sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KELİMELER VE KAVRAMLAR (52) İHLAS

KELİMELER VE KAVRAMLAR (52) İHLAS
14.12.2022
1.016
A+
A-

İHLAS

Bir şeyi saf temiz ve arıtılmış hale getirmek. Kalbi saf etmek, çıkar ve şöhret amacı güdülmeyen, içten, riyasız, samimi sevgi ve bağlılık. Yapılan ibadet ve işlerde gösterişe yer vermeme, ibadet ve taatda riyadan uzaklaşma hali ve kalbin safasına keder veren şeyden, kalbi uzak tutmak. Sırf Allah rızasını düşünmek, ona göre hareket etmek ve sadece Allah için ibadet etmek.[1]

İhlas ile alakalı Kur’an ve Sünnette şöyle buyrulmaktadır;

“Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru(halis) bir süt içirmekteyiz.”(Nahl/66)

Sütün hâlisliği, ancak içerisinde kan ve pislik karışmamış ve bir de süte karışması mümkün olan her şeyden arınmış olmasıdır.İhlâs’ın zıddı İşrak (karıştırma)tır. Bu bakımdan muhlis olmayan kimse müşriktir. Ancak şirk birkaç derecedir. Tevhid hususundaki ihlâs’a, ulûhiyetteki ortak koşma (şirk) zıd düşer.Şirkin bir kısmı gizli, bir kısmı da açıktır. İhlâs da böyledir. İhlâs ile zıddı olan şirk kalbe inerler. Bu bakımdan bunların merkezi kalptir. Bu da ancak kasd ve niyetlerdedir.Bu bakımdan kişiyi, durulmaya teşvik eden çıkan fiile ihlâs denir.[2]

Oysa kendilerine, dini yalnız Allah’a hâlis kılıp O’nu birleyerek Allah’a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti.(Beyyine/5)

İyi bil ki hâlis din ancak Allah’ındır.(Zümer/3)

Tevbe edip hallerini düzeltenler ve Allah’a sarılıp dinlerini Allah için hâlis kılanlar, işte onlar mü’minlerle beraberdir.(Nisa/146)

Kim rabbine kavuşmayı arzu ederse salih amel işlesin ve rabbine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin!(Kehf/110)

“Dedi ki: “Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp-kışkırtacağım.Ancak onlardan, muhlis olan kulların hariç.””(Sad/82-83)

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Üç haslet vardır ki müslümanın kalbi bu hasletlere hased etmez. Bunlar ameli Allah için ihlâslı kılmak, yöneticilere nasihat etmek ve müslümanların cemaatinden ayrılmamaktır.[3]

Hasan Basrî’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

  1. Allah’ın kendisine ilim verdiği kişiye Allah Teâlâ sorar:

– Öğrendiğinle ne yaptın?

-Yâ Rab! Onunla gece gündüz sana ibadet ettim.

– Yalan söylüyorsun!

Melekler de “Yalan söylüyorsun! Bilakis sen onunla ‘Filan adam âlimdir’ dedirtmek istedin. Zaten öyle de denildi!” derler.

2, Allah’ın, kendisine mal verdiği kişi. Allah Teâlâ ona dasorar:

– Sana nimet verdim. Onu nasıl kullandın?

– Yâ Rab! O mal ile gece-gündüz sadaka verdim.

– Yalan söylüyorsun!

Melekler de “Yalan söyledin! Bilakis sen onunla ‘Filan adam cömerttir’ dedirtmek istiyordun. Nitekim öyle de de-nildi” derler.

  1. Allah yolunda öldürülen kişi. Allah Teâlâ ona sorar:

– Sen ne yaptın?

– Yâ Rab! Cihad ile emrolundum ve savaşırken de öldürüldüm!

– Yalan söylüyorsun!

Melekler de “Yalan söylüyorsun; zira senin gayen ‘Filan adam kahramandır’ dedirtmekti. Nitekim dünyada iken böyle denildi” derler.[4]

Hadîsi rivâyet eden Ebu Hüreyre şöyle diyor: Sonra Hz. Peygamber baldırlarımın üzerine bir çizgi çekerek şöyle buyurdu: “Ey Ebu Hüreyre! Bunlar kıyamet gününde kendileriyle cehennem ateşinin ilk tutuşturulacağı mahluklardır”.

İhlas’ın zıddı olan riya ise;

İş, söz ve davranışlarda gösterişe yer verme; bir iyiliği veya salih bir ameli Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle değil, insanların beğenisi için yapma. Bu davranışta bulunan kimseye riyakâr veya müraî denir.

Fudayl b. İyâd (r.a): “Halk için ameli terketmek, riyadır; halk işin amel etmek ise şirktir. İhlas, Allahu Teâlâ (c.c)’ın bu iki şeyden seni afiyette kılmasıdır” diyor. Hz. Ebû Bekir (r.a) bir hutbesinde şöyle der: “Biliyorsunuz ki, malum bir ecelin peşinde gece-gündüz koşuyoruz. Allahu Teâlâ’nın (c.c) rızası için söylenmeyen hiçbir şeyde hayır yoktur. Aziz ve Celil olan Allah’ın (c.c) yolunda harcanmayan hiç bir malda hayır yoktur. Bilgiçlik taslayarak gurura kapılanlarda hayır olmadığı gibi, Allah (c.c) için yaptıklarında insanların kınamasından endişeye düşenlerde de hayır yoktur” (Kuşeyri Risalesi, İstanbul 1978, s. 3, 7).

“… Şeddâd bin Evs (Radtyallâhü ank)’den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

Ümmetim, hakkında en çok korktuğum şey, Allah’a ortak koşma (suçunu işlemeleri) dir. Bilmiş olunuz ki: Şüphesiz onlar güneşe, aya veya puta tapacaklar diyecek değilim ve lâkin bir takım ibâdetleri Allah’tan başkası için işliyecekler ve gizli bir şehvet arzulayacaklar.”[5]

 

[1] Şamil İA

[2] İhya-i Ulum’id-Din/C.4 İhlasın Hakikati

[3] Tirmizi, İbn Mace, Mukaddime, 18

 

[4] Müslim, İmam Ahmed, Nesâî

[5] Tirmizi, Zühd, Hd. No: 4205

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.