sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

İYİ BİR ARKADAŞI OLANIN AYNAYA İHTİYACI YOKTUR

10.10.2019
972
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd âlemlerin Rabbi Allah (cc) mahsustur. Salat ve Selam insanlığın önderi olan son Rasul Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) e O’nun aline ve ashabına derdi Allah’ı davası,  gayesi Allah’ın davası olan bütün müminlerin üzerine olsun inşAllah.

Allah azze ve celle insanoğlunu tek başına yaratmamıştır. Yalnız başına hayatta kalması mümkün değildir. Bu nedenle Allah c.c Âdem (a.s)’ı yaratır yaratmaz kendisiyle ünsiyet kurup kaynaşması için eşi Hz. Havva’yı yaratmıştır. Yaşadığımız şu hayat tek minval üzerine sürüp gitmez tıpkı mevsimler gibi ..Bazen acı tatlı iyi kötü olur. Bu günlerimizi paylaşacak arkadaşlara dostlara ihtiyaç vardır. İnsanoğlunun arkadaşsız yaşamayacağını bilen Rabbimiz arkadaş edinmeyi meşru kılmış bu çerçevede arkadaşlıkların hangi sınırlar içinde olması gerektiğini kitap ve peygamberi vasıtasıyla bizlere anlatmıştır. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: ‘’İyi ve kötü arkadaşın hali güzel koku satanla körük çekenin haline benzer. Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya sen satın alırsın ya da hiç değilse onunla beraber olduğun sürece güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise ya elbiseni yakar ya da körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.’’

Bugün arkadaşımız gücenmesin diye hep olumsuzlukların içerisinde bulunuyoruz. Oysaki arkadaşlık hep iyiliğe, hep iyiye götürmeli iken, günümüzde bu durum tam tersine dönmeye başladı. ‘Hiç mi hatırımız yok’, ‘Bir kereyle bir şey olmaz’ denilerek ilk sigaraya arkadaşımızla başlıyoruz. ‘Beni yarı yolda mı bırakacaksın’, ‘Sen daha erkek olamamışsın’ gibi çok kötü laflarla zina yerlerine gençlerimiz beraber gidiyor. Bir kerelik kullanım sonucunda esrar, eroin, uyuşturucu hapları gibi birçok madde bağımlılığına arkadaşımızın sebebiyle başlıyor ve bir daha bırakamıyoruz.

Bir kerelik kullanımdan bir şey olmaz diyerek gençlerimiz esrarkeş olmuyorlar mı? Hele hele nice gençler zina tuzağına düşüp genç yaşlarında zührevi hastalıklara tutulup sonra da dünya hayatlarını perişan etmiyorlar mı? Bu durum çok acı bir haldir. Bu durum hepimiz tarafından iyi tahlil edilmesi gereken bir husustur. Anne ve baba olarak bizlere düşen birçok sorumluluklar vardır. Bununla beraber gençlerin ise bilmesi gereken çok önemli bir husus var. Cehennem yolunda arkadaşlık yoktur.

Sevgili Peygamberimizin bir hadisini sizlerle paylaşmak isterim. Abdullah İbni Mes’ûd (r.a) şöyle dedi:

Rasulullah (s.a.v) e bir adam geldi ve:

– Ey Allah’ın Resulü, bir topluluğu seven fakat onların işlediği amelleri işleyemeyen bir insan hakkında ne buyurursunuz? Dedi. Hz. Peygamber de:

“Kişi, sevdiği ile beraberdir” cevabını verdi.

Kiminle beraber olmaya karar vereceğiz. Dünya ve ahrette hangi durumda olmaya karar vereceğiz. Allah’ın ve O’nun Resulünün razı olduğu insanlarla dostluk yapıp, doğrularla, güzel ahlaklılar ile olup mutluluk içerisinde mi olacağız, yoksa yanlış yollara sapıp dünya ve ahretimizi sıkıntıya mı uğratacağız. İnsanı en çok aldatmaya götüren ve bu hususlarda devamlı vesvese veren şeytan bile Cehennem yolunda hiç kimseyi tanımamaktadır. Biz ‘Ey Rabbimiz! Bizi bu aldattı bizde buna aldandık’ desek bile bu uğraş sonuç vermeyecektir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizlere öğüt veriyor.

İş bitirilince şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.“ (İbrahim 22)

Şeytan insanı kurtaramayacak. Şeytana uyup bizleri kötü yola götüren arkadaşımız da kurtaramayacak. Bizde kendimizi kurtaramayacağız. Arkadaşımıza ‘Sen ne biçim arkadaşmışsın neden beni uyarmadın’ desek de elden gelecek bir şey yoktur. Çünkü kendisine uyduğumuz arkadaşımız da bizim için ‘Sen beni neden kınıyorsun, Sen iyi olaydın da beni bu azaptan kurtaraydın’ diyecektir. Dünyada dost olan arkadaşlar Cehennem yolunda küstürler. Dünyada sırdaş olan insanlar Cehennem yolunda birbirlerinin yüzlerine bakmazlar. Dünyada aralarından su geçmeyen insanlar Cehennem yolunda birbirlerine tek bir kelime bile söylemezler, söylemek istemezler. Bu ne kötü bir durumdur. Bu ne yürek burkan bir haldir. Bu ne acı bir tablodur. Kur’an-ı Kerim’de geçen bir ayeti hüzünle ve kalbimiz titreye titreye sizlere aktarmak istiyorum.

“O gün zalim olan kimse ellerini ısıracak, ah keşke ben de peygamberle beraber bir yol tutsaydım. Vay bana! Keşke falanı dost edinmeseydim. Bana Kur’an gelmişken, gerçekten beni ondan o saptırdı. Şeytan insanı yapayalnız, yardımcısız bırakır diyecektir” (Furkan 27-29)

Lütfen bu öğütleri dinleyelim. Dinlemekle kalmayalım belleğimize kaydedelim.

Arkadaş kişinin kim olduğunun, nasıl bir yaşam içerisinde olduğunun, nasıl bir ruh haleti içerisinde bulunduğunun en büyük ispatıdır. ‘Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’ ifadesi konumuzu ne güzelde açıklamaktadır. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) tam bu noktada bir hadisini beraber hatırlayalım.

Ebû Hüreyre (r.a) den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsan, dostunun yaşayış tarzından etkilenir. O halde her biriniz dost edineceği kişiye dikkat etsin!”

Ahlakı güzel olan bir topluluk gül bahçesine benzer. Oraya girenlere hep gül kokusu gelir. Ahlakı kötü olan topluluklar ise içerisinde pis kokuların bulunduğu bir çukura benzer. Oraya girenler iyi bile olsa üzerlerine pislik bulaşır.

Allah ve Resulünün razı olduğu bir arkadaşlığı gerçekleştirenler ne güzel bir hayat tarzı benimsemektedirler. Böyle olan insanlar uzakta olsalar bile birbirleri için dua ederler, birbirleri adına hep hayır isterler. Kavuşmak için, birbirini ziyaret etmek için yola çıksalar bile kendilerinin ahirette cennete girmeleri için dua eden bir melek hazır bulunur. Bu müjdeyi biz Hz. Fahri Kâinat Efendimizin (s.a.v.) hadislerinden şöyle öğreniyoruz.

“Bir insan, bir hastanın halini hatırını sormaya gider veya Allah için sevdiği bir kişiyi ziyaret ederse, ona bir melek şöyle seslenir:

Sana ne mutlu! Güzel bir yolculuk yaptın. Kendine cennette barınak hazırladın!”

Sevgili Peygamberimizden bir kıssa dinleyelim. Efendimiz şöyle anlatıyor.

“Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolu üzerinde bir meleği görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek:

– Nereye gidiyorsun? Dedi. Adam,

– Şu (ileriki) köyde bir din kardeşim var, onu ziyarete gidiyorum, cevabını verdi. Melek:

– O adamdan elde etmek istediğin bir menfaatin mi var? Dedi. Adam:

– Yok, hayır, ben onu sırf Allah rızası için severim, onun için ziyaretine gidiyorum, dedi. Bunun üzerine melek:

– Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim, dedi.”

Cehennem yolunda arkadaşlık olmaz. Olmamalı. Hiçbir günaha arkadaşımız hatırına girmemeliyiz. Bize en sevgili olması gereken Rabbimizin isteklerin arkadaş hatırına terk etmemeli, yasaklarına arkadaş hatırına dalmamalıyız. Cehenneme giderken tanımayacağımız olana şimdiden itibar etmemeli, cennet arkadaşlığı kurmak için çaba sarf etmeliyiz. Yoksa öncelikle kendimiz kendimizi kınayacağız. Sonrada hepimiz birbirimizi kınayacağız. Keşke diyeceğiz. Keşke onunla arkadaşlık kurmasaydım. Keşke bu yola dalmasaydım. Keşke Cehennem yolcusu olmasaydım. Keşke… Keşke… Keşke… Sonu olmayan bir yol. Keşkelerin sonu gelmez. Dünyada belki keşkelerimize bir çare bulabileceğiz. Ancak ölümle karşılaşıp Ahiret yurduna gittiğimizde keşkeler bize biçare olamayacak. O zaman gelin. Dünyada çare bulalım. Yanlış arkadaşlıklarımızı terk edelim. Hz. Ali (r.a) arkadaşlık hakkında çok güzel bir nasihati bulunmaktadır. O oğullarına nasihat ederken şöyle demiştir:

Oğlum! Ahmakla dost olmaktan sakın çünkü sana fayda vermek isterken zararı dokunur. Cimriyle dost olmaktan sakın ona en fazla muhtaç olduğunda yardımına koşmaz yerinde oturur. Kötülük sahibiyle dost olma o pek az bir menfaat karşılığında seni satar. Yalancıyla dost olmaktan sakın çünkü yalancı seraba benzer uzağı yakın gösterir sana yakını uzaklaştırır senden.

Son olarak Peygamberimizin (s.a.v) arkadaş hakkındaki şu hadisi şerifi aktararaktan konuyu noktalamak istiyorum inşallah.

Dostunu, sevdiğini ölçülü sev bir gün düşmanın olabilir, sevmediğini de ölçülü buğuz et bir gün dostun olabilir…

Rabbim hepimizi hayırlı arkadaşlardan eylesin. Hepimize hayırlı arkadaşlar nasip etsin…

Âmin…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.