sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

İSLAMİ TOPLUMUN ÇEKİRDEĞİ AİLE

A+
A-

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

Bir mü’min, nefsinin hidayeti ve kalbinin ıslahıyla mükellef olduğu gibi aile ve evinin de hidayet ve ıslahıyla mükelleftir:

“Ey İman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakacağı insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyun.” (Tahrim/6)

Bu ayet-i kerime, mü’minin ailesi ve evine karşı sorumluluk ve görevlerini ifade etmektedir. Çünkü “müslüman ev”, müslüman toplumun çekirdeğidir. Canlı bir varlık durumunda olan İslâm toplumu, işte bir araya gelen bu hücrelerin ürünüdür.

 

Bu ayette, kişinin, sadece kendisini Allah’ın azabından kurtarmasının yeterli olamayacağı, gücü yettiğince ailesini “Allah’ın sevdiği kullar” olacakları şekilde yetiştirmesinin de kendi sorumluluğu içinde olduğu bildirilmiştir. Şayet onlar cehennem yolunu tutmuşlarsa, gücü nisbetinde onlara engel olmaya çalışmalıdır. Sadece onların bu dünyadaki refahlarını değil, ahirette cehennemin yakıtı olmamalarını da düşünmelidir. Buhari’de İbn Ömer’den rivayet olunduğuna göre, Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: “Hepiniz yöneticisiniz ve yönettiklerinizden sorumlusunuz. Hükümdar halkından, erkek ailesinden, kadın kocasının evinden ve çocuklarından sorumludur.” (Mevdudi)

 

Kadın, bu toplumun vazgeçilmez bir gereğidir. Çünkü kadın, yeni neslin koruyucusudur. Yeni nesil ise, geleceğin tohum ve meyvesidir. Evleri, İslâmî programa göre düzenleyen ve mü’minlere hem kendi nefislerinin, hem de ailelerinin sorumluluğunu yükleyen Kur’an diyor ki:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi cehennemden koruyun.”

Müslümanların bu noktayı çok iyi anlamaları gerekir. Çabanın başlangıcı eve; zevceye, anaya, çocuklara ve bundan sonra da tüm aileye yönelik olmalıdır. Müslüman kadın yetiştirmeye fazlasıyla önem verilmelidir.

İlk İslâm cemaatinin işi, bu günümüzle kıyaslanmayacak kadar kolaydı. Medine’de kurulan İslam toplumuna egemen olan; İslâm’dı. Kadının da erkeğin de başvurduğu merci, Allah ve Resulünün hükmüydü. Bir hüküm indimiydi bu nihaî karardı.

İşte böyle bir topluma İslâmî düşünce ve geleneklerin egemen oluşundan dolayı kadının yetişmesi gerçekten kolaydı.

Kocalar açısından da kolaylık vardı. Çünkü gerek hanım ve gerekse çocuklarını kolayca İslamî metodun doğrultusunda eğitip yetiştirebiliyorlardı.

Dünün erkeği de, kadını da, toplumu da bir tek düşünce, bir tek hüküm ve bir tek önderliğe başvuruyordu. Ama günümüzde durum böyle mi?

Mü’min erkeğin görevi kat kat artmaktadır. Çünkü böylesine ezici bir baskı ve korkunç bir saplantı ortamında hem kendisini, hem de ailesini ateşten korumak zorundadır. Bu bakımdan mü’min erkek, görevinin ağırlığını kavramalıdır. Bunun için, kat kat çaba sarfetmesi, yani ilk müslüman toplumundaki kardeşinden kat kat fazla çalışması şarttır. Öyleyse bir yuva kurmak isteyen kimsenin en başta gelen görevi; evini koruyacak bir hanım aramaktır. Kendisiyle aynı kaynaktan, yani İslâm’dan gelen düşünceyi paylaşacak bir hanım…

Tabiî ki bu uğurda bir takım fedakârlıkları göze alacaktır. Yani kadının yalancı güzelliğini önemsemeyecektir. Zengin olmasından feragat edecektir. Cahiliye toplumunu süsleyen göz kamaştırıcı cilveleri istemeyecektir. Neden? Dindar birini bulmak için… Müslüman bir yuva ve kalenin kurulmasında kendisine yardımcı olacak birini bulmak için…

İslamî dirilişten yana olan mü’min babaların vazgeçilmez görevi ise, bu dirilişi sağlayacak canlı hücrelerin ellerinde bulunduğunu bilmektir. Ve bu hücreleri, henüz başkaları el atmamışken İslamî davetle eğitmek, hazırlamak ve yetiştirmektir. Çünkü mü’min babalar, kendilerine seslenen Allahu Tealâ’ya icabet etmek zorundadırlar. “Ey İman edenler! Kendinizi ve ailenizi cehennemden koruyun.”

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.