sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEN ŞİMDİ FERAGAT ET!

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka İlah bulunmayan, yerleri, gökleri ve ikisi arasındakileri emsalsiz bir şekilde yaratan,Güneş ve ayı emrine boyun eğdiren ve bir hesap ile onlara hükmeden,gökten indirdiği yağmur ile yeryüzünü ölümünden sonra dirilten,rüzgarları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendiren Allah(cc)’a mahsustur. Salat ve selam yaratılmışların en şereflisi, ebedi saadet yolunun önderi Hz. Muhammed (sav)’e ve selam ona tabi olmuş,olan ve olacak olan tüm müminlerin üzerine olsun.

Allah(cc) halife olarak yaratmış olduğu insanın programında sosyal bir varlık olma,bu nedenle gerek insan nevinden gerekse de diğer türlerden canlılar ile ihtiyacı nedeniyle münasebet kurma özelliğini var etmiştir. Bu fıtrat vasıtası ile insan önce Allah(cc) u tanıyıp, sonra da sosyal bir münasebet ile Allah(cc) dan sakındırma, ahirete hazırlık, yeryüzünde şer unsurların defedilmesi ve hayrın yayılması için çalışma gibi birçok görevi yerine getirecektir. İşte bu halifelik görevi ancak insan programında Allah(cc) tarafından yaratılmış olan kendinden başka diğer insanlar ile münasebet kurabilme, yardımlaşabilme ve etkileşebilme özellikleri ile yerine getirilebilecektir. Bu da gösteriyor ki, insanın Allah(cc) u razı etmesi için aynı gaye ile hareket eden insanlar ile yardımlaşması gerekmekte, fakat bu durum etkileşebilme hadisesini de beraberinde getirmektedir. Nasıl ki, Allah(cc)’u tanımak, onun razı olduğu hayatı bilmek vahyin anlaşılması ve vahye tabi olunması ile mümkün olabilecekse, aynı şekilde halifelik görevinin sosyal açıdan gerekli unsurlarının yerine getirilebilmesi ve etkileşebilme hadisesi ile meydana gelebilecek olumsuzlukların önlenmesi de vahyin ışığında mümkün olabilecektir.

Nitekim Allah(cc) bu konuda birçok ayeti kerime inzal etmiştir.

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Ali imran,104)

Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (Saff,4)

Yukarıdaki ilahi hakikatlarin muhataplarının görevlerini sağlıklı bir şekilde icra edebilmesi için bu hususta bildirilen Kur’an ve sünnet kaynaklı bilgileri ve en güzel model topluluk olan ashabı kiramın durumunu iyi tahlil edip kendisi için en güzel azıkları alması gerekiyor.

Bu şekilde gerekli azıkları toplayıp  müminler arasındaki bağın kuvvetine dönük çalışan,planlayan,dertlenen herkes için umulurki ahirette karşılarına sevap olarak çıkacak şeyler elde edeceklerdir.

Hz. Enes (ra) anlatıyor ki:

Resulullah(sav) ile birlikteydik.Resulullah(sav) bir ara ön dişleri görünecek kadar tebessüm etti.Ondan bunun sebebini sorduk.Sevgili Peygamberimiz(sav) şöyle buyurdu:

“Allah’ın huzuruna gelen ümmetimden iki kişiden biri der ki:

-Ya Rabbi!Bunda benim alacak hakkım var,ondan hakkımı al da bana ver.

Yüce Allah diğerine buyurur ki:

-Onun hakkını ver.

Adam der ki:

-Ya Rabbi! Bütün sevaplarım gitti,bende sevap diye bir şey kalmadı.

Yüce Allah bu defa diğerine;

-Bu adamın hiç verilecek sevabı kalmadı.Ne dersin?

Adam der ki:

-Ya Rabbi!Öyle ise benim günahlarımı yüklensin.”

Resulullah(sav) bunları anlatırken gözlerinden yaşlar geldi.Sonra şöyle buyurdu:

“O Kıyamet günü hakikaten büyük bir gündür.İnsan günahlarının kendisinden alınmasını arzu eder.Yüce Allah hak sahibine buyurur ki:

-Kaldır başını yukarıda Cennet’e bak.

Adam der ki:

-Ya Rabbi! İnci ile işlenen,gümüşten bina edilen saraylar ve altından inşa edilen saraylar görüyorum.Bunlar hangi peygamber,hangi sıddık ve şehit kulların içindir?

Yüce Allah buyurur ki:

-Onlar karşılığını ödeyen kimseler içindir.

Adam der ki:

-Bunların ücretini kimse ödeyemez ki.

Yüce Allah buyurur ki:

-Sen dilersen bunların sahibi olabilirsin.

Adam der ki:

-Ya Rabbi,bu nasıl mümkün olur?

Yüca Allah buyurur ki:

-Bu adamın hakkını bağışlamakla onları kazanabilirsin?

Adam da der ki:

-Ya Rabbi, öyle ise affettim.

Yüce Allah da şöyle buyurur:

-Haydi arkadaşını da yanına al,birlikte Cennet’e girin.”

Sevgili Peygamberimiz(sav) daha sonra şöyle buyurdu:

“Allah’tan korkun,Allah’tan korkun da birbirinizin arasını bulun.Görüyorunuz,Allah kullarının arasını nasıl buluyor?” (Ölüm ve Ötesi, İ.Gazali)

Bu olayda ahiretten bir sahnenin Allah’ın elçisi tarafından bildirilmesi ve dünya hayatına dönük bir azık söz konusu. O gün Cennet’i görerek alacağından feragat eden mümin bize sanki şöyle diyor. “Ben cenneti gördüm, feragat ettim. Ama size de Allah’ın peygamberi haber veriyor. Siz de görmüş oldunuz. O yüzden aklınızı kullanın ve dünyada iken bu feragatı yapın.”

Yeryüzünde halifenin sorumluluğunun yerine getirilebilmesi adına, müminlerin birbirleri için olumlu etkiler yapmalı ve bu konuda gayret etmelidir. Birlikte Allah(cc) a kulluk etmeli, aralarındaki muamelelerde her daim Allah(cc) nun rızasını gözetmeli, mümin kardeşi ile olan muamelelerini ahirete dönük olarak azık ve sevap elde etmek adına fırsat olarak görmeli ve değerlendirmelidir.

Evet. Allah severim dedi: Kimi ? Kenetlenmiş ve bir duvar gibi saf bağlayarak kendi yolunda mücadele edenleri! Allah(cc) dan , sevgisini elde etme adına bir vesile olan bu kenetlenme ve mücahedeyi en güzel şekilde yapabilenlerden olmayı dileriz.

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.