sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

İSLAM’DA TAKLİDÇİLİK

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd görüleni görülmeyeni emsalsiz bir şekilde yaratan, bizlere sayısız nimetler bahşeden Allah’a mahsustur. Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed ‘e (sav), aline, ashabına, O’nu (sav) takip eden tüm mü’minlerin üzerine olsun.

İslam fıkhında taklid; Bir sözü delilsiz olarak kabul etmek ya da bir kimsenin şer’i delillerden olmayan sözüyle, İslami bir delile dayanmadan amel etmektir. Dayandığı deliller bilinmeden bir müctehid veya bilginin sözünü amel etmesi durumunda taklid gerçekleşmiş olur. İslam’da haram olmasının sebeplerini ele almak gerekirse;

Körü körüne taklit, psikolojik ve ruhi açıdan yenilgiyi kabullenmeye ve imansızlığa delalet eder. Taklitte, şahsiyetin erimesi ve kaybolması tehlikesi vardır. Kişi sevdiği kimsede zatının aynileştirmekle kendine fani kılar. Taklit ettiği kimsenin atmosferine girer. Hz. Peygamber(sav) hadisinde bizlere bu konuda öğüt veriyor; “Sizler benim sünnetime ve hidayet üzere olan raşid halifelerin sünnetine sarılınız. Onları azı dişlerinizle bir şeyi tuttuğunuz gibi onu da öyle sıkı tutunuz. Dinde sonradan ortaya çıkartılan şeylerden sakınınız. Zira dinde her sonradan ortaya çıkartılan şeyler bidattır. Her bidat de sapıklıktır”.                                                                                                                                                                                                 

Körü körüne taklitçilik; toplumların dini görevlerini yerine getirmemelerine, şehvani arzuların yaygınlaşmasına, insan tabiatının bozulmasına ve ictimai alanda  geri kalmalarına sebep olur. Bununla birlikte hafızayı zayıflatan şahsiyeti ezen, yaratışı bozan mertliği öldüren, hastalıkları yayan, şeref ve namus gibi mukaddes değerlerin toplumdaki köklerini kazıyan en büyük etkenlerdendir. Müslim’in rivayet ettiği hadiste Hz. Peygamber(sav) şöyle buyurmaktadır: “Sana fayda verecek şeylere karşı hırslı ol ve Allah(cc)’tan yardım dile ve bu konuda acizlik yapma.”

Taklit, birçok insanı dünya hayatının fitnesine götürür. Bu da kişiyi gurur ve kibre müptela eder. İnsanı hastalıklı ve ruhi çöküntüye uğramış bir hayatı yaşıyor hale getirir. İnsan taklit ettiği kimselerin giysilerini giymek ister, zahir görüntüsünü ve emaresini onlara benzetmeye çalışır. Bütün bunlar ise İslam dinince yasaklanmış şeylerdir.  İbn Cerir’ in rivayet ettiği hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Sizler karış karış, adım adım sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz. (Onların batıl inançlarından ilham alacak, bu inançlardan kaynaklanan sosyal kurumları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz). Hatta insanın giremeyeceği küçük bir keler deliğine girecek olsalar sizde onları takip edeceksiniz.”

Taklitçilik; milletleri ve cemiyetleri sonu hüsran olan helake ve yıkıntıya doğru götürür. Taklitçi milletler küfür, isyan ve fısk yollarına girdiklerinden mukavemet güçlerini ve kendilerini ayakta tutan varlık sebeplerini ve izzetlerini kaybederler ve neticede yıkılışları kaçınılmaz olur. Bu sosyal hadiseye Kuranı Kerim çok veciz bir şekilde parmak basmaktadır: “Bir ülkeyi helak etmek istediğinizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşlarına (iyilikleri) emredersiniz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke helake müstahak olur, bizde orayı darmadağın ederiz”. (İsra 16) Hz. Ömer’de bu konuda ne güzel söylemiştir: “Bizler Allah (cc)’ın İslam ile aziz ettiği bir milletiz. Eğer biz izzeti ve şerefi başka şeylerde ararsak Allah (cc) bizi zelil ve mağlup eder.

Rabbim hakkı hak bilip hakka sarılan batılıda batıl bilip batıldan uzaklaşan kullarından eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.