sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KELİMELER VE KAVRAMLAR (94) ŞEYTAN-İBLİS

KELİMELER VE KAVRAMLAR (94) ŞEYTAN-İBLİS
A+
A-

ŞEYTAN-İBLİS

Kötü rûhun, kötü birinin, kötülüğe teşvik edenin, kötülüğün temsilcisinin, karanlık ve dalâletin önderinin, Allah’ın ve O’nu seven, O’na kullukta bulunan herkesin büyük düşmanının müşahhaslaştırılmış şekli veya kötülüğün sembolü olmuş varlık.

Şeytan, Arapça “şetane” kökünden rahmetten uzaklaştı, hak’dan uzak oldu; “Şâta” kökünden ise, öfkeden tutuştu, helak olacak hale geldi gibi manalara gelip insanlardan, cinlerden ve hayvanlardan isyan eden ve zarar veren her şeyin adı olmuştur. Bu manada bir canavar veya yılana da şeytan denilir. Aynı şekilde haset, öfke gibi insana mahsus olan her kötü huy ve davranış da şeytan diye isimlendirilmiştir.[1]

Şeriat örfünde ise, Yüce Allah’ın Âdem’e secde emrine karşı gelip isyan ettiği için ilâhi rahmetten kovulan ve insanların amansız düşmanı olan, cin taifesinin inkârcı kesiminden (el-Kehf, 18/50) gizli bir varlıktır. Diğer isimleri ise Garûr, Vesvs, Hannâs, Kâfir, Sağîr, Mârid, Tâif, Fâtin, Mel’ûn, Mez’ûm, Medhûr, Mekzû, Kefr, Hazûl, Adüvv, Mudill, Merid’dir.[2]

Kur’an’ı Kerimde Allah cc şeytanı bizlere ihtiyacımız olan kadarı ile tanıtmıştır.“Bakara 38”
Gibi ayetlerde yeryüzüne tek olarak değilde bir düşman sahibi olarak gönderildiğimiz ve yine Kuran’ı Kerimin muhtelif ayetlerinde Şeytan’ın bizleri düşman benimsemesi ve neler yapabileceği hakkında Allah cc bizleri uyarmıştır. İnsanoğlunda fıtri kabiliyetler olarak hem şeytanın amelini hemde meleğin amelini işleyebilme özelliği vardır. Hâlbuki şeytan itaatsizlik ettiğinde Kâfirlerden olmakla birlikte Âdem a.s affedilmesinin sebebi nedir bu incelik iyice anlaşılmadığında hayatlar istikrar bulmaz.

“Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: “Âdem’e secde edin” dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis, secde edenlerden olmadı. (Allah) buyurdu: “Sana emrettiğim zaman, seni secde etmekten alıkoyan nedir?” (İblis): “Ben, dedi, ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.”
(Allah) buyurdu: “Öyleyse oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın.” (Araf 11-13)

“Ve onlara: “Elbette ben size öğüt verenlerdenim.” diye de yemin etti.
Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı (önceki mevkilerinden indirdi). Ağacın meyvesini tadınca, çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerini örtmeğe başladılar. Rableri onlara seslendi: “Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?”
Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!”(Araf 21-23)

Bu iki ayet grubu aradaki farkı açıkça ortaya koymaktadır. Âdem a.s hatasını fark edip tevazu ile tevbe ederken, İblis ise günahında ısrarcı ve kibirli davranmıştır.

Kat’İ olarak İlahi emir vaki olduğu halde iblis bir görüş koydu ortaya. İlahi emre rağmen sebep ve illet beyan ederek kendi nefsi için kendisinin hükmetmesi gerektiği zehabına kapıldı. Hâlbuki kat’i Nass bulununca başka görüşe yer kalmaz, muhakeme yürütülmez, itaatten başka yola sapılmaz emri yerine getirmek şart olur. Şeytan’ın Allah’ı tanıması ona fayda vermedi. Varlığına ve sıfatlarına inanması yarar sağlamadı. (Şeytanın Allah azze ve celleye olan inancı eksik bir imandır.) İlahi emri aldıktan sonr bu emri kabul ya da reddetmek için mütala yürütmeye kendini yetkili sayan herkesin ve Allah’ın daha önce hükmünü vermiş olduğu bir mesele üzerinde muhakeme yürüterek verilmiş olan İlahi hükmü ortadan kaldırmak veya reddetmek isteyenlerin durumu da İblisin hali gibidir. O halde ilim ve itikada rağmen bunların davranışları kendilerini küfre götürmektedir.

Yeryüzünde Yeni Bir Tecrübe

“Allah, dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.”(Araf 24)

Yeni yaratık ile şeytan arasında, yeni bir çatışma başlıyordu. Adem (as) düşmanın özelliklerini vezayıf noktalarını öğrenmiş ona karşı her türlü hazırlığı yapmıştı. Şeytan ise Onu bir kez daha bu kuyuya indirebilmek için yeni zaaflarını tespite hazırlanıyordu. Bunu başaramzsa bile planını Adem(as)’ın nesli üzerinde tatbik edebilirdi.

“Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayâsızlığı ve kötülüğü emreder.”(Nur/21)

Şeytan sürekli olarak iman edeni şaşırtmaya ve takip ettiği adımların hayra çıkacağı vehmini ona vermeye çalışır. İnanan her insan basirete ve şeytanın adımları ile doğru yolun adımlarını birbirinden ayıran ilme sahip olmak zorundadır. Zira şeytanın adımları çok çeşitli ve şumullüdür. Allahu Teala hepsini kitabında izah etmiştir. Şeytanın bazı adımları şunlardır ;

1) Hevaya Tabi Olmak :

“…Kim, Allah’tan bir yol gösterme olmaksızın kendi nefsinin arzusuna uyandan daha sapıktır. Şüphesiz Allah, zalimler toplumunu doğruya iletmez.”(Kasas/50)

2) Müfsidlerin Yoluna Tabi Olmak :

“Mûsâ’ya otuz gece süre belirledik, buna on (gece) daha kattık. Böylece Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. Mûsâ, kardeşi Hârûn’a, “Kavmim arasında benim yerime geç ve yapıcı ol. Sakın bozguncuların(müfsidlerin) yoluna uyma” dedi.”(Araf/142)

3) Nefsin İsteklerine Tabi Olmak :

“Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.” (Meryem/59)

4) Doğru Yoldan Başka Yollara Tabi Olmak :

“İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.”(Enam/153)

5) Zanna Tabi Olmak :

“Şirk koşanlar diyecekler ki: “Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: “Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak zan ve tahminle yalan söylersiniz.”(Enam148) 

6) Atalara Tabi Olmak :

“Onlara; “Allah’ın indirdiklerine uyun” denildiğinde, derler ki; “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?”(Lokman/21)

7) Müteşabih Ayetlere Tabi Olmak :

“Sana Kitabı indiren O’dur. O’ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem’dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah’tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: “Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır” derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez.”(Al-i İmran/7)[3]

Şeytanın Kininin Zirvesi

“Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.”(Araf/20)

“Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?”(Taha/120)

Bu iki ayet Allah (cc)’ın şeytanın Adem (as)’ı aldatması ile alakalı bizlere yol göstermesidir ki ;

Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.”

“Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.”(Araf/16-17)

Gibi ayetlerde de düşmanlığını açıkça ortaya koymuştur. Adem (as)’a onun faydasını ve iyiliğini isteyerek geldiğini söylediğinde Cennet’ten ayaklarının kaymasına sebep olmuştur. Bir de dört koldan saldırıcağını söylediğinde vereceği mücadeleyi bir düşünün ? (Tefsir-i Kebir)

[1] Şamil İ.A.

[2] Beyrut (t.y) IX, 353; İsmail b. Hammad el-Cevher, es-Sıhah, Beyrut, 1399/1979, V, 2144; Râgıb Isbahân, el-     Müfredât f Garibi’l Kur’ân, Mısır (t.y) s. 383; es-Seyyid Sâbık, el-Akâidü’l-İslâmiyye, Beyrut (t.y) s. 139

[3] Abdul Hamid Bilali – Şeytan’dan Korunma Yolları

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.