sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KELİMELER VE KAVRAMLAR (100) TAKVA

KELİMELER VE KAVRAMLAR (100) TAKVA
A+
A-

TAKVA

Veka fiilinden türemiştir. Bu fiilin kökünden gelen ittika; elem ve zarar verecek şeylerden kaınıp kendini korumaya almak anlamına gelir.

Taka, ittikanın ismidir ve sözlük anlamı olarak, kuvvetli himayeye girmek, korunmak kendini koruma altına almak demektir.

Kur’an gelmeden önce Arapça’da takva kelimesi, insan ve hayvan gibi canlı v-bir varlığın kendini, dışarıdan gelebilecek bir zarara karşı savunması anlamına gelmekte idi.

Kur’anın anlattığı takva olayı, basit bir savunma, sıradan bir korku, kolay bir nefsi savunması değil, iman ve amelle desteklenen bir aksiyon şeklindedir.

“Kim nefsinin bencil-tutkularından korunursa; işte onlar, felah bulanlardır.” (Tegabun/16)

“Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir.”(İnsan/11)

“Ve kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.”(Al-i İmran/131)

Takva kelimesinin anlamında korku, korkmak unsuru da vardır. Ancak bunu yalnızca korku veya korkmak diye anlamak, başka bir dile yalnızca korku diye çevirmek çok yetersiz kalmaktadır. Kur’an da korkuyu değişik boyutlarıyla anlatan havf, hazer, haşyet, rehbet, vecel gibi kelimeler de kullanmıştır. Bu kelimelerin her biri korku olayını değişik boyutlarıyla anlatmaktadır.

Takva kelimesi bazen korku ve ürperti anlamında havf ve haşyet kelimelerinin yerine kullanılmaktadır. Bu bir anlamda takvanın bir sonucu olarak Allah’tan havf ve haşyet duymak (korkmak) demektir.

Şu ayette haşyet ve ittika beraber kullanılmaktadır;

Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse ve Allah’tan korkup(haşyet) O’ndan sakınırsa(ittika), işte ‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır. (Nur/52)

Şüphesiz ibadet, takvanın kendisi değil, fakat takvaya götüren davranıştır. İbadet, ilahi emir ve yasaklarını getirmek, takva ise zarar verecek davranışlardan sakınmaktır.

Takva sahibi olmanın gereği şu ayette çok net bir şekilde ortaya konuluyor;

“Ey insanlar, Rabb’inizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç) bir çocuk da babası için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah’ın va’di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın.”(Lokman/33)[1]

Takvanın aslı kişinin korktuğu ile arasına engel koymasıdır. Aşağıdaki maddelere dikkat edersek bunu rahatlıkla görebiliriz.

Kur’an’da asli manası bazen iman bazen tevbe bazen taat bazen günahı terk ve bazende ihlâs olmak şeklinde yer almıştır. İman manasında olmak üzere Cenab-ı Hak şöyle buyrmuştur;

“Allah onlara takva kelimesini yani tevhidi gerekli kıldı”( Fetih 26),
”İşte onlar Allah’ın kalplerini takva için imtihan ettiği kimselerdir(Hücurat 3)

Tevbe anlamında ise; Şayet beldeler halkı İman edip ittika etselerdi… (Araf 96) yani tevbe etselerdi buyurmuştur.

Taat anlamında da; “Benden başka İlah olmadığını duyurasınız diye… Öyleyse beni sayıp itaat ediniz(Nahl 2)

Günahı terk manasında ise;”Evlere kapılarından girin Allah’tan ittika edin(Bakara 189)
Yani Allah’a karşı günah işlemeyiniz buyurulmuştur.

İhlâs manasındaki ittikaya gelince; “Bu kalplerin takvasındandır(Hac 32) Yani kalplerin ihlâsındandır.[2]

Çünkü İman olmadığında ebedi azap kişi için kaçınılmazdır, dolayısıyla o azaptan kuruluş iman üzere olmak ve böyle ölmektir. Arkasından gelen tevbe eğer şirkten değilse ebedi azab, yok kötü amellerden tevbe ise ikiside azap sebebidir birincisi ebedi diğeri her ne kadar ebedi değilsede Allah cc azabı şiddetlidir. Ameldeki ihlâssızlık ise Amelden mahrumiyeti yani vaktin maddi ve manevi çabaların boşa gitmesine sebep olur Allah azze ve celle için yapılmayan amellerin sonuçları korkulmaya layıktır. Günahı terk etmemekte az evvel değindiğimiz gibi ebedi olmasada Allah azze ve cellenin Şedid azabını bilen bir kimseye, terk etmesi için yeterlidir. İtaatsizliğinde hakeza hem dünyada hem ahirette karşılığı vardır uhud gününde okçuların itaatsizliği sebebiyle meydana gelen durum dünyadaki, Allah cc tehdit ettiği ahiret azabı ise Yeterli delillerdir.

Ku’an’da takvanın üç aşamada gerçekleşitğini görmekteyiz.

  1. A) İman edip şirkten kurtulmak böylece ebedi olarak cehenneme girmekten korunmak.( Meryem 97, Fetih 26, Zümer 27-28)
  2. B) İslamın emir ve yasaklarını yerine getirerek ibadet etmek ve böylece kendini azaptan korumaya çalışmaktır.( Tevbe 119, Maide 25, )
  3. C) Takvanın en üst mertebesi Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirdikten sonra bütün benliği ile Allah’a dönmek ve insanı Allah’tan uzaklaştıracak her şeyden sakınmaktır.

Bir insan için en çok korkması gereken şey mutlaka Allah cc ebedi azabıdır. Çünkü bu takva seviyesine sahip bir kimse için mutlaka kurtulma imkânı vardır. Fakat hiçbir zaman çıkmayacak kimseler için en büyük azap ümitsizliktir aynı zamanda çünkü 5 milyon senede geçse 100 milyon senede geçse çıkamayacak. Dolayısıyla yaşadığımız arsıda dikkate alırsak islamın asıllarını bırakarak fer-i bazı meselelerle ilgilenen Kuran’ın çağırdığı hakikati anlamadan bilmeden asıllardan uzak olarak pratik birkaç ameli yerine getiren kimseler gerçek takva sahibi değil olsa olsa zalimdir. İnsanın ilk sorumlu olduğu mesele Kelime-i Tevhiddir. İttika’nın başı Âlemlerin Rabbine İmandır.

[1] H.Ece – İslam’ın Temel Kavramları

[2] Fahruddin Er-Razi Tefsiri Kebir Bakara 2( Takvanın manaları)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.