BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

“HAYRA DUA EDER GİBİ ŞERRE DUA ETMEK”

Hamd; Âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün sahibi olan Allahu Teâlâ(c.c)’ya Salat ve Selam  Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimize, temiz ehl-i beytine ve Ashabına olsun İnşallah. Hz. Âdem (As.)’den günümüze kadar; Tağuti güçlere karşı cihad eden ve Allahu Teâlâ (c.c)’nın rızasını kazanmak gayretiyle şehadete koşan bütün müminlere dua ederiz! Amellerimizin bidayeti ve nihayeti; verdiği nimetleri saymaktan bile acze düştüğümüz Allahu Teâlâ’ya hamdetmektir.

Dua= Seslenmek çağırmak, yardıma çağırmak, Allah’a yalvarma, O’ndan dilekte bulunmak, O’na yakarmak.

Dua insanda fıtri bir olgudur. Bu sebepledir ki bütün dinlerde mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan şu veya bu şekilde dua eder.

Öfkelendiğinde, sinirlendiğinde, çok aciz kaldığı zamanlarda ve dünyalık elde edebilmek için gerekirse haram olsun, şehveti, nefsi onu esir aldığında, kişi dua eder.

Bugün yediden yetmişe herkes dua etmektedir peki bu kadar insan dualarında neleri istemektedirler?

Hayır olan dualarımız olduğu gibi şer olan Allah’ın razı olmadığı, dilimizden büyük bir istek ve arzuyla çıkan dualarımızda vardır.

“Şeytan: “İnsanların yeniden diriltileceği güne kadar bana mühlet ver” dedi.” (Araf 14)

Şeytanda böyle bir dua da istekte bulunmuştu.

Allah düşmanı olan şeytan kovulmasının sebebi olan düşmanını yanında götürmedikçe cehenneme tek başına girmeye razı değildir. Bu sebeple mühlet istemişti yaratıcısından.

Baktığımızda bu Allah düşmanının peşinden gidenlerde hayli bir şoktur.

“Dünya mümine zindan, kâfireyse cennettir.”

Helali haramı bilmeyen, hesabına cenneti cehennemi katmayanlar, tabi ki rahat yaşayacaklardır.

Yediği önünde yemediği arkasında olsun diye, doymayan bir nefisle yaşayan milyonlarca insan vardır.

(Yusuf) Dedi ki: “Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum.” (Yusuf 33)

Bir peygamber de böyle dua ediyor. Dünyanın fitnesinden insanların hileli oyunlarından kurtulmak için zindan bana daha hayırlıdır diyor.

Peki, biz dualarımızda dünyanın ve şeytanın şeytanlaşmış insanların tuzaklarından, oyunlarından kurtulmak için ne kadar Allah’a dua ettik ne kadar bunların şerrinden Allah’a sığındık.

Rasulullah (s.a.v) Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam, ellerini göklere uzatarak “ Ya Rab Ya Rab diye yalvarıyor. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böylesine duası nasıl makbul olur.” (Müslim)

Vücuda giren haram gıdayı elbette cehennem ateşi temizler.

Hadis o kadar net ki kimse ben bu hadisten bir şey anlamadım? Diyemez.

Faizin haram olduğunu bildiğimiz halde bizde Ya Rab Ya Rab diye ellerimizi açıp dualar yapıyoruz, nasıl mı?

Allah’ım ticaretimi faizle bereketlendir diye dua edenler

Bankadan faizle çıkacak olan parayla ev, araba alabilmek için dua edenler

Allah’ın haram kıldığı helal yoldan kazanılmayan para! (sayısal loto) çıksın diye çırpınarak gece gündüz dua edenler. (v.s) böyle dualara isteklere çok şahit olmuşuzdur.

Peki, bu kadar insan faizin haram olduğunu bilmiyor mu? Tabi ki biliyor. Neden faizi kullanıyorsun haramdır dediğinde o kimseler bir anda âlim oluveriyor sanki diyor ki: Allah (c.c) bilmiyor muydu madem çağda şu zamanda faizsiz ticaretin olmayacağını, ticaretin kanının, canının faiz olduğunu, demek ki nasibimiz de bu varmış.

“Onlar, ‘çirkin bir hayâsızlık’ işlediklerinde: “biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah bunu bize emretti” derler. De ki: “Şüphesiz Allah, ‘çirkin hayâsızlıkları’ emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah’a karşı mı söylüyorsunuz?” (Araf 28)

“Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.” (Nahl 116)

“Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: “Alım-satım da ancak faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.” (Bakara 275)

“Şayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.” (Bakara 279)

Rasulullah (s.a.v) bir hadisinde diyor ki: “Öyle bir zaman gelecek ki faizin tozu kullanmayanların üzerine bulaşacak.”

Bugün öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, ticaret faizle işliyor, yediklerimiz, giydiklerimiz, oturduklarımız, evler, arabalar çoğu faizle alınıyor. Şimdi bizim yaptığımız dualar sizce nasıl kabul olur?

Bir ihtiyacımız olduğunda arkadaşımızdan, çevremizdeki insanlardan nasıl istekte bulunuyoruz saygılı, edepli, güzel bir üslupla neden? Saygısızlık terbiyesizlik olmasın diye, Ama iş Allah ve Rasulu olunca ne saygı ne de edep ne de korku kalıyor.

Şu hadisinde Rasulullah (s.a.v) bugünün insanını toplumun halini ne güzel anlatmış.

Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Faiz yemek için hileli yollara saptığınız, öküzlerin kuyruğuna yapışıp ziraatla geçindiğiniz ve cihadı terk ettiğiniz zaman Allahu Teâla üzerinize zilleti musallat kılar. Dinimize dönmedikçe o zilleti üzerinizden sıyırmaz. (Sünen-i İbn Davud)

Evet, bugün dualarımız neden kabul olmuyor diye düşünene kadar önce bir bakalım Allah yaptığımız dualardan razı mı değil mi? Sonra yediklerimiz, içtiklerimiz, giydiklerimiz, bulunduğumuz ortamlar, kabul ettiklerimiz ve reddettiklerimiz helal mi haram mı?

Unutmayalım ki Allah (c.c) razı olduğu kulunun duasından da razıdır. Bizde böyle dua edelim İnşaAllah.

Rabbim bizleri razı olduğu mücahid  ve mücahidelerden eylesin. (Âmin)

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN