BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Gerçekten Hamd Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. O’na hamd ederiz ve O’ndan yardım dileriz. Mağfireti O’ndan ister, doğru yola iletilmemizi O’ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah’a sığınırız. Allah(Celle Celaluhu), kimi hidayette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiştir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve yol gösteren bulamaz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir tek ilah yoktur ve O’nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (sav) Allah’ın kulu ve Resulüdür. Salât ve selam O’na, Ehli Beytine, ashabına ve O’nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.
Allah (c.c) insanoğluna verdiği en büyük nimetlerden biri de tevbedir. Çünkü insan günaha meyilli yaratılmıştır. Allah (c.c) insanın bu zaafını tevbe ile dengelemiştir. Ne kadar bozarsan, ne kadar dönersen, ne kadar günah işlersen işle Allah (c.c) sana bir fırsat sunuyor. İnsanoğlunun gözünü açtığı her sabah insan için bembeyaz sayfadır. Dün hatalarla karalamış olduğun, günahlarla kirletmiş olduğun sayfalarla bugünün hiçbir alakası yoktur.
Hz.Ali bir defasında bir bedevinin tevbe ve istiğfar kelimelerini aceleyle tekrarladığını görür ve ‘’Bu sahte bir tövbedir.’’ Der.. Bedevi ‘’ O halde sahih tevbe nasıl olur?’’ diye sorduğunda Hz. Ali şöyle cevap verir;
TEVBENİN KABUL OLUNMASI İÇİN 6 ŞARTI GEREKİR
1-) İşlediğin günahtan pişman olman.
2-) Gaflet ettiğin farzları iade etmen.
3-) Kul haklarını geri vermen.
4-) Eziyet ettiğin kimseden özür dilemen.
5-) İşlediğin günahı tekrarlamamaya azmetmen.
6-) Nefsini Allah’a itaatle eğitip, günah işlerken zevk aldığın gibi, Allah’a itaat ederken de sıkıntı ve zorluğu tattırman.
Nitekim Allah (c.c) bir ayetinde şöyle buyurmaktadır ;
اِلَّا الَّذ۪ينَ تَابُوا وَاَصْلَحُوا وَاعْتَصَمُوا بِاللّٰهِ وَاَخْلَصُوا د۪ينَهُمْ لِلّٰهِ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَعَ الْمُؤْمِن۪ينَۜ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللّٰهُ الْمُؤْمِن۪ينَ اَجْراً عَظ۪يماً
Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah mü’minlere büyük bir ecir verecektir. (Nisâ – 146)
Şeytan günahından dolayı uyarıldığı zaman o, ne hatasını itiraf etti, ne de itaat yoluna döndü. Aksine daha da inatçı bir tutum sergiledi. Şeytan herhangi bir dış etki olmaksızın, sadece kibirinden dolayı Allah’a karşı geldi. Diğer taraftan insan, kendiliğinden Allah’a karşı gelmemiştir. Bilakis o kandırılmıştır (aldatılmıştır). Şeytana uyup günah işlesek dahi onun gibi olmamak için Hz. Adem (a.s) ve Hz.Havva’nın yolunu tutup tevbe etmeliyiz. Eğer kendi nefsimizin düşmanı olmazsak, bize düşman olan şeytana dost oluruz.
Günahın kibirle işlenmesi tevbenin gecikmesine veyahutta hiç olmamasına etki eder.Ama aldatıldığından (ve buna aldanma gerçekleştiğinden) dolayı kişide Rabbine karşı mahcubiyyetin oluşmasına dolayısıyla buda kişiyi pişmanlığa netice de de tövbeye götürür.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا تُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً نَصُوحاًۜ عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۙ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللّٰهُ النَّبِيَّ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُۚ نُورُهُمْ يَسْعٰى بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَبِاَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّـنَٓا اَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَاۚ اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki: ‘Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, her şeye güç yetirensin.’
(Tahrîm – 8)
SÖZLERİMİZİN BAŞIDA SONUDA ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’A HAMD ETMEKTİR.
SELAM VE DUA İLE…