldı, ondan kendisini affetmesini istemeye ve ağlamaya başla­dı. Bu sırada Misver ile Abdurrahmân da muhakkak Âişe’nin onunla konuşmasını ve onu kabul etmesini ısrarla istemeye başladılar. Ve:

— Peygamber (Sav), senin yapmış olduğun bu ayrılıktan nehyetti, “Şüphesiz ki bir Müslümanın, Mü’min kardeşini üç geceden fazla bı­rakması (küsmesi) helâl olmaz” buyurmuştur, dediler.

Onlar Âişe üzerine bu hatırlatmaları ve baskı yapmayı çoğalt­tıkça, o da onlara adağını hatırlatmağa ve ağlamaya başladı. Ve:

— Ben onunla konuşmamaya nezrettim, nezr ise şiddetlidir! di­yordu.

Onlar da devamlı Âişe’ye ısrar ediyorlardı. Nihayet Âişe, İbnu’z-Zubeyr’le konuştu ve bu nezri hakkında kırk tane köleyi hürriyete kavuşturdu. Artık bundan sonra bu nezrini dâima anar ve ağlar ol­du, hattâ gözyaşları baş örtüsünü ıslatırdı.

(KİTABU’L EDEB – BUHARİ – 101. HADİS)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.