BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(C.C)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
İSLÂM DİNİ HÜKÜMLERİ BÖLÜNMEZ
İslâm’ın hükümleri bölünmez; birbirinden ayrılmayı kabul etmez. Bu bölünme İslâm’ın amacına yalnızca aykırı düştüğünden değil, fakat İslam’ın bizzat kendisinin, hükümlerden bazılarına göre hareket edilip bazılarının terkini yasaklayışındandır. Tıpkı İslâmın bir kısmına inanıp bir kısmını inkârın yasaklayışı gibi!..
İslâmiyet, bütün hükümlerine göre hareket etmeyi, din olarak ne getirdiyse hepsine tam olarak inanmayı gerektirmektedir. Buna inanmayan ve buna göre hareket etmeyenler şu âyetin şümülüne girerler: “Yoksa siz Kitabın bir kısmına inanıyorsunuz da bir kısmını inkâr mi ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanların cezası dünya hayatında bir rüsvâylıktan başka bir şey değildir. Kıyâmet gününde de onlar, azabın en çetinine itileceklerdir.”(224)
İslâm dininin bir kısmına uyup bir kısmına uymamayı yasaklayan hükümleri pek çoktur. Aşağıdaki âyet hükümleri bu kabildendir: “Hakikat, indirdiğimiz o açık açık âyetlerimizi ve doğruyu, Biz onu Kitapta insanlara pek âşikâr bir surette bildirdikten sonra gizleyenler yok mu? İşte onların durumu. Onlara hem Allah lânet eder hem lânet etmek şânından olanlar lanet eder. Ancak tevbe ve rücû edenler, hareketlerini düzeltenler ve hakikati gizlemeyip iyice açıklayanlar başka. Ben artık onların günahlarından geçerim. Ben en çok tevbeyi kabul edenim, en çok esirgeyenim.”(225) Âyette geçen gizlemenin anlamı, bazı hükümlere uyup bazısını bırakarak uymamak, bazılarına inanıp diğer bazısını inkar eylemek demektir. “Allahın indirdiği kitaptan bir şey gizleyip de onunla az bir bahayı satın alanlar yok mu? Onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuş olamazlar. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onları temize de çıkarmaz. Onlar için pek acıklı bir azab vardır… Onlar doğru yolu bırakıp sapıklığı, mağfirete bedel azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne de sabırlıdırlar!” (226), “Şimdi onlar Allahın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez O’na boyun eğmiştir. Nihayet O’na döndürülüp götürüleceklerdir”(227), “Kim İslâmdan başka bir din ararsa ondan bu din aslâ kabul olunmaz ve o, âhirette de en büyük zarara uğrayanlardandır!”(228), “Allah bir zaman kendilerine kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayıp anlatacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı. Onlar ise o sözü arkalarına atttılar. Onun karşılığında az bir menfaati satın aldılar. Müşteri oldukları o şey ne kötüdür.”(229), “Ey peygamber! Kalpleriyle inanmadıkları halde ağızlarıyla inandık diyenlerle o küfür içinde alabildiğine konuşanlar seni mahzûn etmesin. Onlar, durmadan yalan dinleyen, senin huzuruna gelmeyen, diğer bir kavim hesabına casusluk eden kimselerdir. Kelimeleri Allah tarafından yerine konulduktan sonra tutup bir tarafa atarlar. Onlar; eğer size şu fetvâ verilirse alın, şayet o verilmezsè onu kabul etmekten çekinin, derler. Allah kimin sapıklığını irâde ederse artık sen Allahın ona ait meşiyyetini önlemeye hiçbir şekilde muktedir olamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah kalplerini temizlemek dilememiştir. Dünyada hor ve hakîr olmak onların hakkıdır. Ahirette de onlara pek büyük bir azab vardır!”(230). “Siz insanlardan korkmayın, Benden korkun. Benim âyetlerimi az bir bahaya satmayın. Kim Allahın indirdikleriyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir.”(231), “Allah’ı ve Peygamber’i inkâr ederek kâfir olan, bir de Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyen, Allah’a inanıp peygamberlere inanmayan, bunlardan kimine inanırız, kimini inkâr ederiz, diyen ve böylece küfür ile iman arasında bir yol tutmaya yeltenen kimseler yok mu? İşte onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir!”(232), “Habibim; sana da hak olarak Kitab’ı, Kur’ân’ı, kendinden öncekileri tasdik edici ve doğrultucu ve ona karşı birşahit olmak üzere gönderdik. O halde aralarında Allahın sana indirdiği ile hükmet, sana gelen hakikatten dönüp onların hevâ ve heveslerine uyma. Mûsâ’nın, İsâ’nın, Muhammed’in ümmetleri! Sizden herbiriniz için şeriat, bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi topunuzu bir tek ümmet yapardı. Fakat O, size verdiği değişik şeriatlar dahilinde sizi imtihan etmek için böyle ayırdı. Öyleyse hepiniz hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Zaten hepinizin en son dönüp gelişi Allah’adır. Artık O, hakkında ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri size orada haber verecektir. Ve şu emri indirdik: Aralarında Allahın indirdiği şekilde hükmet, onların keyiflerine uyma, Allahın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni sapıtacaklar diye kaçın onlardan. Eğer onlar yüz çevirirlerse bil ki, Allah,günahlarının bir sebebiyle mutlaka musibete uğratmak istiyordur. Insanlardan bir çoğu muhakkak ki, Allahın emrinden dışarı çıkanlar gürühudur. Onlar hâlâ cahiliyye devrinin o kötü hükmünü mü istiyorlar? Şüphesiz bir kanaate sahip olacak bir kavim indinde Allahdan daha güzel hükmü olan da kimdir? (233), “Ey Peygamber! Rabbından sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah kâfirlere yol göstermez. Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbınızdan size indirileni gereğince uygulamadıkça bir temeliniz olmaz, de. And olsun ki, Rabbından sana indirilen Kur’an, onlardan çoğunun azgınlık ve küfrünü artırır. Öyleyse kâfirler için tasalanma.”(234), “Biz her peygamberi ancak Allah’ın izniyle itaat olunması için gönderdik. Onlar kendilerine yazık ettiklerinde sana gelip, Allah’tan mağfiret dileseler ve peygamber de onlara mağfiret dileseydi, Allah’ın tevbeleri daima kabul ve merhamet eden olduğunu görürlerdi. Hayır Rabbine and olsun ki, aralarında çekiştikleri şeylere seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar.”(235)
224) Kur’an, Bakara 85.
225) Kur’an, Bakara 159-160.
226) Kur’an Bakara 174, 175.
227) Kur’an, Âl-i İmran 83.
228) Kur’an, Âl-i İmran 85.
229) Kur’an, Âl-i İmrân 187.
230) Kur’an, Mâide 41.
231) Kur’an, Mâide 44.
232) Kur’an, Nisâ 150.
233) Kur’an, Mâide 48-50. 234) Kur’an, Mâide 67-68.
235) Kur’an, Nisâ 64-65.x
KÛLÛ LA İLAHE İLLALLAH, TUFLİHÛ! (La ilahe illallah deyiniz, kurtulunuz!)
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN