sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

O SİZİN İÇİN APAÇIK BİR DÜŞMANDIR.

03.01.2020
770
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAMANİRRAHİM

Hamd âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün sahibi Allah azze ve celle’ye mahsustur. Salat ve Selam, önderimiz, örneğimiz, kendisine itaat ve ittiba olmadığı sürece kurtuluşun mümkün olmadığı son peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v)’e âline, ev halkına, sahabesine ve tüm mümin ve müminelerin üzerine olsun İnşaAllah.

Bir adam Hasan Basri (k.s.) ye dediki ‘Ey Hasan Basri şeytan uyur mu?’ Hasan Basri bu söze güldü ve şöyle dedi ‘Biraz uyusaydı biz rahata kavuşurduk.’

O halde müminler için şeytandan kurtuluş yoktur. Öyleyse onun hilesini etkisiz hale getirmek ve onun azığını az vererek zayflatmalıdır. Rasullullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur ”Mümin şeytanı eliyle etkilemelidir.” İbni Mesud (r.a) dedi ki ‘Müminin şeytanı kınanmıştır.’ Kays İbni Haccac (k.s.) dedi ki ”…Şeytan bana şöyle vesvese verirdi! ‘Sana ağzından bir deve gibi girdim. Şuanda bir serçe gibiyim.’ Dedim ki ‘Niçin?’ Dedi ki ‘Kötülük yapman için sana her vesvese verdiğim zaman Allah’ı hatırlayarak benden ayrılıyorsun. Böyle yapman beni zayıflattı.”

Muttaki insanların şeytanın vesveselerinden kurtulmaları ve ona gönüllerinin kapılarını kapatmaları zor değildir.Muttakiler, günaha götüren vesileleri yapmayarak kapıları kapatırlar. Lütfen okuduğumuzu iyi anlayalım. Günahı yapmayarak değil, günaha götüren vesileleri yapmayarak kapıları kapatmak.

Kalpte şeytanın vesvese vererek gireceği kapılar çoktur. Meleklerin gireceği kapı bir tanedir. Bu melek kapısı ile şeytanların kapıları arasındakı farklar, herkesin zorla ayıracağı şekildedir… Kalbin bu durumunu kişinin karanlık bir gecede, çeşitli ve karmaşık yolları bulunan bir çölde kalmış yolcu misalidir. İşte böyle bir karmaşık yol ağında doğru yolu bulmak, selamete çıkmak için çok keskin gözlere ve ışığa ihtiyaç vardır. Şeytanın vesveselerin kapladığı yolda keskin göz takva ile temizlenmiş kalptir. Yol gösteren ışık ise Allah’ın kitabı ve Rasullullah’ın sünnetidir.

Abdullah İbni Mesud (r.a) dedi ki ”Bir gün Allah Resulu bir çizgi çizdi ve şöyle dedi ‘Bu Allah’ın yoludur.’ Sonra bu çizginin sağına ve soluna birer çizgi çizdi ‘..ve bunlar eğri yollardır. Bütün bunların her birinin üzerinde, oraya çağıran şeytan vardır.’ dedi. Daha sonra şu ayeti okudu. ‘Bu benim dosdoğru olan yolumdur. Şu halde ona uyun. Sizi O’nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup, sakınırsınız.” (En-am 153)

Rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle anlattı:

”Eskiden İsrailoğullarından bir Rahip vardı. Şeytan onu yoldan çıkarmayı istedi. Bu esnada birisinin cariyesi hastalandı. Şeytan cariyenin ailesine ‘Bu hastayı ancak filan Rahip tedavi edebilir.’ diye vesvese verdi. Cariyeyi tedavi etmek için Rahibe getirdiler. Rahip önce bilmiyorum diyerek tedavi etmeyi kabul etmedi. Birkaç kere getirdikten sonra tedaviyi kabul etti. Daha sonra şeytan Rahibe vesvese vererek cariyeyle ilişki kurmasını sağladı. Rahip cariyeyle ilişkide bulunduktan sonra hamile kaldı. Şeytan Rahibe şöyle vesvese verdi ‘Sen bunu öldür. Yoksa yarın yaptığın açığa çıkar ve insanlar içinde rezil olursun. Yarın rezil olmaktansa bunu öldürmen daha iyi olur ve sonra ailesine şöyle dersin ‘O öldü.’ Böylelikle kurtulursun.’ Rahip cariyeyi öldürdü. Şeytan cariyenin ailesine giderek Rahibin cariyeyle ilişki kurduktan sonra öldürdüğüne dair vesvese verdi. Cariyenin ailesi Rahibin üzerine yürüyünce şeytan Rahibe yaklaşarak şöyle dedi ‘Bütün bunları vesvesemle ben yaptım. Bu durumdan kurtulmak istiyorsan sen bana iki kere secde eder kurtulursun.’ dedi. Rahip ona secde edince şeytan şöyle dedi ‘Ben senin şerrinden kaçıyorum seninle hiçbir dostluk kurmam!”

Allah azze ve celle şöyle buyurmuştur:

كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ اِذْ قَالَ لِلْاِنْسَانِ اكْفُرْۚ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ اِنّ۪ي بَر۪ٓيءٌ مِنْكَ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اللّٰهَ رَبَّ الْعَالَم۪ينَ

Şeytanın durumu gibi; çünkü insana ‘İnkâr et’ dedi, inkâr edince de: ‘Gerçek şu ki, ben senden uzağım. Doğrusu ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım’ dedi.

Rivayet edildiğine göre şeytan İmam-ı Şafii’ye sordu:

-Beni dilediği gibi yaratan ve istediği gibi kullandıktan sonra cennete veya cehenneme kendi isteği ile atan kişi adil mi, zalim midir?

İmam-ı Şafii düşündü ve dedi ki:

-Ey mel’un şayet O seni senin istediğin gibi yaratmışsa haksızlık etmiştir. Yok şayet kendi dilediği gibi yaratmışsa O yaptığından hesaba çekilmez. Canlılar ise yaptıklarının hesabını verir.

Şeytan bu cevap karşısında şaşkına döndü ve şöyle dedi:

-Ey Şafii ben bu vesvesemle 70 abidi, ibadetlik makamından rezilliğe indirdim!

Rivayet edildiğİne göre şeytan Hz. İsa (a.s) nın karşısına çıkarak dediki; ‘Allah’tan başka ilah yoktur de.’ Hz. İsa (a.s):

-O doğru bir sözdür ancak senin istemenden dolayı söylemem, dedi.

Zira şeytan bazen hak ile batılı birbirine karıştırmak için hak şeklinde gözükür. Böylece abidleri, zahidleri ve hak yolunun yolcularının çoğunu haktan alıkoyarak onları helak eder. O şeytanın bu şekilde yaklaşmasından ancak Allah’ın korudukları kurtulur. Bunun içindir ki bizlerde bizim için apaçık düşman olan şeytan alehillaneyi tanımamız ve onun tuzaklarına karşı uyanık olmamız gerekmektedir. Yoksa bugünün insanları gibi şeytanla kol kola, el ele, diz dize dost oluruzda farkında bile olamayız. Allah (c.c) farkı fark edebilen kullarından olmayı nasip eylesin. Şeytana karşı uyanık kalabilmeyi nasip etsin.

Selam ve dua ile, Allah’a emanet olun.

“Oradaki duaları: ‘Allah’ım, Sen ne yücesin’dir ve oradaki dirlik temennileri: ‘Selam’dır; dualarının sonu da: ‘Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” (Yûnus 10)

…VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.