NE KÖTÜ BİR KULSUN
İnsanın yaratılış gayesi Allaha şükretmektir bunun tam tersi nankörlüktürki bu nimetin üzerini örtüp onu görmemezlikten gelmektir şükrün başı imandır.
Şükür Verilen herhangi bir nimetten dolayı, bu nimeti verene karşı söz, fiil veya kalb ile gösterilen saygı ve karşılık, iyiliğin kıymetini bilme ve iyilik yapana bu hissi gösterme, nimet ve iyiliği anıp sahibini övme.
Allaha Şükür üç şekilde eda edilir:
1- Dil ile: Nimet vereni anmak, onu övmek ve bu hususta dil ile yapılabilecek şeyi yapmakla olur. Yüce Allah Hz. Muhammed (s.a.s)’e onun vasıtasıyla bütün insanlara bu hususta şöyle seslenmiştir: “Rabbinin nimetine (ihsanına) gelince, onu minnet ve şükranla an” (Duha 11)
2- Kalp ile: Kalp ile nimeti vereni tanımak ve iman etmek
3- Fiil ile: Bu da, vücudun bütün organlarıyla olur. Her çeşit nimeti veren Allah’ın emir ve yasakları, vücudun hangi organını ilgilendiriyorsa, o organın, Allah’ın emir ve yasaklarına uygun hareket etmesini sağlamak gerekir.
İnsan herhangi bir noktada şükrü unutunca o noktadan nankörlüğe bir kapı açılıyor şayet o kapıyı kapatmak için mücadele etmez ise bu başka nimetlere karşıda nakörlüğün bir basamağı oluyor.
şükür insanın kalbini ferahlatıp rahatlatırken
Nankörlük kalbin dünyaya meylini ve isteğini artırıyor.
Samimi bir kalple kendimize soralım bu kadar nimetin karşılığı nankörlük olursa hem büyük bir ayıp hemde büyük bir kayıp olmazmı insana
Yüce Allah (c.c) kudsi bir hadisde şöyle buyurmaktadır:
“Ey âdemoğlu!
Her kim dünyalık bir şey için üzüntü duyup kederlenirse, bu sadece Allah’tanuzaklaşmasını; dünyada ise sadece sıkıntısını ve âhirette de perişanlığını artırmaktan başka bir işe yaramaz.
Yüce Allah, dünya için kederlenenin kalbini arkası kesilmeyen tasalarla ve hiç boş vakit bulamayacak meşgalelerle doldurur. Allah o kalbe öyle bir fakirlik hissi verir ki, hiçbir zaman zenginliğe ulaşamaz, ona vereceği emeller ise onu sürekli meşgul eder.
Ey âdemoğlu! Ömrün her geçen gün biraz daha kısalır ama bunu idrak etmezsin.
Sana her gün rızkını gönderirim ama şükretmezsin. Aza kanaat etmez, çokla da doymazsın.
Ey âdemoğlu! Katımda sana rızkın ulaşmadığı gün yoktur; ancak meleklerin huzuruma senin tarafından işlenmiş çirkin fiilleri ulaştırmadıkları gün de yoktur.
Sen hem benim verdiğim rızkı yiyor hem de bana isyan ediyorsun.
Bana dua ediyorsun, sana icabet ediyorum. Benden sana hep iyilikler inip dururken, senden bana kötülüklerin çıkıp duruyor. Ben senin için iyi bir dost ve koruyucu iken, sen benim için ne kötü bir kulsun! Sana verdiğim nimeti benden gizlemeye kalkışıyorsun.
Ben, peş peşe yaptığın kötülüklerini örter ve senden utanırken, sen benden
utanmıyorsun. Beni unutuyorsun ama benden başkasını hatırında tutuyorsun.
İnsanlardan korkuyor fakat benden korkmuyorsun. Onların ezasından çekiniyor ama benim gazabımdan çekinmiyorsun
GAZALİ/KUDSİ HADİSLER
Rabbim nimetlerini gören ve on şükreden kullarından olmayı cümlemize nasib etsin
Eksiklerimizi gidersin ve bize merhamet etsin
Velhamdulillahi Rabbil Alemin