iSLAM HUKUKU VE MODERN HUKUK

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hikmetlerinin emsalsizliği akılları mağlup eden, delillerinin inceliği düşünceleri yenen, sanatındaki dehşet ve harikası inkârcılara mazeret bırakmayan ve delillerinin dilleri kâinatın kulaklarına ‘’ Allahtan başka hiç bir ilah yoktur’’ diye haykıran Allah’a hamdolsun. Salat ve selam da Efendimiz, Önderimiz ve Rehberimiz olan Hz. Muhammed(sav) ‘e, a’line, ashabına ve onun izinden giden ümmetine olsun.

Suçlar ve cezalarını tesbitte amaç , toplumun yararını, kamu düzenini korumak ve devamını güvence altına almak olduğunda modern hukuk ile İslam hukuku birleşiyorlar. Bu açık birlik ve beraberliğe rağmen, İslam hukuku, modern hukuktan iki yönde ayrılıyor:

MODERN HUKUK VE iSLAM HUKUKU ARASINDA BiRiNCi AYRILIK NOKTASI

İslam, güzel ahlakı , cemiyetin üzerine kurulduğu birinci dayanak sayar. Bunun için ahlakı korumaya , İslam büyük önem verir ve bunda şiddetli davranır ki, nerde ise ahlaka aykırı bütün fiilleri cezalandıracakmış gibi bir tutum içindedir. Modern hukuk ise, ahlaki meseleleri, nerede ise tam bir ihmal ile onları önemsememekte, kişilere, güvenlik veya genel nizama doğrudan doğruya zararı dokunmadığında, onlarla ilgilenmemektedir. Mesela bugünkü kanunlar, taraflardan biri, diğerini zorlar veya taraflardan biri tamamen razi olmadığı halde zina cürmü işlenirse ancak , o zaman faile ceza vermekte, bu iki halin dışındaki zina fiillerine ceza vermemektedir. Çünkü bu iki durumda zinanın fertlere ve kamu düzeni ve güvenliğine zararı dokunmaktadır. İslam hukuku ise, zinanın her şekline ceza vermektedir. Çünkü zinayı ahlaka aykırı saymakta, ahlak bozulursa toplum da bozulur ve çöker. Bugün birçok kanunlar, kisi umuma mahsus yerlerde, yollarda insanlan rahatsız ederse o zaman ceza verir. Çünkü bu haliyle insanları rahatsız ve asayişi ihlal eylemektedir. Yani içki içme fiili bir düşüklük ve rezalet teşkil ettiğinde suç sayılmakta ve ceza verilmektedir . İçki içme fiili sağlığa , mali duruma ve ahlaka zararı oluşundan dolayı cezalandırılmamaktadır . Halbuki içen kişi, sarhoş olmasa da içki içeni İslam dini yine cezalandırmakta , yani yalnızca içme fiiline de ceza vermektedir. Çünkü fiile çok yönlü bakılmakta, mali, sıhhi, ahlaki noktalara da önem verilmektedir. Zira bunlar korunursa sağlık, ırz, mal, can ve toplum nizami ve güvenliği de korunmuş olur.

islam hukukunun ahlaka önem vermesindeki sebep, onun dine dayanmasıdır. Din en güzel ahlakı emreder , fazilete teşvikte bulunur, iyiliksever ve dürüst toplum meydana getirmeyi amaçlar. Din değisiklik ve tebdili, kendisine ilave veya kendisinden çıkarmayı kabul etmediğinden, buna baglı olarak islam hukuku da, İslam dini baki kaldıkça ahlakı korumaya en büyük önemi verecek ve ahlakla oynamak isteyenlere karşı şiddetli, sert tutumlar alacaktır.

Modern hukukun ahlaka önem .vermeyip onu hafife almasındaki sebep , dine dayanmaması , vakıaya (olaylara), örf, adet ve geleneklere hepsinin ötesinde nefislerine dayanmasındandır.Kanunları yapanlar, toplumun birer parçası olan kişilerdir. İdareciler gibi kanun yapan bu kişiler de his ve arzu gibi, yaratılışlarının etkisinden kurtulamamaktadırlar. Duygularının tesirinde kalarak kararlar verdikleri olmaktadır. Bu kanunlar, toplumu idare edenlerin isteklerine göre, böylece değiştirilebilmektedir . Bu gidişe göre, modern hukukun, yavaş yavaş ahlaki meseleleri daha çok gözardı edeceği gayet tabiidir. Her şeyin serbest oluşunun kanun icabı , iyi ve güzel ahlaklılığın ise istisna teşkil edeceği , yani kanun tarafından korunmaz olacağı bir zaman gelecektir. Belki de artık modern hukuku tatbik eden ülkeler, ahlakın bu derece gözardı edildiği noktaya gelmişlerdir.

Modern hukuk ile İslam hukuku arasındaki bu ayrılığın uygulamadaki sonucu şöyledir : İslam hukukunun uygulandığı ülkelerde, ahlak yönünden sç oluşturan fiillerin sayısı çoğalıp oranı yükselmekte , ahlaki ve manevi değerler en yüksek derecelere çıkmakta ; buna karşılık modern hukukun uygulandığı ülkelerde ahlak seviyesi gerilemekte, aşağı derecelere düşmekte ve manevi değerler önemini yitirdiği halde , maddi değerler önem kazanmakta , hissi ve ferdi serbestlik anlayışı yaygınlaşmakta , insanlığın sosyal çevresi daralıp kendi kabuğuna çekilmekte, ahlak yönünden  suç sayılan fiiller yok denecek derecede azalmaktadır.

MODERN HUKUK iLE iSLAM HUKUKU ARASINDAKi iKiNCi AYRILIK NOKTASI

İslam hukukunun kaynağı ilahidir ; çünkü dine dayanmaktadır. Din ise Allah katındandır. Modern hukukun kaynağı kanunları yapan insanlardır. İslam hukukunda suçlar ve cezaları inceleyenler göreceklerdir ki, bazı fiiller suç sayılmış ve cezaları Kur’an ile tespit edilmiş ; bazıları ise, Hz.Peygamber’in fiili veya sözleriyle suç sayılmış , cezaları konulmuştur. Diğer bazılarında ise , suçu teşkil eden fiil ve bu fiile takdir olunacak cezayı tespit işi ve yetkisi yoneticilere bırakılmıştır. Bununla beraber yöneticilere sınırsız, her istediğini yapabilme yetkisi , mutlak manada verilmemiş, tam aksine, ceza tesbitinde İslam hukukunun umumi kurallarının mana ve ruhuna bağlı kalması şartı konulmuştur. Yöneticiler, Allah’ın serbest, helal kıldığı şeyleri topluluğa yasaklayamaz, Allah’ın yasaklamış olduklarını da serbest hale getiremezler. Fiil hakkında, Allah’ın emrettiğinden başka bir şeyle ve İslam’ın genel kurallarının mana ve ruhuna aykırı bir şekilde ceza veremezler. Buna göre, denilebilir ki, Allah tarafından elçisine gönderilen kurallar çerçevesinde kalmak üzere bazı fiillerin suç sayılıp cezaları insanlar tarafından tespit edilse bile, İslam hukukunda, ceza hukuku müessesesinin tamamı ve temel kuralları Allah katındandır.

Yazdıklarımızın doğrusu İslam’ın hatası ise bizimdir. Allah(c.c.) Hakkı hak bilip Hakka sarılan, Batılı batıl bilip batıldan uzaklaşanlardan eylesin. Âmin.

KÛLÛ LA İLAHE İLLALLAH, TUFLİHÛ! (La ilahe illallah deyiniz, kurtulunuz! )

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN