BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Alemleri yoktan var eden kayıtsız, şartsız hakimiyet yetkisine sahip Allah c.c.’a aittir. Selat ve Selam sevgili önderimiz rehberimiz, peygamberimiz Muhammed Mustafa s.a.v’e aline ashabına ve bütün Müslümanların üzerine olsun İnşallah.
İnsanın; mutluluğu, huzur ve saadeti yakalayabilmek için çabalamadığı bir salise dahi yoktur. Yani kul (insan) hakiki mutluluğu bulabilmesi için çok gayretli ve azimli olmalıdır. Kaynağını ve mecrasını iyi tesbit etmeli ve ona göre yola çıkmalıdır.
Bunun içindirki kulun fayda ve saadeti ‘’Ancak sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz.’’ Ayetini gerçekleştirmesindedir. Çünkü kulluk; amaçlananı istenileni ve medet umulanı içine almaktadır. İstenilen bir şeyin elde edilmesi için yardımı istenecek o’dur.
Birincisi: Uluhiyetin manası
İkincisi: Rububiyetin manasıdır.
Çünkü İlah; Kalplerin; sevgi, yönelme, saygı, değer verme, yücelme, boyun eğme, korku, umut ve tevekküle kendisine kulluk ettiği kimsedir.
Rab ise; Kulunu terbiye eden, yaratıp sonrada faydasına olan şeylere yönlendirendir.
Öyleyse ondan başka ilah ve o’ndan başka Rab yoktur.
Allah c.c. Kur’anı Kerim’de birçok ayeti kerimede Uluhiyet ve Rububiyeti bir arada zikretmiştir.
‘Göklerin ve yerin gaybı sırrı yalnız Allah’a aittir. Her iş o’na döndürülür. Öyle ise O’na kulluk et ve O’na dayan, Rabbin yaptıklarından gafil değildir. (Hud 123)
‘’Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan O’nu hamd ile tesbih et. (Furkan 58)
‘’Başarmam ancak Allah c.c. yardımı iledir. Yalnız o’na dayanır ve yalnız ona döneceğim. (Hud 88)
‘’Rabbinin adını an, bütün varlığınla O’na yönel. O doğununda batınında Rabbidir. O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse yalnız onun himayesine sığın. (Müzemmil 8-9)
‘’Deki O benim Rabbimdir. O’ndan başka İlah yoktur. Sadece O’na tevekkül ettim ve dönüş sadece O’nadır. (Rad 30)
‘’Rabbimiz ancak sana dayandık, sana yöneldik, dönüşte ancak sanadır.’’ (Mümtehine 4)
Bu ayetlerde Tevhidin iki aslı yan yana sıralanmıştır. Kul bunlarsız asla mutluluğa ulaşamaz. Kulun mutluluğunu sağlayan şeylerin ikincisi şudur. Allah c.c. mahlukata kendini birleyip ona yönelmeyi, sevmeyi ve ihlası içinde barındıran ibadet için yaratmıştır. Yalnız onun zikriyle kalpleri huzur bulur ve nefisleri sakinleştirir. Ahirette o’nu görmek ve gözleri aydın, nimetleri tamam olur. Orada onlar için en sevimli ve kalpleri için en iyi nimet olan O’na bakma ve vasıtasız sözünü duymaktan daha iyi hiçbir nimet vermemiştir.
Dünyada ise kendisine iman, O’nu sevme, O’nu arzulama, O’nun yakınlığı ile ünsiyet kurma, zikriyle huzura erme nimetlerinden daha hayırlı ve daha sevimli hiçbir nimet vermemiştir. Peygamberimiz bu her iki durumu duasında biraraya getirmiştir. Ey Allahım! Gayb ilminde ve mahlukat üzerindeki kudretinle, hayat benim için daha hayırlı olduğunu bildiğim sürece beni yaşat. Ölüm benim için daha hayırlı olduğundada beni öldür. Gizlide ve açıkta senden senin haşyetini öfke ve rızada senden hak sözü, fakirlik ve zenginlikte senden itidali, senden tükenmez bir nimet, kesintisiz göz aydınlığı, kazadan sonra rızayı, ölüm sonrasında serin bir hayat, cemalini bakmanın lezzetini ve zarar veren bir zararlı ve saptıran bir fitne olmaksızın sana kavuşma arzusunu istiyorum.
Ey Allahım! İman süsü ile bizleri süsle. Ve bizleri hidayete ermiş, hidayet davetçileri eyle. (Nesai)
Çok değerli olan bu duada, dünyada en hoş olan Allah’a kavuşma arzusu ile ahirette Allah’ın cemaline bakma nimetleri bir araya getirilmiştir. Başka bir hadiste ise Allah Rasulu s.a.v şöyle buyurmuştur. Ademoğlunun mutluluğu Allah c.c.’dan hayrı istemesinde ve Allah’ın kazasına rıza göstermesindedir. Ademoğlunun mutsuzluğu Allah’tan hayrı istemeyi terk etmesinde ve Allah’ın kazasına kızmasındadır.’’
İnşallah devamı bir dahaki yazımızda olacaktır. Allah’a emanet olun.
Selam ve Dua ile.
VelhamdulillahirrabbilAlemin