sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ÖLÇÜLERİN AYRIMI

01.10.2020
643
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd, Âlemlerin Rabbi Rahman, Rahim, Aziz, Cebbar, Mütekebbir bizlere Kur’an ve Sünnet vasıtası ile kurtuluşun yolunu gösteren Allah azze ve celleye mahsustur. Salat ve Selam sevgili Peygamberimiz örneğimiz, önderimiz olan Peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.v) e âline, ashabına ve onlara tabi olanların üzerine olsun…

Bugün, şuan ve ilerleyen zamanlarda, taki kıyamete dek gelecek insanoğlunun bugün ki hale düçar olmasının sebebi ve etkenleri iyi araştırılıp, iyi tespit edilmesi gerekmektedir. Araştırmalarımızı ve tespitlerimizi Kur’an ve Sünnet ışığında yapmazsak doğru neticeye ulaşamayız. Allah (c.c)’ın, insanoğluna koyduğu ölçüyü algılayamayız. Süheyb-i Rumi hicret olaylarını rivayet ederek şöyle der: ‘Rasullullah (s.a.v) beraberinde Ebubekir olduğu halde Medine’ye doğru yola çıktı. Bende O’nunla beraber yola çıkmak istiyordum. Kureyş’ten iki genç beni engelledi. Bu gecemi ayakta geçirdim. Bana, Allah açlığından dolayı meşgul etti, dediler. Yine de şikâyet etmedim. Böylece uyudular çıktım, biraz yürüdükten sonra Kureyş’ten bazı insanlar önüme çıkıp beni döndürmek istediler. Onlara, size altından kaplarımı verirsem beni yoluma bırakır mısınız? Dedim. Kabul ettiler. Mekke’ye kadar onlarla birlikte gittim. Kulübenin kapısının eşiğinde altınlar vardır, falana gidiniz ondada iki tencere vardır aldırınız, dedim. Çıktım ve Küba’da Rasullullah (s.a.v)’e ayrılmadan önce yetiştim. Beni görünce Ey Eba Yahya satışında kazandın, dedi. Ya Rasullullah benden önce sana kimse gelmedi. Bunu sana Cebrail (a.s)’den başkası haber vermemiştir, dedim.

İnsanlar arasında zarar eden kişi malını kaybetmiş olandır. Kim fazla mal kazanırsa o kişi kazançlı kişidir. Süheyb olayı ise beşer ölçüsünde bir kayıptır ve zarardır. Ama o Allah indinde kazanmıştır.

İşte bu, İslam’ın ölçüsüdür. Ve beşerin sınırlı aklındaki ölçüden ayrılmaktadır. Allah (c.c) kitabı Keriminde şöyle buyurmaktadır: ‘’Hiç şüphesiz Allah, mü’minlerden karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler; (bu) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip müjdeleşiniz. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur.’’ (Tevbe 111)

Buna göre kim canını ve malını Allah yolunda satarsa kazanmış ve yeryüzünde ondan daha değerli hiçbir şey olmayan cenneti garanti etmiştir. Bilakis sahih bir hadiste geçtiği gibi; ‘Açığa çıktığında güneş ışınlarının örteceği, örtüsü yeryüzüne düştüğünde ise yeryüzünün hepsini güzel kokuyla kaplayacak, hurilerden tutun bal, süt, şarap ve su bulunan yaprakları altından olan ağaçları, altından imar edilmiş sarayları, sayısını yalnız Allah azze ve cellenin bileceği nimetleri garanti etmiştir.’

Şüphe yoktur ki kim bu cenneti dünyada ki sahip olduğu malının karşılığında kazanırsa İslam nazarında kazanan olacaktır.

Şüphesiz ki salih amellerle terazisi ağır gelmeyen bir kimse, cenneti dünyada ki sahip olduğu malının karşılığında kazanamaz. İslam’ın ölçüsünde kazanan olmak, şüphesiz ki salih amellerle terazisi ağır gelenlerdir. Tartısı ağır gelmeyen hiç kimse cennete giremeyecektir. Bunun için Allah (c.c) hayat rehberimiz Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: ‘’O gün tartı haktır. Kimin tartıları ağır basarsa, işte kurtulanlar onlardır.’’ (Araf 8)

İslam ölçüsünde hüsrana uğrayanlar evet onlar, dünyada iken yanlış olduğu yapmış olduğu salih amellerin azlığı sebebiyle terazileri hafif gelenlerdir. Bundan dolayı Allah azze ve celle şöyle buyurmaktadır: ‘’Kimin tartısı hafif gelirse, işte onlar da nefislerini hüsrana uğratanlar, cehennemde de ebedi olarak kalacak olanlardır.’’ (Mü’minun 103)

Rasullullah (s.a.v) kazanan ve kaybeden kavramının manasını kuvvetlendirmek için, zihinlerde bu kavram hakkında yanlış anlaşılmış düşünceyi silmek için bir gün şöyle demiştir: ‘İflas edenin kim olduğunu bilir misiniz? Bizim yanımızda iflas eden bir dirhemi ve bir malı kalmayandır Ya Rasullullah dedik. O (s.a.v) şöyle dedi ‘Ümmetimden iflas eden (müflis olan) kıyamet gününde oruçla, namazla, zekâtla gelir. Ama şunun ırzına sövmüş, öbürüne iftira etmiş, başkasının malını haksız yere yemiştir. Terazi konulur ve her iki tarafın hasenatı da ölçülür. Sonra hakkı yenilenin üzerinde bulunan günahlar bitmezse o kişinin günahlarından alınıp üzerine yüklenir. Sonra da ateşe atılır.’ (Müslim)

İşte İslam nazarında iflas eden kişi budur. Ve kazanan kişi ise dünyada iken malını ve canını satıp cenneti kazanandır. Şu halde bizler acaba kazananlardan mı yoksa iflas edenlerden miyiz? Düşünelim.

Allah azze ve celle canını ve malını cennet karşılığında Allah’a satan kullarından olmayı cümlemize nasip etsin. Allah’a emanet olun. Ölçüyle kalın, Selam ve Dua ile…

  Oradaki duaları: ‘Allah’ım, Sen ne yücesin’dir ve oradaki dirlik temennileri: ‘Selam’dır; dualarının sonu da: ‘Gerçekten, hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’ındır.

(Yunus 10)

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.