BİSMİLLLAHİRRAHMANİRRAHİM
İSTEYENE ENGEL YOKTUR
Hamd Âlemlerin rabbi olan Allah(cc)’a mahsustur. Salât ve selâm Hz. Peygamber Efendimiz (sav) ‘e, âline, ashabına ve O’na tabi olan Müslümanların üzerine olsun. Amin…
Kuran-ı Kerim’de insanın yaratılışı ile ilgili bir çok Ayet-i Kerime vardır. İnsanoğlu nereden geldiğini unutur ve nankörlük yapar, haddi olmayan bir şekilde kibirlenir.
Bu ayetlerden bir kaçına bakalım;
هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـٔاً مَذْكُوراً
“Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip-geçti.” (İNSAN SURESİ 1.AYET)
Rağıb el-isfehani ayette geçen “DEHR” kelimesi hakkında şunları söylemiştir;
Alemin varoluşunun başlangıcından son bulmasına kadar ki bütün süre, yani zamanın tamamı demektir. Bu Ayet’te de bu mana elde edilir. Bilinmeyen uzun zamanlara da dehr denilir. Zaman kelimesi ise bunun aksine olarak az veya çok süre içinde kullanılır. Zaman zincir ve serilerin toplamına verilen isimdir, Dehr ise tek olan bütün zamana bazen de onun büyük kısımlarına denir.
Diğer bir Ayet’e bakalım
“Hani Rabbin, Meleklere: ‘Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim’ demişti. Onlar da: ‘Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kan dökecek birini mi var edeceksin?’ dediler. (Allah:) ‘Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim’ dedi.” (BAKARA SURESİ 30.AYET)
Yer yüzünde insanın varoluş gayelerinden biride hatta en önemlisi de Halifeliktir.
Peki Halife ne demektir;
HALİFE; İslam’ın hakim olduğu yerde idareciye yardımcı olmak, destek olmak, itaat etmek manalarındadır. İslam’ın hakim olmadığı yerde ise iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmekle tebliğe vazifeli kişi demektir…
İnsanın yaratılış gayesinde hiçbir şekilde oturmak, yan gelip yatmak yoktur. Her zaman adeta bir asker gibi ALLAH (c.c)’ın emrettiği şeyleri yapmak için hazır olda beklemesi gerekir.
İnsanın Allah azze ve celle’nin kudretini idrak edip ölümden sonra tekrar aynı kudret sahibi olan Allah (c.c) tarafından diriltileceğinin farkına varması ve ona göre yaşaması gerekir.
İnsanoğlu en güzel bir biçimde yaratılmıştır, diğer geri kalan mahlukat alemi de insana hizmet için yaratılmıştır. Bahsettiğimiz diğer bütün alemler yaratılışının gayesine muhalefet etmeden görevini ifa ederken, en güzel bir biçimde yaratılmış olan ve her şey hizmetine sunulmuş olan insan Allah (c.c)’a karşı nankörlük edip de görevini yerine getirmezse elbette ki Allah (c.c)’ın azabına ve gazabına layık olur.
İnsan dünya hayatında en Yüce ve en Ulvi davanın yani Tevhid davasının sorumluluklarını taşımaktadır. Bu sebeple Dünya hayatı bir imtihandır bu imtihanı başarıyla tamamlarsa Allah (c.c)’ın ebedi hayatta hazırladığı nimetlere kavuşur aksi halde az öncede bahsettiğimiz gibi azaba düçar olur.
Kulluğun kulluk olabilmesi için ALLAH (c.c)’ın rızası doğrultusunda ve O’nun emirleri gereğince yapılası gerekir.
İnsanlar sık sık yaratılış gayesini unutup nefis ve şeytanın oyununa dalmışlardır Oysa ki bir müminin her ne olursa olsun Allah (c.c)’a kulluk bilince olması ve yine her ne olursa olsun önüne çıkan hiçbir engeli tanımaması gerekir , zaten Allah (c.c) mümin kuluna engelleri aşacak gücü verir kul yeter ki istesin
VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN…