İSLAM HUKUKU’NUN KAYNAKLARI-KUR’AN-I KERİM
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(C.C)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
KUR’AN-I KERİM
Allah Rasûlü(sav)’ne indirilen, Fatiha suresiyle başlayıp Nâs suresiyle biten, mushafın iki kabı arasında yazılı, Allah(C.C)’ın vahiy yoluyla gelen kitabıdır.
- KUR’AN HÜKÜMLERİ KESİNDİR
Kur’an, bize kadar tevâtür yoluyla yazılı ve sözlü olarak ağızdan ağıza nak-ledilegelmiştir. Tevâtür, nakledilen şeyin doğru aktarıldığı hususunda kesinlik ifade eder. Böylece Kur’an hükümleri herkes için kesinlik taşır. Bu hükümler Cenab-ı Allah’tan, Rasûlü Hz. Muhammed (as) e nasıl indirildiyse, ondan da bize kadar sağlam şekilde intikâl ettiği kesindir. Zira bize, Allah Rasûlü’nden tevâtür yoluyla yazılı bir şekilde, ağızdan ağıza nakledilmiştir. Tevâtür yoluyla olan yazılı nakil kesinlikle, yakîn ifade eder. Kur’an’ı, Allah Rasûlün(sav)den vahiy kâtipleri topluluğu yazmış, sahabeden bir kısmı da ezberlemişlerdir. Ve bunların, aralarında yalan hakkında gizlice sözbirliği yapmış olmaları mümkün değildir. Bu topluluklardan diğer topluluklar Kur’an’ı nakletmişler, memleketleri ayrı ayrı, birbirinden uzak olmasına, kendilerinin değişik milletlerden bulunmasına rağmen bütün Müslümanlar Kur’an’ı naklederken bir harfte yahut bir kelimede dahi ihtilaf etmemişlerdir.
KUR’AN HÜKÜMLERİNİN DELÂLETİ
Kur’an hükümleri kesin olunca, bunların kendi anlamlarına delâletleri bazen kesindir; bazen de kanaat ifade eder, zannîdir. Eğer hüküm, mânasına delâlet ediyor ve te’vile, yoruma ihtimâl taşımıyorsa delâleti kesindir. Allahın “Namuslu ve hür kadınlara zina isnadıyla iftira atan sonra bu hususta dört şahit getirmeyen kimselerin herbirine de seksen değnek vurun. Onların şahitliklerini ebeddiyyen kabul etmeyin.”(204) meâlindeki âyeti gibi Burada geçen “semânîn” kelimesinin seksen sayısına delâleti kesindir, “ebediyyen” kelimesinin de ebedîlik anlamına delâleti kesindir. Hüküm mânasına delâlet ediyor, fakat yoruma ihtimal taşıyorsa delâleti, zannı ifade eder. Allahın “Boşanmış kadınlar, kendi kendilerine üç hayız ve temizlenme müddeti beklerler” (205), meâlindeki âyeti gibi. Âyetteki “el-kuru” kelimesi, Arap dilinde bazen hayız, bazen da temizlik anlamına gelir. O halde bu kelimenin anlamına delâleti kesin değildir, zannı (kanaat) ifade edecidir (206). Buna göre kelimeden maksadın hem temizlik ve hem de hayız olması muhtemeldir.
KUR’AN HÜKÜMLERİNİN DELİL OLUŞU
Kur’an’ın Allah(C.C)’tan geldiği hususunda Müslümanlar arasında herhangi bir ihtilaf yoktu. O yüce her şeyden münezzeh Allah(C.C)’a itaat vacibdir. Bu konuda da Müslümanlar arasında bir görüş ayrılığı yoktur. Hüküm ne çeşitten olursa olsun Kur’an, her erkek ve kadın Müslüman hakkında kesin bir delildir. Onlara uymak gereklidir.
204) Kur’an, Nûr 4.
205) Kur’an, Bakara 228.
206) Zannî hükümden maksad; hakkında görüş ayrılığının bulunabileceği bir hükümdür. Görüş sahibinin kanaatına göre, hüküm değerlendirilmeye tâbi tutulur. Meselâ bu âyette bazı fakihlere göre, kur’ kelimesi, temizlik ifade eder, diğer bazılarına göre ise, hayız anlamındadır. Kesin hükümden maksad ise, hakkında ictihada, görüş ayrılığına, ayrı ayrı görüşler açıklanmasına imkân yoktur. Buradaki zann, Türkçede kastedilen mânasıyla şüphe ifade etmez. Arapçadaki zann kelimesini dilimizdeki gibi anlayıp öyle terceme edenler, çevirenler yanıldığı gibi, Arapçadaki zannı Türkçedeki zan gibi anlayanlar da hatadadır.