sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

HİKMET

05.02.2021
1.119
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hikmet kelimesinin kökü ‘hükm’dür. Hükm masdarı ve ondan türeyen kelimeler isim ve fiili olarak Kur’an’da çok geçerler. Hükm ve onun türevleri çok geniş bir anlam sahasına sahiptirler. Her biri kullanıldığı yere göre farklı manalar taşır. Hükm; masdarı sözlükte, ıslah maksadıyla bir şeye engel olmak, iyiliğin elde edilmesine çalışmak idare etmek ve tahakküm etmektir.

Aynı kökten, hüküm, muhkem, tahkim, ihkam, mahkeme, hakimiyet, hükümet gibi kavramlarda türemiştir.

Hikmet’de hük’m kökünden gelen bir kelimedir ve aynı kökten gelen kelimeler içerisinde en zengin anlam sahasına sahiptir.

Hükm aynı zamanda ilim, derin kavrayış adil yargı, karar vermek gibi manalara gelir.

Hikmet: İlim, fıkıh, adalet sebep kainatın inceliklerini üstünü ilimlerle bilmek lafzı az manası engin gibi çok çeşitli manalarda kullanılan geniş methumlu bir kelime.

İlimsiz yapılan amel faydalı da olsa hikmet olmayacağı gibi tatbik edilmeyen ilim de ne kadar cazip görünse de hikmet ismini almaz.

Hikmet’i, nazari hikmet ve ameli olmak üzere ikiye ayıranlarda olmuştur.

Nazari Hikmet; (Tefekkür) kainatta cereyan eden İlahi kanunları (Sünnetullah tabiata ait Allah’ın takdir edip var ettiği kanunlar) tefekkür  ve muhakeme etmek yoluyla elde edilir. Kainat, akıl sahipleri için bir kitaptır. Şuurlu kimseleri hayretlere sevk eden hikmetlerle dolu bir kitaptır.

Ameli Hikmet; İse tatbikat, ameli isabetli yerinde, faydalı olan fiillerdir.

Yukarıda da arz ettiğimiz gibi, İslam müttefiklerinin çoğunluğu bunları ayrı ayrı mütalaa etmemişlerdir. Yani faydalı ilmi salih amelden ayırmamışlardır.

Onun için diyorlar ki; hikmetin evveli varlık alemini tefekkür ortası din ve itaat sonu ebedi yapraklarını ibretle tefekkür eden insan eserden müessire sanattan sanatkara nakıştan nakkaşa, sebepler aleminden o sebepleri yaratana zihnen ve fikren intikal eder. İşte bu noktada karşısına din çıkar yaratana karşı olan vazifesini öğrenir ve tatbik eder. Bürün üstün tefekkür ve tatbikat (amel) onu ebedi saadete ulaştırır.

Hikmete ermenin başlangıcı düşünmedir.

Bu da temiz akıl ve temiz kalp ile olur. Allah’ın verdiği aklı şehvetlere ve şeytanın vesveselerine kaptıranlar ne kendi iç dünyalarındaki ilhamları, ne de dış dünyada olup biten ibretli sahneleri düşünüp anlayamazlar, kavrayamazlar. Zihinlerde güç bulamazlar. Ya hiç düşünmezler veya düşünseler bile hatıralarına dönüp göz atarken neyin gerçek neyin hayır olduğunu kestiremezler; çünkü Hakk’ın ve hayrın alametlerini bilemezler, onu seçip belirleyemezler. Bunu yapamayınca da Hikmet yolunda ilerleyemezler. Bu suretle büyük bir İlahi lütuf olan hikmet ancak temiz sürekli temiz düşünceli gerçek akıl sahiplerine nasip alabilir. Bundan dolayı akıl ve iyi seçim Hikmetin şartı düşünce de başlangıcıdır. Bunlar hep Allah vergisi ve İlahi iradenin eseri olan kabiliyetlerdir.

Ancak şu kadar var ki ilk şartlar ve ilk sebepler kayıtsız şartsız bir ön iradenin bağış eseri iken Hikmet düzeninde olayların cereyan şekli kulun istek ve iradesi yanında İlahi iradenin de o yönde tecelli etmesiyle meydana gelir. Bir bakımdan Vehbi (Allah vergisi) bir bakımdan Kesbi (kazanmakla) ilgili sayılır. Kulun iradesi adi sebep İlahi irade gerçek ve geçerli sebeptir.

Önünde ve sonunda İlahi irade bulunmadan hiçbir şey kurmaya yarayan bir küçük yoldur. İlahi iradenin çok değişik şekillerde tecelli etmesi işte Allah’ın (c.c.) Vasi (geniş) adıyla anılmasının sonucudur. Bundan dolayı Hikmetin aslı İhsandır. Hikmet eseri olan şeyler hem İhsandır Hem de Kesbdir. (Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri)

Hadiste geçtiği üzere;

“Hikmetli söz Mü’minin yitiği (gibi)dir. Onu nerde bulursa almaya en çok hak sahibidir.” (İbni Mace)

“Nitekim size aranızdan bir Rasul göndermişiz size ayetlerimizi okuyor, sizi temizleyip artıyor, size Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size daha önce bilmediklerinizi öğretiyor.” (Bakara 151)

Demek ki gelen Peygamber kitabın yanında hikmeti de öğretiyor. Hikmet Mü’minin yitik malıdır. Onu nerde bulursa almak zorundadır diyor. Bu hadisi şerifte açıkça gösteriyor ki hikmet Kur’an hadis şerifte açıkça Hikmet Kur’an, Hadis ve Sünnet dışında da bulunabilir. Ayetler ve özellikle hadisler bu nimetten Peygamberlerden başka insanlarında nasipleneceğini kabul ve ilan etmektedir.

Ama maalesef ki bugün Müslümanlar Hikmet sahibi değillerdir. Çoktan kaybetmişlerdir öz mallarını. Ve aramıyorlar yitiklerini. Hikmet bugün Müslümanlar da önemsenmiyor kıymetli bilinmiyor. Halbuki Allah’u Teala dünyada başarıyı Hikmete sahip olma veya olmamaya göre takdir etmiştir.

İnşaAllah bizlerde yitiğini bulanlardan ölene kadar ona gereği gibi sahip çıkanlardan oluruz.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.