sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ŞEHİD SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA CİN SURESİ 18-19

11.04.2019
606
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

18- Mescidler, camiler Allah içindirler. Öyleyse oralarda Allah’ın yanısıra başkasına yalvarmayınız.

Her iki durumda da ayetin verdiği mesaj şudur: Secde yerleri, yani camiler sadece Allah için olabilirler. Oralarda Allah’ın birliği ilkesi geçerlidir. Oralara hiçbir kesimin, hiçbir değerin, hiçbir görüş tarzının gölgesi yansıtılamaz. Buraların havasına sadece yüce Allah’a kulluk etmenin havası egemen olur. Ayetin orjinalinde kullanılan “Allah’tan başkasına dua etmek” deyimi ya Allah’tan başkasına kulluk etme ya Allah dışında birine sığınmak ya da Allah dışında birine kalpte yer vermek anlamına gelir.

Eğer bu ayetin cinlerin sözlerinin aktarılmış biçimi ise ibadetten ve secdeden sözedilen bu özel noktada onların surenin başlarında geçen “Artık Rabbimize hiçbir ortak koşmayacağız” biçimindeki sözlerinin pekiştirilmiş bir tekrarı niteliğindedir. Yok eğer doğrudan doğruya yüce Allah’ın sözü ise cinlerin Rabblerinin birliği dile getiren sözleri dolayısiyle, Kur’an’ın üslubu uyarınca tam yerinde yapılmış bir “yönlendirme” girişimidir.

Bir sonraki ayet de aynı niteliği taşır. Okuyoruz:

19- Allah’ın kulu Muhammed, Rabbine yalvarmaya durunca müşrikler birbirlerine abanarak keçe gibi çevresini sararlardı.

Yani Peygamberimiz namaza durup Rabbine dua ederken toplu halde etrafına üşüşürler. Bilindiği gibi ayetin orjinalinde geçen “salât” sözcüğü aslında “dua” anlamına gelir. Eğer ayet cinlerin sözü sayılırsa Peygamberimiz namaz kılarken ya da Kur’an okurken gruplar halinde çevresini saran müşrik arapların durumunu anlatıyor demektir. Nitekim “Mearic” suresinin “Kafirler ne oluyor da sağlı-sollu gruplar halinde sana doğru koşuyorlar” biçimindeki ayetleri aynı olaya değiniyor (Mearic 36-37). Yani Kur’an’ı dehşet içinde dinliyorlar, fakat ona olumlu karşılık vermiyorlar. Ya da müşriklerin gruplar hâlinde biraraya gelmesi Peygamberimize eziyet etmek içindir de yüce Allah, O’nu onların şerlerinden koruyor. Nitekim birkaç kez böyle oldu. O takdirde cinlerin soydaşlarına yönelik bu sözlerinin amacı müşriklerin bu davranışlarına karşı duydukları şaşkınlığı dile getirmektir.

Eğer ayet doğrudan doğruya yüce Allah’ın kendi sözü ise o zaman bu cinlerin durumlarını anlatıyor olabilir. Bilindiği gibi bu cinler, kendi deyimleri ile bu “harikulâde” Kur’an’ı birbirleri üzerine abanarak Peygamberimizin çevresine üşüşmüşler, lifleri birbirine sıkı sıkıya yapışmış bir keçe gibi olmuşlar. Bana öyle geliyor ki, bu ikinci açıklama ayetin anlamı ile daha iyi bağdaşır. Çünkü cinlerin okuduğumuz tüm sözlerinde açığa vurulan Hayret, dehşet, çarpılmışlık ve kendinden geçme hali ile tam bir uyum yansıtıyor. Doğrusunu Allah bilir.

ALLAH’IN RASÛLÜNE HİTABI

Buraya kadar okuduğumuz ayetlerde cinler Kur’an’dan ve Peygamberimizin görevlendirilmesi olayından söz ettiler. Kur’an bu yaratıkların vicdanlarında sürpriz etkisi yapmış, duygularını alt-üst etmiştir. Bu kitabın göklerin, yeryüzünün, meleklerin ve yıldızların hareketlerinde meydana getirdiği değişikliklerden, tüm evrenin işleyişi üzerinde bıraktığı etkilerden, içerdiği ciddiyetten ve beraberinde getirdiği yasalar sisteminden onları haberdar etmiştir.

Bütün bunlardan sonra Peygamberimize sesleniliyor. Bu seslenişlerin mesajları ağırbaşlılık, kesinlik ve tok seslilik yansıtıyor. Bu seslenişlerde Peygamberimize verilen direktifler şunlardır: O sadece ilahi mesajı duyurmakla yetinmelidir, işin bundan sonrasına hiç karışmamalıdır; bunların yanısıra gayp alemi, insanların gelecekte ne olacakları, ahirette ellerine ne geçeceği konularında da kafasını yormamalıdır. Bu seslenişlerin havasında ciddiyetleri ve kesinlikleri ile uyumlu bir hüzün ve teselli meltemi esmektedir. Okuyoruz:

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.