sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KUR’AN ALLAH’IN(C.C) KELAMIDIR

A+
A-

Hamd; Alemleri yoktan var eden,  Rahman ve Rahim, Din günün sahibi, kendisinden başka bir ilah bulunmayan, yarattıklarını rızıklandıran, yegâne Hakimiyetin sahibi olan Allah (C.C)’ya mahsustur.

Salat ve Selam;  Alemlere rahmet olarak gönderilen, kendisine itaat edilmedikçe kurtuluşun asla mümkün olmayacağı, Allah (c.c)’ın dininden asla taviz vermeyen, , müminlere karşı şefkatli, kâfirlere karşı ise şiddetli olan Rasulullah(sav)’a, aline, ashabına ve onun izinden giden müminlerin üzerine olsun inşaAllah.
Yüce Allah, insanı yoktan var etmiş, akıl ve irade gibi özelliklerle donatarak sorumlu bir varlık kılmıştır. Bu sorumluluğun üstesinden gelebilmesi için ise peygamberler göndermiş, peygamberlere bildirdiği vahiyle insanlara doğruyu öğretip yanlışı göstermiştir. Vahiy silsilesinin son halkası olarak ise Hz. Muhammed’e (s.a.v) Kur’an-ı Kerim indirilmiştir. Tarih boyunca peygamberlerin toplumlarından inananlar olduğu gibi onlara karşı çıkan, onların Allah’tan aldıkları vahyi inkâr eden bir topluluk da her zaman var olagelmiştir. Hz. Nuh’tan Hz. İbrahim’e, Hz. Hud’dan Hz. Lut’a varıncaya kadar karşılaşılan bu hakikat Hz. Muhammed’in (s.a.s.) toplumu için de geçerli olmuştur. Onlar da benzer tutumla onun peygamberliğini inkâr yolunu tutmuşlar, ona indirilen Kur’an’ın Allah kelamı olduğu gerçeğini kabule yanaşmamışlardır. Hz. Peygamber’e (s.a.s.) ve yeni bir dine karşı çıkan müşriklerin ileri sürdükleri temel iddialardan biri; Kur’an’ın Allah kelamı olmadığı, Hz. Peygamber’in (s.a.v) uydurduğu bir beşer sözü olduğu yönünde olmuştur. Müşriklerin bu iddiaları karşısında Allah (c.c.) onlara açıkça meydan okumuş ve bu iddialarını reddetmiştir. Öyle ki Allah (c.c.), Kur’an’ın nazil olduğu dönemin en güçlü edip ve şairlerine onun benzerini getirme hususunda aşamalı bir yöntemle meydan okumaktadır.Nitekim Allah(cc) ayette şöyle buyurmaktadır :
“De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar onun benzerini ortaya getiremezler.” [İsra-88]
Seyyid Kutup(rh.a) bu ayetin tefsinde şöyle bir açıklama yapmaktadır :
Kur’an-ı Kerim insanların ve cinlerin boy ölçüşebileceği sözcüklerden ve cümlelerden ibaret değildir ki, bir benzerini ortaya koyabilsinler. Bu da yüce Allah’ın diğer yaratıkları gibi bütün yaratıkların bir benzerini yapmaktan aciz kaldığı bir şaheserdir. Kur’an’da ruh gibi, Allah katındadır. Yaratıklar O’nun bazı niteliklerini, özelliklerini ve etkilerini kavrayabilseler de eksiksiz, kuşatıcı ve kapsamlı sırrını anlayamazlar.Bununla birlikte, Kur’an’ eksiksiz bir hayat sistemidir. Bütün durumlarında ve bütün evrelerinde insanın iç dünyasına hükmeden, insan topluluklarına egemen olan fıtrat yasalarını gözönünde bulunduran bir sistemdir. Bu nedenle hem bireyin iç dünyasını, hem de en karmaşık toplumları fıtrata uygun, fıtratın köklerine, damarlarına, girintilerine, çıkıntılarına, bütün ile uyum sağlayan kanunlar ile tedavi eden bir sistemdir.
Kur’an’ın benzeri bir kitap getirme noktasında müşriklerin acziyeti böylece ortaya konduktan sonra en azından Kur’an benzeri on sure getirme talebiyle onlara meydan okunmaya devam edilmiştir:
“Yoksa ‘Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu.’ mu diyorlar? De ki: ‘Eğer doğru iseniz Allah’tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sure getirin.’ Eğer (onlar) size cevap veremiyorlarsa bilin ki o ancak Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka tanrı yoktur. Artık siz Müslüman oluyor musunuz?” [Hud-13-14]
Allah (c.c.), Kur’an benzeri on sure getirme konusunda bu meydan okumadan sonra sadece bir sure getirmelerini muhataplarından istemiş ancak onların bunu da yapamayacaklarını belirtmek suretiyle Kur’an’ın Allah kelamı olduğu gerçeğini onların idrakine sunmuştur:
Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın. Bunu yapamazsanız ki elbette yapamayacaksınız.yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır.” (Bakara, 2/23-24.) Yüce Allah’ın, müşriklere meydan okumak suretiyle yaptığı bu delillendirme karşısında şiir ve edebiyatın zirvede olduğu bir dönemde Arap edip ve şairleri susmuş, böylece Kur’an’ın Allah kelamı olmadığı şeklindeki iddialarında tartışma kapısı kapanmıştır..
Allah(c.c) Kur’anın bildirdiği hükümleri gereği gibi anlayabilmeyi nasip etsin inşaAllah…
Konuyla ilgili yazımıza devam edeceğiz…

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.