BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KIYMETİ BİLİNMEYEN ZAMAN DİLİMİ GENÇLİK
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam örnek ve önder olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e onun aline ve ahsabına gayesi Allah’ın rızası derdi Allah’ın davası olan bütün inananların üzerine olsun inşallah.
Gençlik yüce Allah’ın insanlara bahşettiği ömür nimetinin çok iyi değerlendirilmesi gereken önemli bir dönemidir. Çünkü gençlik Allah’a ibadet etme bakımından hayatın en verimli çağıdır. Bunun için her insan Allah’ın verdiği bütün nimetlerden özelliklede gençliğini nerede nasıl harcadığından sorguya çekilecektir. Allah (c.c) şöyle beyan buyurmuştur ‘’O gün hepiniz bütün nimetlerden sorguya çekileceksiniz.’’ (Tekasur 8)
Hz. Peygamber (s.a.v) gençliğin önemine dikkat çekerek, ‘İnsanoğlu kıyamet gününde: gençliğini nerede ne suretle harcadığından, yaptığı işleri ne maksatla yaptığından, malını nereden ve nasıl kazandığından, nerelere sarf ettiğinden, vücudunu ve sıhhetini nerede ne suretle yıprattığından sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz.’ buyurmuştur.
O halde çocuklarımızı, gençlerimizi yüce Allah’a kul olarak yetiştirip terbiye etmeliyiz. Yüce Rabbimiz bizlere yaratılış gayemizi şu ayetle bildiriyor ‘’Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’’ (Zariyat 56)
Bu ayete kadın erkek genç yaşlı bütün insanlar muhataptır. Tek bir yaratılış gayesi var oda kulluktur.
Gelişiyle insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran peygamberimiz bütün söz, fiil ve davranışlarıyla bizlere örnektir. Allah (c.c) Ahsap Suresi 21. Ayetinde ‘’Andolsun ki Allah’ın rahmetine ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokca zikredenler için Allah’ın rasulunde size güzel bir örnek vardır.’’ buyurarak onun her yaş ve her kesimden insana rehber olduğunu belirtmiş oluyor.
Peygamberimiz her kesime önem verdiği gibi gençlere daha da çok önem verdiğini hayatında göstermiştir. Gençlere şefkatli öylesine candan sevgiyle dolu bir yürekle davranmıştır ki ona canı gönülden bağlanmışlardı.
İslam davasını öncelikle gençler omuzlamış ve onları gençliğin tehlikelerine karşı uyararak sağlam bir müslüman gençlik oluşturmaya çalışmıştır.
Çiftçinin ekip yetiştirdiği mahsulü gelen yıl için ne kadar lüzumlu ise fabrikaların depo edilen ham maddesi o fabrika için ne kadar önemli ise gençliğini de Allah (c.c)’nun rızası doğrultusunda tüketmek en az o kadar önemlidir. Gelecek ahiretin için…
İnsan hayatını en fırtınalı en hareketli dönemi gençlik dönemidir. Bu dönemi yaşayan gençler hakkında peygamberimiz şöyle buyuruyor ‘’Gençliğin tehlikelerinden sakınınız.’’
Dünya hayatının süsüne aldanmadan bütün insanlar yalnızca Allah’a kullukla sorumludur. Gençliğe aldanıp yaşlanınca kulluk ederim diye bir düşünce sadece kendini kandırmasıdır. Hadiste de beyan olduğu üzere gençliği nerede yıprattığının sorulması ise doğrudan gençleri ilgilendirmektedir. Bu sorgulama gençliğin güzel yaşamak, hoşça vakit geçirmek, gülüp eğlenmek için verilmediğini göstermektedir. Madem ki gençlik Allah’ın nimetleri bakımından bir çok artıları olan bir devredir. Onun şükrü de bu nimeti Allah’ın izni dairesinde kullanmaktır. Gençlere ihsan edilen güç, kuvvet, sıhhat, afiyet gibi nimetler daha fazla sevap kazanmanın birer vasıtası olmazlarsa dünyada da ahirette de başımıza bela olabilirler. Nitekim kuranda Zilzar Suresinde ‘’Kim zerre kadar iyilik yaparsa onu görür. Kim zerre kadar kötülük yaparsa onu görür.’’ buyrularak insanın bütün ömründe yaptıklarından sorumlu olduğu ifade edilmiştir.
Şu hadiste ki uyarılara da kulak vermek gerekir
Beş şey gelmeden evvel beş şeyin kıymetini bil.
- Ölüm gelmeden önce hayatının,
- Hastalık gelmeden önce sağlığının,
- Meşguliyet gelip çatmadan önce boş vaktinin,
- İhtiyarlık gelmeden önce gençliğinin,
- Fakirlik gelmeden önce zenginliğinin kıymetini bil.
Bütün bunları Rabbim rızası yolunda sarf edenlerden eylesin. Rabbimize en çok ibadet etmemiz gereken dönem gençlik çağıdır. Gerçek bu iken tehlikelerle çepeçevre kuşatılan gençler, nefis ve şeytanın oyununa gelerek Allah’ın emir ve yasaklarına uymayabiliyorlar. Şu halde gençler nefsin kötü isteklerini yerine getirmemek için de dikkatli olmak zorundadırlar. Bazı gençler ben nefisime hakim olabilirim. Zaten çok sakin ve günahlardan uzak bir hayatım var diye düşünebilir. Oysa buda nefsin bir oyunudur. Böyle düşünen bir kimse nefisle yaptğı mücadeleyi çok sık tutmaz. Duyarlılığı kaybeder. Çünkü nefse güvenilmez. Hz. Yusuf (a.s) bir peygamber olduğu halde ‘’Ben nefsimi temize çıkarmam çünkü nefis daima kötülüğe sevk eder. Ancak Rabbim rahmet ederse o başka.’’ (Yusuf 53) demiştir.
Tüm peygamberler gibi günahsız olan Hz. Yusuf (a.s) öyle derse bizim nefsin oyunlarına karşı çok dikkatli olmamız gerekir.
Bununla beraber gençlerin bilmesi gereken çok önemli bir husus var. Cehennem yolunda arkadaşlık yoktur.
Dünya ve ahiret arkadaşlığı hep doğrularla yapılmalıdır. Allah azze ve cellenin tavsiyesi bu yöndedir. ‘’Ey iman edenler Allah’a karşı saygılı olun doğrularla beraber bulunun.’’ (Tevbe 119)
Peygamberimizin bir hadisini de sizlerle paylaşmak isterim ‘Abdullah İbn. Mesud şöyle dedi: Rasulullah efendimize bir adam geldi ve ey Allah’ın rasulu bir topluluğu seven fakat onların işlediği amelleri işlemeyen bir insan hakkında ne buyurursunuz? Hz. Peygamberde kişi sevdiğiyle beraberdir cevabını verdi.’
Kiminle beraber olmaya biz karar vereceğiz. Ahirette hangi durumda olacağını dünyada vereceğin kararın belirleyecek. Allah’ın ve O’nun resulünün razı olduğu hayatı mı yaşayıp güzellik içerisinde olacağız yoksa yanlış yolara sapıp dünya ahiretimizi sıkıntıya mı uğratacağız?
Karar bizim
Selam ve dua ile
Allah azze ve celle nefsimizi ve genç neslimizi yasak kıldığı şeylerden uzak eylesin…
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN