sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

HEY SEN… DUR… TESLİM OL (4.BÖLÜM)

22.04.2025
14
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd, kainatı yoktan var eden, yarattığı her varlığa düzen ve ölçü koyan, koymuş olduğu düzen ve ölçüyle akıl sahiplerine deliller gösteren el-hakîm olan Allah’a mahsustur.

Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen hayatımızın her safhasında önderimiz ve örneğimiz olan Hz.

Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme, aline, ashabına ve kıyamete kadar gelecek bütün muvahhidlerin üzerine olsun.

İbrahim aleyhisselam uzun yıllar evlat hasreti çekmiş bir peygamberdi. Allah Celle Celaluhu İbrahim Aleyhisselam’ın bu hasretini İsmail Aleyhisselam’ı ona bahşederek sona erdirmişti.

“İhtiyarlık halimde bana İsmail ve İshak’ı ihsan eden Allah’a hamdolsun. Gerçekten Rabbim duayı kabul edendir.” İbrahim Suresi 39. Ayet

Evlenmiş bir çift için evlat sahibi olma isteği Allah’ın fıtratlarına koymuş olduğu bir duygudur. Bu duygunun var olması hem imtihan gereğidir hem de insan neslinin devamı içindir. Hem de aile dediğimiz mevhumun parçalanmadan, bozulmadan yıllar boyu bir arada kalabilmesi içindir. Çünkü çocuk çoğu zaman aile dediğimiz kalenin harçlarından biridir.

O halde uzun yıllar evlat sahibi olamamış bir ailede çocuğa karşı özlemi ve ihtiyacı siz düşünün. Uzun yıllar çekilen evlat hasretinden sonra Allah Celle Celaluhu’nun o aileyi evlatla rızıklandırdığını düşünün. O çocuk ne kadar değerli olur, ne kadar sevimli olur. anne ve babası tarafından ne kadar çok sevilir.

Hatta böyle bir süreçten geçen kimi anne baba var ki evlada kavuşunca ona gösterdikleri sevgi sebebiyle yoldan çıkar. O evladı sahte bir Rab edinir. Allah’a vermesi gereken sevgiyi Allah’ın yarattığı varlığa verirler de böylece müşrik olurlar. Böyle bir süreçten geçerek imtihan olunan İbrahim aleyhisselam evladını kucağına aldıktan sonra tekrar bir imtihana tabi tutuldu.

Allah’ın emri gereği hanımı Hacer’i ve kundaktaki yavrusunu hiç kimsenin yaşamadığı o zamanlar için ıssız bir belde olan Mekke’ye götürüp onları orada bırakıp geri dönecekti.

Bu emir karşısında İbrahim aleyhisselam hiç tereddüt etmedi ve duraksamadı. Haşa böyle bir emrin sebebi nedir? Hanımım ve çocuğum orada ne yapar, ne yer, ne içer demedi.

Daha yeni babalılık duygusunu tatmışken neden yavrumdan ayrılayım demedi. Allah’ın emrini sorgulamadı. Allah Celle Celaluhu hakkında kötü bir zanda bulunmadı.

Çünkü İbrahim Aleyhisselam Allah’ın El Hakim olduğunu Hakkel Yakin bir şekilde iman etmişti. Allah’ın her emri, her yasağı doğrudur, hikmetlidir, yerli yerindedir, isabetlidir. İbrahim Aleyhisselam bunu biliyordu. Ve bilinmelidir ki Allah’a olan teslimiyetin bir gereği de şudur.

Allah’ın emir ve yasağı sorgulanmaz. Neden, niye, niçin denmez.

Teslimiyet iddiasındaysan, eğer O’nun bana verdiği her talimat hikmetli ve doğrudur diye kabul edip teslim olman, teslim olmak gerekir.

“…İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Bağışlamanı dileriz. Dönüşümüz ancak sanadır derler. Bakara suresi 285. Ayet

İbrahim aleyhisselam hanımı ve çocuğunu orada bırakıp uzaklaşmaya başlayınca bu sefer hanımı Hacer İbrahim aleyhisselama Ey İbrahim! bizi burada bırakmanı sana Allah mı emretti diye sorunca İbrahim aleyhisselam evet cevabını verdi.

Bunun üzerine hanımı Hacer öyleyse Allah-u Teala bizim vekilimizdir. O bizi korur ve bize yardım eder diye karşılık verdi.

Subhanallah Hz. Hacer emzikli bebeğimle beraber yapayalnız ben burada ne yapacağım demiyor. Ben burada tek başıma savunmasız kaldım demiyor. Burada karnımı nasıl doyuracağım demiyor. susuzluğumu nasıl gidereceğim demiyor. Madem ki Allah emretti o benim vekilimdir, o bana yeter diyor. Böylece Allah’a olan teslimiyetini ortaya koyuyor.

Demek ki teslimiyet aynı zamanda Allah ve Resulünden gelen bir talimat. Yerine getirildikten sonra başa geleceklerden endişe etmemektir. sonunu düşünmemektir. Olaylara dünyalık bir gözle bakmamak, kar-zarar dengesi kurmamaktır.

Şimdi düşünelim.

Allah bana kundaktaki çocuğumu ve hanımımı kimsenin yaşamadığı ıssız bir yere bırakmamı emretse ben ne yaparım? ya da kocam beni bebeğimle beraber kimsenin yaşamadığı, hiçbir barınağın olmadığı, yiyecek ve içeceğin olmadığı bir yere Allah için beni bıraksa ne yaparım?

Eğer teslimiyet iddiasındaysak bu durumda yapmamız gereken şunlardır.

1. Allah’ın hükmü mutlak doğrudur. hikmetlidir ve isabetlidir. Bilincinde olarak Allah’ın emrini haşa sorgulamamak.

2. Allah’ın emri yerine getirildiği takdirde başa gelmesi muhtemel zararlardan endişe etmemektir. Ya da bu endişe sebebiyle Allah’ın emrine sırt çevirmemektir.

3. Allah adına Allah için yapılan bir işte Allah’a dayanıp güvenmek ve ona teslim olmaktır.

Makalemiz 5. bölümüyle devam edecektir inşallah.

 

VELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ALEMİN.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.