BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
Hani inkâr edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilmektedir.(Fetih/26)
Cahiliyet hamiyeti denmekle kastedilen, bir kişinin sırf kendi şöhreti ve gururu uğruna veya kendi menfaati peşine düşüp bilerek, kasten uygunsuz bir işi yapmasıdır.
Mekke kafirleri herkesin Hac ve Umre için Kabe’yi ziyaret etme hakkı olduğunu biliyorlardı ve buna inanıyorlardı. Hiç kimsenin, bu dini görevin yapılmasını engellemeye hakkı yoktur. Bu, Araplar arasında eskiden beri kayıtsız şartsız uyulan bir kanundur. Fakat kendilerinin baştan sona haksız olduklarını müslümanların da tamamen haklı olduklarını bildirmelerine rağmen, sırf gururları uğruna müslümanların Umre yapmalarını engellediler. Bizzat müşrikler arasında fıtraten doğruluğu sevenler de “İhram giyinip, kurbanlık adak develeri yanlarına alıp Umre yapmak üzere gelen bu insanları engellemek yersiz ve yanlış bir harekettir,” diyorlardı. Fakat Kureyş’in liderleri sadece şu düşünceden dolayı zorluk çıkarıyorlar, müslümanları Mekke’ye sokmamak için çırpınıyorlar, “Eğer Muhammed bu büyük kalabalıkla Mekke’ye girerse bütün Araplar arasında şöhretimiz sönecek, gururumuz kırılacak” diyorlardı. İşte bu onların cahiliyet hamiyeti idi. (Tefhimul Kur’an)
Evet Müslümanları çekemeyen, adaletten yoksun, zavallı bir topluluk…
Müslümanların nefes almasını bile çekemeyen bu topluluğun derdi neydi?
Müslümanlara beslenen kin öylesine büyümüştü ki, kendilerine hiçbir zararı olmayan ibadetlere bile karşı geliyorlardı. Müslümanların kalabalık görülmesinden ve kendi taraftarlarının etkilenmesinden korkuyorlardı. Oysa kendilerini; “nerde hata yaptıkta bu insanlar bizi bırakıp Muhammed (sav)’e yöneldiler” demek yerine büyük bir kin besleyip çok saçma kararlar almaya başlamışlardı. Halkın içerisinde meselelere objektif bakanlar bile kendi büyüklerini bu amelleri dolayısıyla kınamışlardı.
Meseleyi biraz güncelleyecek olursak; bugün modern insana tanınan düşündüğünü açıklama özgürlüğü veya giyim ve kuşamdaki özgürlük neden Müslümana tanınmamaktadır. Giyim ve kuşamda Müslümanların örgür olduğunu iddia edenler önce Kur’an’ın örtünme ile ilgili ayetlerini, sonra Resulullah (sav)’in ve ev halkının sünnetini, kesmezse sahabenin giyim kuşamını ve ehli sünnetin bu konudaki hükümlerini bir araştırsınlar.
Hani bütün dinlere özgürlük vardı. Diğer dinlerde inançlarını apaçık izhar ederlerken, İslam’ın apaçık bir şekilde açıklanmasına neden müsaade edilmemektedir? Gerçek din öğrenilirse örgürlüğün ne kadar kısıtlandığını görürüz.
Senin gururun ezilmemesi için bir başkasının ibadetine engel olmak… Bazı babalar var. Evladının dini öğrenip evde islamı anlatmasına müsaade etmez. Babasından şu sözler dökülür; senin çocukluğunu bilirim, sen ne anlarsın o işlerden, namazını kıl, Kur’an’ını oku. Kendisinin yapamadığını evladı yapınca bir kısım babalar bunu gurur yapar ve müsaade etmez. Azgın topluluklara Allah cc peygamber gönderdiğinde o topluluğun ileri gelenleri ne demişlerdi: Allah içimizden bunu mu seçti? Oysa biz daha zenginiz, biz daha güçlüyüz… gibi karşı duruşlar olmamış mıydı?
Evet bütün bunlar cahliyye hamiyetinden kaynaklanmaktadır. Biz yaparsak sizde yaparsınız. Biz yapmaz isek siz hiç yapamazsınız.
Cahiliyye hamiyyeti o kadar tehlikeli ki Mekkeliler kendi koyduğu hükümleri bile değiştirmiştiler. Helvadan put yaptılar, acıkınca yediler. Kendi belirledikleri inanç esaslarına bile uymadılar. Onların dinleri (dini esasları) dünyalık çıkarlarını yükseltecek, hiçbir şekilde kendilerinin aleyhine olmayacak kurallarla donatılmıştır. Kendi çıkarlarıyla ters düşünce hemen o kuralı değiştirip işlerine geldiği gibi değiştirirler. Halkın çıkarını ve iyiliğini düşünmek gibi bir dertleri yoktur onların. Tek dertleri makamları ve rahatlarının bozulmaması bunun için hiçbir kuralı takmazlar. O kurallar kendi koydukları kuralları olsa dahi.
Rabbim bizleri böyle bir topluluktan muhafaza buyursun.
Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah’a Mahsustur.