BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim din gününün sahibi ALLAH Azze ve Celle’ye mahsustur. Salat ve Selam sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’ e O’nun âline ve ashabına olsun İnşaALLAH.
Abdullah Bin Abbas’tan (r.a) şöyle dediği rivayet edilmiştir;
“Bir gün Rasulullah (sav)’ın terkisinde idim. Buyurdu ki; Delikanlı! Sana bazı kelimeler öğreteceğim; Sen, ALLAH (C.C.)’ ı koru ki, ALLAH(C.C.)’ ta seni korusun. ALLAH(C.C.)’ı koru ki, O’nu karşında (yanında) bulasın. İstediğin zaman ALLAH(C.C.)’tan iste. Yardım dilediğin zaman ALLAH(C.C.)’tan dile. Şunu iyi bil ki, eğer ümmet bir konuda sana faydalı olmak için toplansa, ALLAH(C.C.)’ın senin lehine yazmış olduğu dışında bir fayda veremezler. Eğer yine sana bir konuda zarar vermek için toplanacak olsalar, ALLAH(C.C.)’ın senin aleyhine yazmış olduğu dışında bir zarar vermezler. (Çünkü) kalemler kaldırılmış ve sayfalar kurumuştur.” (TİRMİZİ)
Bu hadis-i şerif, büyük tavsiyeler ve dinin önemli konularıyla ilgili genel kaideleri içermektedir. Hatta alimlerden biri şöyle der; “Bu hadisi düşündüm, beni dehşete düşürdü, nerdeyse aklımı başımdan alacaktı. Bu hadisi bilmeyen ve manasını tam olarak kavramayan kişilere yazıklar olsun.”
Rasulullah(sav)’ın “ Sen ALLAH(C.C.)’ı (dinini) koru ki…” sözünün anlamı şudur: ALLAH(Celle Celaluhu)’ı sınırlarını, haklarını, emirlerini ve yasaklarını koru. Bunu korumanın yolu da emirlerini tam olarak yerine getirmek, yasaklarından kaçınmak, çizdiği sınırlarda durmak, emrettiği şeyleri aşmamak ve izin verilen noktaları aşıp yasaklara dalmamak şeklinde olur. Böyle yapan kimse, ALLAH(C.C.)’ın kitabında övdüğü ALLAH(C.C.) sınırlarını koruyan kimselerden olur. ALLAH Azze ve Celle kitabında şöyle buyurmaktadır;
“(Onlara şöyle denir;) İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tevbe eden, O’nun emrini gözeten için, görmediği halde sırf saygıdan dolayı Rahman’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir.” (KAF 32-33)
Bu Ayet-i Kerime’deki “koruyan” kelimesi, ALLAH(Celle Celaluhu)’ın emirlerini koruyan ve günahlardan tevbe ederek kendisini koruyan şeklinde açıklanmıştır.
ALLAH(Celle Celaluhu)’ın emirleri arasında korunması gerekenlerin en önemlilerinden biri de namazdır. ALLAH(Celle Celaluhu), namazın korunmasını emretmiş ve şöyle buyurmuştur;
“Namazlara ve orta namaza devam edin. ALLAH’A(C.C.) gönülden boyun eğerek namaza durun.” (BAKARA 238)
ALLAH(Celle Celaluhu) namazı koruyanları da şu ayet-i kerime’de övmüştür;
“Onlar namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir.” (MEARİC, 34)
Rasulullah (sav) şöyle buyurur; “ Namazları koruyan (devam eden) kimse için, ALLAH(C.C.)’ın onu cennetine koyacağına dair vaadi vardır.”
Diğer bir hadiste; “Kim namazları muhafaza ederse, kıyamet günü bu namazlar onun için bir nur, delil ve kurtuluş olur.”
Abdesti muhafaza etmekte korunması gerekenlerden biridir. Çünkü abdest, namazın anahtarıdır. Rasulullah(sav) şöyle buyurur; “Abdesti, mü’minden başkası korumaz.”
Korunması gerekenlerden biri de yeminlerdir. ALLAH Azze ve Celle şöyle buyurmuştur;
“Yeminlerinizi tutun.” (MAİDE 89)
Kuşkusuz yeminler, insanların çoğu zaman kullandığı ve bir çok kimsenin gereğine dikkat etmediği, korumadığı ve bağlı kalmadığı cümlelerdir.
Korunması emredilenlerden bir diğeride İbn-i Mesud(r.a)’un merfu olarak rivayet ettiği şu hadiste geçtiği üzere baş ve midenin korunmasıdır;
“ALLAH(C.C.)’tan hakkıyla hayâ etmek, başı ve onun taşıdıklarını, karnı ve onun ihtiva ettiklerini muhafaza etmektir.” (TİRMİZİ)
Baş ve onun taşıdıklarını korumaya kulak, göz ve dili haramlardan korumak girer. Mideyi ve onun içerdiği şeyleri korumaya ise kalbi, haramda ısrar etmekten koruma girer.
ALLAH(Celle Celaluhu) şöyle buyurmaktadır;
“Şunu da bilin ki, ALLAH(C.C.) içinizden geçeni hakkıyla bilir. Onun için ALLAH(C.C.)’a karşı gelmekten sakının.” (BAKARA 235)
ALLAH(C.C.) bütün bunları şu ayette bir araya getirmiştir;
“Hakkın da kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorumludur.” (İSRA 36)
Mideyi korumanın içine, onu, haram olan yiyecek ve içeceklerin girişinden korumakta girer. Aziz Yüce ALLAH(Celle Celaluhu)’ın yasakladığı şeyler arasında korunması gerekenlerin en önemlilerinden biri de dil ve iki bacak arasıdır.
Ebu Hureyre(ra)’nin rivayet ettiği hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur; “Her kim, iki çenesi arasındaki (dilini) ve iki bacağı arasındakini korursa cennete girer.”
“ALLAH(C.C.)’ta seni korusun.” Yani kim ALLAH(Celle Celaluhu)’ın sınırlarını korur ve O’nun haklarına riayet ederse, ALLAH(C.C.)’ta onu korur. Kuşkusuz her amelin karşılığı, amelin cinsi ile olur.
ALLAH(Celle Celaluhu) şöyle buyurmaktadır;
“Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size verdiğim sözü yerine getireyim.” (BAKARA 40)
Diğer ayette ise şöyle buyurmaktadır;
“Öyleyse yalnız beni anın ki bende sizi anayım.” (BAKARA 152)
“Eğer siz ALLAH(C.C.)’a yardım ederseniz(emrini tutar, dinini uygularsanız), O’da size yardım eder.” (MUHAMMED 7)
ALLAH Azze ve Celle’nin koruması nasıl olur? İNŞAALLAH bir sonraki yazımız da devam edecek ALLAH(Celle Celaluhu)’ın hududlarını koruyan ve ALLAH(Celle Celaluhu) tarafından koruma altına alınanlardan olmayı Rabbim nasip etsin.
VELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN
SELAM VE DUA İLE
ALLAH(Celle Celaluhu)’A EMANET OLUN.