Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
İslam, Müslümanlardan insanlar arasında saygı gören şahıslar almamızı ister. Kıyafetlerinde, görünüşlerinde, hal ve hareketlerinde örnek olacak seviyede ve diğer insanlardan farklı olmalarını ister. Müslümanlar yüklendikleri Büyük İslam davasını ve Kur’an emanetini taşıma görevinde örnek insanlar olmalıdır.
Gerçek ve örnek Müslümanlar kendilerini hiçbir şekilde ihmal etmezler. Bu hayatta yüklendiği Yüce görevlerin yanı sıra kendisine de bakmayı unutmaz. Çünkü ona göre insanın görünümü taşıdığı düşüncesi ve güzel görünüşü, büyük ve şerefli cevhere daha layıktır. İşte Allah(C.C) yolunda davetçi Müslüman bunlara dikkat eder. Şuurlu ve gerçek Müslüman, bedeni, aklı ve ruhu arasındaki dengeyi kurarak her birine hakkını veren ve birine aşırı derecede önem verirken diğerini ihmal etmeyen ve bu hususta Rasulullah(sav) yolunu takip eden kimsedir. Şimdi şuurlu ve gerçek Müslümanın bedeni, aklı ve ruhu arasındaki dengeyi kurarak her birine hakkını nasıl vereceğine bakalım.
1) Bedeni: “Bir Müslüman yemesinde ve içmesinde aşırıya kaçmaz.” Spor yapar, bedenini ve elbisesini temiz tutar. Saç ve sakal bakımına özen gösterir. Kılık kıyafetine dikkat eder.
2) Aklı: İlim farzdır ve bir şereftir. İlim öğrenme ölünceye kadar sürer, Müslüman yabancı dil bilmesi, tecrübeli olduğu dalda ilerlemek için uğraşır.
3)Ruhu: Müslüman salih arkadaş edinir ve iman meclislerine devam eder. Müslüman Ruhunu ibadetle parlatır. Peygamberimizin(sav) yaptığı hayırlı duaları ağzından düşürmez.
“Müslüman sıhhatli bir bedene ve kuvvetli bir yapıya sahip olmak için bütün gücüyle çalışır. Bu sebepten yemesinde, içmesinde orta yolu takip etmesi gerekir. Yemeğe doymak bilmez kimse gibi yemeğe atılmaz. Bilakis belini doğrultacak sıhhat, kuvvet ve canlılığını koruyacak kadar yer.
Müslüman genelde zararlı, yıpratıcı ve helak edici, haram, pis yiyecek ve içeceklerden uzak olduğu gibi uykusuzluk, azimeti yıpratıcı şeylerden uzak durmakla beraber bedenini kuvvetlendirecek, sağlıklı biri kalmak için de düzenli spor yapar. Çünkü spor bedeni, hastalık ve illetlere karşı daha dayanıklı kılar.
Müslüman aklını ilim ile muhafaza etmenin ve onu Allah(C.C)’ın kainattaki mahlukatının sırlarını çözmede kullanmasının bir farz olduğunu bilir. Bu itibarla aklını daima korur ve göğsünde hayat nefesi bulundukça, nabzı atıp damarlarında kan dolaştıkça, ilimden geri durmayıp devamlı zihni faaliyette bulunur.
Yine Müslüman kendini koruyarak bedeni ve akli varlığını kurarken, kendisinin sadece beden ve akıldan oluşmadığını unutmaz, Bilakis çalışan bir kalbi, fısıldayan bir ruhu, kendisini ibadet aleminde yüceliklere doğru götüren arzularının varlığını idrak eder. Allah(C.C) nezdindeki nimetleri düşünür. Vereceği ceza ve azaptan yine Allah(C.C)’a sığınır.
Müslüman fertlerin uyanık, dikkatli ve şeytanın tuzaklarından korunmuş vesveselerinden arınmış olarak kalabilmesi için gece gündüz yapacağı ibadet ile ruhunu parlatmalıdır. Şeytanın bir an dahi olsun musallat anında hemen Allah(C.C)’ı anar ve tevbe ederek istiğfar ile düştüğü gafletten dönmelidir. Nitekim Rabbimiz(C.C);
“Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca Allah(C.C)’ı anarlar ve hemen gerçeği görürler.” (Araf 201)
Bu yüzden Peygamberimiz(sav) Ashabına şöyle buyurdu;
“İmanınızı yenileyiniz, kendisine imanımızı nasıl yenileriz. Denildi buyurdu ki; “La İlahe İllallah sözünü çokça söyleyiniz.” (Ahmed İbn Hanbel)
VELHAMDULİLLAH
SELAM VE DUA İLE