Hamd yalnızca âlemlerin rabbi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam Hz. Muhammed’e (s.a.v) Ehli beytine, Ashabına ve yolunu yol edinenlerin üstüne olsun.
Allah’ın emrettiği amelleri yaparken yapılanların makbul olabilmesi için atlanmaması gereken kavramlardan bir tanesi olan ihlasa değineceğim. Fakat tamamıyla değil en fazla eksikliğin meydana geldiği yönüyle değineceğim. Ne demektir ihlas; Sözlükte “arınmak, saflaşmak, kurtulmak” manasındaki hulûs/halâs kökünden türetilmiş olup “bir şeyi, içine karışmış ve değerini düşürmüş olan başka şeylerden temizleyip arındırmak, saflaştırmak” anlamına gelen ihlâs kelimesi, terim olarak “ibadet ve iyilikleri riyadan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” demektir. İslâmî literatürde ihlâs daha geniş olarak şirk ve riyadan, bâtıl inançlardan, kötü duygulardan, çıkar hesaplarından ve genel mânada gösteriş arzusundan kalbi temizlemeyi, her türlü hayırlı faaliyete iyi niyetle yönelmeyi ve her durumda yalnızca Allah’ın rızâsını gözetmeyi ifade eder (Râgıb el-İsfahânî, Müfredât, “ḫlṣ” md.; Lisânü’l-ʿArab, “ḫlṣ” md.; Gazzâlî, IV, 379-380)
Namazın makbuliyetinin şartları orucun makbuliyetinin şartları mevcut olduğu gibi ihlasın da makbuliyetinin şartları bulunmaktadır. Şimdi onların neler olduğuna bakalım inşallah.
1-) Mümkün olduğunca yapılan ameli gizlemek ve ona işaret olabilecek konuşma ve imada bulunmamak
2-) İnsanların senin yaptığın amel hususunda ne düşündüklerini öğrenme çabası içinde olmamak aksine işlediği amelin unutulmasına gizlenmesine ve hakkında konuşulmaması yolunda gayret göstermek.
3-) Ameli başlarken ne niyetle yaptıysa sonunda da aynı niyete sahip olacak yaptığı amelden sebep insanların ona övgüler yağdırmadıklarından ameli kendisine sevimli gelecek
4-) Övgü de yergide onun nazarında aynı seviyede olacak öyle ki insanların yaptığı övgüyü kendi nazarında tehlike işareti kabul edip korkarak yapılan övgüleri savmaya çalışacak
5-) Yaptığı amelin başkasına atfedilmesi durumunda içinde bir daralma hissetmeyecek
6-) Sadece kendisiyle Allah arasında kalan amelleri saklı tutma yoluna gitmelidir
7-) Kendisinin deneyimli olduğu bir işe başkasının seçilmesi durumunda içinde asla sıkıntı duymaması hatta bu iş için seçilen kişiye kendi tecrübelerini aktarması gerekir
😎 İnsanların memnuniyetlerine ve öfkelenmelerine önem verememelidir
9-) Kendi nefsini tezkiye edecek şekilde konuşmaması sık sık ben bana gibi sözler kullanmaması.
10-) Allah(Celle Celaluhu)’ın kendisine mükâfat olarak verdiği şeyle iftihar etmemeli
11-) Başkalarına yaptığı iyiliği başa kakmamalı ve onlara hatırlatmamalı…
Bu konuların Müslüman olan kimseler için önemi zannedildiğinden çok daha fazladır. Vehb b. Münebbih “Allah’ın rızasına ancak onun her an kendisini gördüğünü bilip düşünen kimseler ulaşabilir.”
Demek ki Allah’ın rızasına ulaşmak sadece amel yapmakla elde edilmiyormuş o ameller Allah için olmadıktan sonra ihlastan yoksun olduktan sonra…
Amellerini kim için yapıyorsan karşılığını ondan bekliyorsun demektir. Şayet iyilik yaptıktan sonra karşıdan övgü bekliyorsan amelin onun içindir. Övülmediğinde keşke yapmasaydım övecek ya da karşılığını verecek kişilere yapsaydım diyorsan yine amellerin onun içindir.
Hz. Ebu Hureyre anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v)’ı şöyle buyururken işittim:
“Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kimseler (şu üç kişidir: görünürde şehid, âlim, servetini Allah yolunda harcayan zengin. Bunlardan ilk önce:)
1) Şehit düşmüş kimse olup Allah’ın huzuruna getirilir. Allah ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve nail olduğu nimetleri itiraf eder.
– Allah(Celle Celaluhu): “Peki bunca nimetlere karşı ne yaptın?” diye buyurur.
– Adam: “Ya Rab! Senin yolunda savaştım ve şehit düştüm.” deyince:
– Allah(Celle Celaluhu): “Hayır yalan söylüyorsun, sen, cesur desinler diye savaştın. Neticede bu söz de senin hakkında söylenmiştir.”
Sonra bu kişi verilen emir üzerine yüzüstü sürüklenerek cehenneme atılır.
2) Diğer bir adam ise ilim öğrenmiş ve öğretmiş, Kur’an okumuş bir kimse olup o da Allah’ın huzuruna getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder.
– Allah: “Peki bu nimetlere karşılık ne yaptın?” diye buyurur.
– Adam: “İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur’an okudum.”, cevabını verir.
– Allah da buyurur ki: “Yalan söyledin. Sen, ‘âlim’ desinler diye ilim öğrendin, ‘ne güzel okuyor’ desinler diye Kur’an okudun. Zaten bu sözler de senin için söylenmiştir.”
Sonra emredilir de yüzüstü cehenneme atılır.
3) Daha sonra Allah’ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kimse Allah’ın huzuruna getirilir. Allah verdiği nimetleri ona hatırlatır, o da onları itiraf eder. Bunun üzerine Allah:
– “Peki ya sen bu nimetlere karşılık neler yaptın?” diye buyurur.
– Adam: “Senin rızanı kazanmak için sevdiğin yollarda harcadım.” deyince Allah kendisine: “Yalan söylüyorsun, hâlbuki sen bütün yaptıklarını, ‘Ne cömert adam.’ desinler diye infak ettin. Bu söz de senin hakkında gerçekten söylenmiştir.” buyurur ve ardından da Allah’ın emri üzerine bu kimse de yüzüstü cehenneme atılır.” (bk. Müslim, İmâret 152, hadis no: 1905; Tirmizî, Zühd 48, hadis no: 2383; Nesâî, Cihad 22)
İhlas sız amel cehennemlik olmaya sebeptir. Allah için fedakârlık yaptığında bırak sen ve Allah bilsin bunu. Uykusuz kaldığında neden uyumadın diye sorulmasını bekleme, gözlerin şiştiğinde hayırdır ne oldu diye etrafında el etek dönülmesini bekleme, insanları ziyaret ettiğinde ayaklarının şiştiğini fark ettirmeye çalışma, oflama bunları yapma ki sana kalan sadece yorgunluk uykusuzluk ve gözyaşı olmasın…
Tevhidi yaşayan ihlası kuşanan müminlere selamun aleykum.