Hamd alemlerin Rabbi ALLAH(CC)’ a mahsustur. Salat ve Selam müminlerin önderi Hz. Muhammed (s.a.v)’ e ve selam tüm müminlerin üzerine olsun.
Dünya ve ahiret saadetinin temelini ALLAH(CC)’ ı tanımak oluşturmaktadır. Varlık alemini, hayatı vahiy ile okuyarak, tartışılmaz hakikatlere ulaşıp yaratıcı hakkında doğru bilgi edinmek ve bu bilgi ile bir şuura ulaşmak dosdoğru yolun tespiti için gerekli ilk ve zorunlu aşamalardır. Bundan sonra, yani ALLAH(CC)’ ı O’nun razı olduğu makbul bir seviyede tanıdıktan sonra, kulun hayatına dönük sorumlulukları başlar. Bunu kabaca tüm fiillerinde ALLAH(CC)’ın gönderdiği ölçüye göre hareket etmek, emirlere itaat, nehiy edilenlerden kaçınmak olarak tanımlayabiliriz. Buna karşılık hayatın birçok aşaması ve sahnesi kulun doğru fiili yerine getirmesinin önünde engel olarak görülebilir.
“Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. (Tegabun,15)
Ölçüsü kaçırılmadan mal ve çocukla ilgilenmek meşru olmasına rağmen bir imtihan vesilesi olması aynı zamanda hayatta imtihan unsuru olabilecek daha nice faktörlerin olacağını da gösteriyor. Tüm bu imtihanlara karşı doğru tercih ve fiilde bulunmak muhakkak ALLAH (CC)’ ı tanımayı gerektirir. Ancak bu şekilde nimetlerin ALLAH(CC)’ tan olduğunu bilir ve O’nun katında olanların daha hayırlı olduğu anlaşılır. Kalp bu şekilde tüm ihtiyaçlar için ALLAH(CC)’ a bağlanır. Böylece tevekkül denilen, dünya ve ahirette ilgili faydaların elde edilmesi, zararların defedilmesi için kul dirayetle ALLAH(CC)’a yöneldiği hale bürünür.
“ALLAH(CC) kendisine karşı gelmekten sakınan kimseye kurtuluş yolu sağlar, oma beklemediği yerden rızık verir. ALLAH(CC)’a güvenen kimseye O yeter.” (TALAK 2,3)
Akıllı kişi, ALLAH(CC)’ın sebepleri yarattığını, onların birer nimet ve imtihan aracı olduğunu bilip, sebepleri ALLAH(CC)’ a itaat yolunda değerlendirmeye çalışır. Bu nedenle üzerine düşenleri yaparak işlerini ALLAH(CC)’a havale eder. Burada ki hassas konu sebeplerin varlık nedeni konusunda vahye dayalı bir şuur oluşmaz ise o sebepler kişiyi ALLAH(CC)’ a itaate değil, ondan uzaklaştırmaya itebilir. Düşünün ki, doğru bir anlayış ve ihlasla kılınmayan namaz kişiyi ziyana sokuyorsa, çocuk, eş vb. nasıl ziyana sokmasın.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, hayatımızdaki tüm varlıklar, imkanlar ve muhatapların yerlerini ancak vahiyle belirlersek sebeplerin fitnesinden sakınabiliriz. Diğer türlü, ilimsiz bir şekilde, nimet olarak gördüğümüz birçok imkan musibete dönüşecektir. Dünya hayatı doğru tespit yapılması gereken nice etkenlerle doludur. Düşünün ki, bir evin değerini nasıl o evde oturan kiracı değil de o evin sahibi belirliyorsa, dünya ve içindekilerin değerini de ancak dünyanın ve mülkün sahibi ALLAH(CC) belirlemiştir.
Rabbim bizim için imtihan kıldığı her şeye karşı doğru tespit ve tercih yapıp, doğru fiilde bulunan kullarından eylesin.
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN